GÜÇ HALİSİLASYONU

34 12 19
                                    

Şarkı önerisi : gansta paradise

Cem'in fısıltısı nefesimi keserken nefes almayı unutmuş gibiydim. Bütün irademi yavaş yavaş kaybederken Cem'in belimdeki kolu daha da sıkılaşıyordu.

Cem gözlerini dudaklarımdan ayırmıyor ve nefesini yüzüme veriyordu. Cem'in yüzü yüzüme yaklaşırken o anın geldiğini anladım. Gözlerimi kapadığımda aramızda yok denecek kadar az mesafe vardı. Tam Cem'in dudakları dudaklarıma kapanacakken yüksek bir bağırış sesi duydum.

İkimizde irkilirken ben bunu fırsat bilerek ellerimi Cem'in göğsüne koyarak ittirdim. Cem de birkaç adım geri çıktı ve üzgün bir şekilde bana baktı.
Boğazımı temizleyerek çantamın fermuarını çekip omzuma taktım.

Cem de çantasını aldığında kısık seslerle bir şeyler mırıldanıyordu.

"Hay ben bu bağıranı şimdi..." dediğini ayırt edebilmiştim. Ama geri kalanlarında çok daha ağır küfürler ettiğini tahmin edebiliyordum.

Ona bakıp gülümsedim ve hızla yanağına ıslak bir öpücük kondurdum. Bir an için afallasada hemen toparlamış ve bana gülümsemişti.

Arkamı dönmeden hemen önce ona el salladım ve ilerlemeye başladım.
"Buna şükür" diye mırıldandığını duymuştum. Yüzümdeki gülümseme ile okula doğru ilerliyordum.

Aynı bağırışı tekrar duyduğumda kaşlarımı çattım. Ses okulun arkasındaki ağaçlık bölgeden geliyordu. Her ne kadar oraya tek başıma gitmek istemesem de merakıma yenik düştüm. Adımlarımı hızlandırıp oraya doğru ilerlemeye başladım.

Her adımımda bağırış sesleri daha da şiddetleniyor ve ayaklarımın altından çıkan haşırtı sesleri artıyordu.

Ağaçlık bölgenin içine girdiğimde etrafa bakarak sesin geldiği yönü bulmaya çalışıyordum. Bir oraya bir buraya gidiyir ama bir türlü ulaşmak istediğim yere ulaşamıyordum. Ayağım bir dala takıldığında dizlerimin üstüne düştüm. Koşmaktan yorgun düşmüştüm. Ellerimide yerke buluşturup derin nefesler alıp vermeye başladım.

Aynı sesi bu sefer çok yakınımda duyduğumda dizlerimin titrediğini hissetmiştim. Bu ses uzaktan bir insanın bağırışına benzerken yakında çok daha farklı duyuluyordu. Çekingen bir şekilde kafamı yukarı doğru kaldırmaya başladım. Ne göreceğim konusunda gerçekten korkuyordum. İçimden keşke Cem'e haber verseydim diye geçirdim.

Ellerim ve dizlerim toprakla buluşmuş bir şekilde tam önüme baktım.

Gördüklerim...

Bu gördüklerim gerçek miydi?

Olması gerekenden çok daha büyük devasa bir Anka kuşu tepemde dikiliyor ve ağzından o garip sesi çıkarıyordu. Onun da gözleri beni bulduğunda bana doğru bir adım attı. Bu benim tiz bir çığlık atarak yerde geri çıkmamı sağlamıştı. Yerde sırt üstü ve yarı uzanır pozisyonda duruyordum. Kafasını yana çevirerek bana bakmaya devam etti. Gözlerinde açık bir şekilde merak vardı.

Bana dogru bir adım daha attığı da bacaklarımı hareket ettirerek kaçmaya çalıştım ama başarılı olamamıştım.
Gagasını çok yakınımda hissettiğimde gözlerimi kapatıp nefesimi tuttum.

Kokumu içine çektiğini hissetmiştim. Benden uzaklaştığını anladığımda gözlerimi açtım. Geri çıkmış ve tiz bir ses çıkararak etrafında dönmüştü. Onun bu sevimli hali gülümsememi sağlamıştı. Aynı neşeyle hızla bana doğru atıldı. Ani bir refleksle çığlık atmış ve elimi ona doğru uzatmıştım. Diger elimiise gözlerime siper etmiştim.

Onun sesini tekrar duyduğumda elimi gözlerimden çektim.
Gagası ileri uzattığımın elimin hemen altında duruyordu.

Bu anka kuşu bana itaat etmişti...
Beni dinlemişti...

ANKA ATEŞİ: SIRLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin