Bölüm 8 - Yolculuk

43 8 2
                                    

§

Projelerimin tamamını yapmıştım. Uykusuz kalmama neden olmuştu, ama buna değmişti. Yapabildiğimin en iyisini ortaya çıkarmıştım. Şimdi ise Çınar Komiserin ailesinin yanına gidiceğimiz için çantama eşyalarımı yerleştiriyordum.
Çınarın işi olduğu için yarın akşama doğru Muğla'ya doğru yola çıkıcaktık. Bir yandan çınarın ailesinin yanında ağzımdan komiser kelimesi çıkmaması için sürekli çınar diye tekrarlama yapıyordum. Bir yandan da üzerimde olan stresi atmaya çalışıyordum.
Çantama orada giymek için pijama ve rahat edebileceğim birkaç parça kıyafet koymuştum. Son olarak yarın giderken giyiceğim kıyafeti de hazırlamıştım. Saat çoktan gece yarısına gelmişti. Büyük ihtimal yarın geç uyanacaktım.

🍃

Gözlerimi açar açmaz, telefonuma baktığımda saatin 12.45 olduğunu görmemle hemen duşa girmiştim. Bugün havanın düne göre daha sıcak olduğunu hissetmemle dün gece hazırladığım kıyafeti giymekten vazgeçmiştim. Aklıma daha başka şeyler gelmişti. Mutfağa geçip, kahvemi hazırlarken bir yanda da hafif birşeyler atıştırmayı da ihmal etmiyordum. Kahvaltımı yaptıktan sonra masayı toplayıp, yolda giderken acıkmamamız içinde sandviç ve limonata hazırlayıp dolaba koymuştum. Evden çıkarken yanıma almam daha iyi olurdu. Zamanın yaklaştığını anladığımda vakit kaybetmemek adına hazırlanmak için odama geçmiştim. Havanın sıcak olmasından hem de arabada rahat edebilmem için salaş pamuklu bir elbise üzerime geçirmiştim. Saçlarımı yaptıktan sonra hafif makyaj yapıp çınarı beklemek için salona geçip televizyonu açmıştım. Çınarı beklerken bridgerton'ın 3. sezonunu izlemek fena olmazdı.
Bu sezon, colin ve penelope arasındaki aşkı ön planda tutuyordu. Bölümün bitmesiyle zilin çalması bir olmuştu. Televizyonu kapatıp, kapıya doğru adımladım. Kapı dürbününden baktığımda çınarı görmemle kapıyı açmıştım. Gözlerini üzerimde gezdirdikten kısa bir süre sonra gözleri gözlerimde kesişti.

ÇınarHazır mısın?

Çisem: Evet geç sen içeri birazdan çıkalım.

Salona geçip oturmuştu. Son kez boy aynasından kendime bakıp çantamı salona bırakmıştım. Mutfaktan dolaba koyduğum yiyecekleri de çantaya koyduktan sonra çınara seslenmiştim.

Çisem: Çıkabiliriz.

Yanıma gelip çantamı almasıyla kapıya doğru ilerlemişti. Peşinden takip ederken  ayakabılarımı fortmentodan alıp kapının dışına çıkmıştım. Kapımı kitledikten sonra ayakkabılarımı giyip aşağıya inen çınarı takip ediyordum. Çınar çantamı arka koltuğa koyarken ben ön tarafa oturmuş emniyet kemerimi takmıştım bile çınarında arabaya binmesiyle yolculuğumuz başlamıştı. Gittikçe hem heyecanlanıyordum hem de geriliyordum. Çınarada bunu hissettirdiğim farkındaydım bu yüzden bir yandan da içimi ferah tutmaya çalışıyordum.

Çınar: Gerilme fazla sorgulayacaklarını düşünmüyorum. Nasıl tanıştığımızı falan sorarlar sadece bu kadar strese girmene gerek yok.

Çisem: Sadece fazla heyecanlıyım. Heyecanımda beni bir tık geriyor.

Saate baktığımda saat 18.05 olmuştu. Zaman çok çabuk geçmişti. Hazırladığım sandviçler aklıma gelince çantamı kucağıma almıştım.

Çisem: Aç mısın?

                           Çınardan 

Çisemin sorusuyla ona doğru bakmıştım. Bana uzattığı sandviçi alarak, ilerde arabayı durdurmuştum.

Çınar: Teşekkürler.

Karşımda limonatasını içen kızla annemleri nasıl inandıracaktık bilmiyordum. Nasıl tanıştığımızı sorsalar cevap bile veremezdik. Aslında bunu konuşsak iyi olurdu.

ÇınarNasıl tanıştığımızı büyük ihtimal sorabilirler o yüzden bişey düşünsek iyi olur.

Çisem: Nasıl tanıştığımızı söyliycez işte, ben senden şikayetçi olmaya geldiğimde sen benden hoşlandığını itiraf ettin ve beni öptün bu kadar basit, sadece tanışma tarihimiz geçmiş bir tarih olucak.

Karşımda bunu düşünmüş olarak hazır bir şekilde anlatan çisemi dinliyordum aslında kulağa hoş geliyordu. Kafama yatmayan bir yeri yoktu. Onu onaylamıştım. Annemler sadece 6 aydır sevgili olduğumuzu bilecekti. Böylelikle bir sorun da çıkacağını sanmıyordum. Karnımızı doyurduktan sonra arabayı çalıştırmıştım. Karşımda telefonundan arabaya şarkı bağlayan çisemi izlemekten sürekli dikkatim dağılıyordu. Bir yandan şarkıya eşlik etmesi, bir yandan da oturduğu yerden hafifçe kıpırdanmasıyla sürekli ona bakma isteği geliyordu. Saat 19:00'a doğru gelirken, eve varmamıza yarım saate yakın bir süre vardı.

Çisemden

Yola çıkmamızın üzerinden saatler geçmişti. Gözlerim dışarda yağan yağmura kaydı. O kadar güzel ve sakin yağıyordu ki, hafifçe gülümsemiştim. Camı biraz açıp havayı saran temiz kokuyu içime çekmiştim ve gözlerimi kapatıp kendimi uyumaya bıraktım.

🌿

Eve varmamıza az bir süre kala trafiğe takılmıştık ve çok az ilerleyebiliyorduk. Çınarın söylediğine göre 10 dakikalık yolumuz kalmıştı, ama biz bir düğün konvoyuna takıldığımızdan dolayı yolun ortasında kalmıştık ve beş dakikadır yolun açılmasını bekliyorduk.
Yavaş yavaş ilerleyen arabaları görünce sevinmiştim. Saatlerdir oturmaktan artık bacaklarım uyuşmuştu. Rahatsızca kıvrandığımı gören çınar da yol açıldığı için hızlı sürmeye başlamıştı. Artık bir ara sokağa girdiğinde yaklaştığımızı anlamıştım. Arabayı 2 katlı bir evin önünde durdurunca yol boyu sürekli beni bunaltan emniyet kemerini çıkarmıştım.

🍃

Çınar: Hadi bakalım geldik. Gerilme bana ayak uydur, unutma annem zaten sana sevecen yaklaşacaktır.

Çisem: tamam

Arabadan indiğimizde bize doğru gelen kadına hafif gülümsemiştim. Arabadan Çantalarımızı alan çınar beni yönlendirerek içeri girmiştik.

Yanıma gelen kadın hoşgeldiniz diyerek sıcak bir tavırla ilk önce bana sarılıp, kendini tanıttıktan sonra çınara sarılmıştı. Bizi içeri yönlendiren Gül ablaya gülümseyip içeri geçmiştim. Eşyalarımızı kapının önüne bırakan çınarı gören gül abla sinirle seslenip benide yanına alarak çınarın odasına yerleştirmiştik.

Çınarın odasında kalıcaktım, Çınarda salonda yatıcaktı. Bunu duymamla mutlu olmuştum. Sonuçta benim salonda, kanepede yatıcak halim yoktu ya canım.

Uzun zaman sonra ilk defa bölüm attım. Umarım beğenmişsinizdir.

Komiserim Noluyor?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin