Hayalleri vardı onunda.
Gece kadar karanlık biri olmadan önce,
Toz pembe hayaller kurardı...
Bazen bulutların üstünde gezinir,
Bazense aya merdiven dayardı.
Küçük bir evi,
Koca bir kütüphanesi,
Olsun isterdi mesela.
Muhitinin bir önemi yok!
Ormana yakın insanlara uzak olsun yeter.
Belki bir kaç ufak iş yaparak da,
Geçimini sağlardı.
İşten vakit buldukça da kırlara uzanır
Kuş cıvıltılarının keyfini çıkarırdı.
Bu kadar basit,
Ve ulaşılabilir hayallerdi onun ki,
Meşakatsiz ve dingin
Gel gör ki hayat onu bile
Fazla görmüştü ve
Ansızın bir gece vakti,
Acısından yükselen alevler,
Zihninde hayallerine dair ne varsa,
Yakıp yıkmıştı...
Ardından,
Dünya üzerindeki bütün renkler,
Tası tarağı toplayıp,
Terk etmişti hayatını,
Ve geriye sadece karanlık kalmıştı.
Hiç bir ışığın aydınlatamayacağı kadar,
Dipsiz bir karanlık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLEN ADAMIN PORTRESI
PoesíaBizi yaşamadıklarımız değil yaşama ihtimalimiz varken yaşayamadıklarımız öldürdü.