Ormanın derinlikleri

390 21 10
                                    

Thomas ın kanlar içindeki bedenine baktım. Bu benim eserimdi. Ayağa kalkıp boğazındaki bıçağı çektim. Açık kalan gözlerini kapattım. Bıçağa bakıp
Şimdi değil. Yapmam gereken bir şey var dedim ve Thomas ın bedenini sürüklemeye başladım. Terk edilmiş bir havası olduğundan fark edebilecek fazla insan olmadığını umdum. Gerçi fark etselerde bir şey değişmez. Sadece bir saatim kaldı. Evin biraz uzağında ağaçlık bir alan vardı. Toprağı el yordamıyla kazmaya sadece birkaç dakika dayanabildim. Onu oraya koyup üzerini yapraklarla örttüm. Şimdi sıra bendeydi. Lanet olsun. Bıçak evde kaldı. Nasıl bir dalgınlık bu. Yaprak yığınının başına büyük bir taş koyup eve doğru koşmaya başladım. Evin yakınlarına geldiğimde polislerin her tarafı sardığını gördüm. İçeriden yaralı birini çıkarıyorlardı. Bu Minevraydı. Uzakta olsamda fark etti beni. Annabeth. Polisler fark edince koşarak yanına gittim.
Her şey için üzgünüm. Ama bir deliye ve sustu o şeye nasıl karşı koyabilirdim? Ambulansa götürülürken bende arkasından gidip bindim. İyi görünüyorsun.
Sadece yaralandım. Ufak bir şey.
Nasıl oldu?
Çantanı almaya çalıştılar. Ama izin vermedim. Çantan evde döşemenin altında. O sırada fark etmediler ama her an bulabilirler. Git ve al onu.

Şimdi sana önemli bir şey söyleyeceğim. Yanımızda duran hemşireye baktı. Düşünceli bir biçimde bana dönüp.
Mundus dividitur in duas partes
Bonum et malum
tales qui passi iniustitia et iniuria
nos salvos fieri
Principes ex utriusque
Merak etme. Çok yakında anlarsın.
Gözlerini yavaşça yumdu. Arabayı durdurun diye bağırınca ani bir frenle durdu. Arabadan indim. Fazla uzaklaşmamıştık. Koşarak eve girdim. Tahta döşemelere baktım. Kenarda birkaç tahta parçası yamuk duruyordu. Çanta bunların altında olmalıydı. Tahta parçalarına doğru ilerlerken etraf karardı. Bir adım atınca olduğum yere yığıldım. Kafamı kaldırdığımda bir ışık gördüm. Nereden geldiğini bilmiyorum. Ama aydınlattığı yer... Thomas. Yine kanlar içinde. Gözleri açık. Yanına yaklaştım gözlerini kapatmak için. Elimi ona uzattığım anda beni yakaladı
Sen bir katilsin.
Çığlıklarımı bastırıyordu kahkahası. Boğazındaki bıçağı çekti. Kaldırdı ve beni bıçaklamak için hazırlandı. Sadece birkaç saniye sonra bıçak karnıma saplanmıştı.
Olduğum yerde fırladım. Yine bir kabus gördüm. Ne zamandır buradayım ki? Ayağa kalkmaya cesaret edemiyordum çünkü çok ağrım vardı. Korkuyla karnıma baktım. Bıçak yoktu. Ama yaralıydım. Tişörtümden bir parça koparıp yaraya bastırdım. Aceleyle tahtaları söktüm. Doğru söylemiş. Çanta buradaydı. Alıp hemen uzaklaştım. Hastane yakınlarında bir yere gelip kitabı çıkardım. Artık baltayı birleştirme zamanı. Kitabı açıp gerekli metni buldum. Küllerin bir kısmını elime boşalttım Sözleri söyleyip baltanın kırık kısımlarına külleri döktüm. Gerçekten küller işe yarıyordu. Balta tek parça haline gelmişti. Hemen Emilia nın yanına gitmem gerekti. Kitabı elime alınca işaretli bir sayfa dikkatimi çekti. Belki de Minevra işaretlemişti. Sayfayı açınca ne olduğunu anladım. Bu hem son ayinin duası hem de Minevra nın bana söylediği sözlerdi. Kitabı çantaya koyup hastaneye girdim. Oldukça sessiz ve boştu. Emilia nın odasını bildiğim için kimse fark etmeden direk oraya yöneldim. Kapıyı açtım. Ama ışıklar yanmıyordu. Belkide uyuyordur. Işıkları açınca Emilia nın bana gülümsediğini gördüm. Yanına koşarak bütün olanları anlattım. Ona Minevra nın söylediği şeyden bahsedince gözleri parladı.
Bu dua nın anlamını biliyor musun?
Hayır.
Bu senin kaderin. Diyor ki
Dünya ikiye ayrılmıştı
İyiler ve kötüler
Haksızlığa uğrayanlar ve haksızlık yapanlar
Bizi kurtaracak tek kişi
Her iki tarafın lideri.
Konuşamadım önce
Yani bu demek okuyorki. Ben kurban değilim bir kurtarıcıyım.Gülümsedi.
Hemen gitmem lazım.
Odadan çıkınca kapıda doktor ile karşılaştım.
Siz onun yakını mıydınız?
Evet. Kızıyım
Çok üzgünüm
Ne için?
Keşke daha önce haber verebilseydik. Ama bu ecel değildi sonuçta.
Ne demek istiyorsunuz?
Anneniz Emilia dün gece odasında kanlar içinde ölü bulundu

Çığlık Atmak YasakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin