0.0

150 25 53
                                    

Erkekler tuvaletine bir koyun sürüsü gibi yayılan arkadaşlarım ve abilerime katlanmaya çalışırken, bir yandan da telefonumu kurcalıyordum. Telefonda sıkmaya başlayınca etrafa bakmaya başladım.

"Barış, dal var mı sende la?"

"Lan Altay siktir git, sigara olmuş 50 lira, sana mı vereyim o dalı?"

"Hee, bana vericen."

"Nah veririm."

Altay abim ve Barış abim arasında geçen muhabbetin sıkıcılığından, başka bir muhabbet aramıştım, ama kendime sorulan soru ile Kerem abime döndüm.

"Efe, baksana bi' hoca geliyor mu?"

"Bakayım abi."

Ortamda ki ses kesilince, kapıyı hafif açıp, dışarı baktım. Kimse gelmiyordu, sonradan gelmeye başlayan sarışın bir abiye kadar. Kapıyı kapatıp bizimkilere döndüm.

"Sarışın bi' öğrenci geliyor, tanımadık. Onun dışında kimse yok."

Ortamda ki herkes ciddileşip, sweatlerinin kapşonlarını kapatıp, bir yuvarlak oluşturduğunda, bende onlara uyup aralarına geçmiştim. Ne yazık ki yanıma adını anmak istemediğim bir pevezenk gelmişti.

"Efe, kendi ayağınla bana geldin, yine."

Kulağıma fısıldanıp hafif kıkırdamasıyla, sinirlenip karnına dirseğimi geçirdim hafifçe.

"Ali sus yoksa..."

"Yoksa ne?"

"Sus."

Kapı açıldıktan sonra sarışın çocuk içeri girip, bize görmeden kapıyı kapatmıştı. Kafasını kaldırınca biraz ürkmüştü, normal. Bizim gibi dağ ayılarını görünce kim korkmaz amk?

Barış abim öne çıkıp kapşonunu indirdi ve çocuğa soruları sormaya başladı.

"Adın ne?"

"Cebrail, Azrail, Mikail, İsrafil."

"Lan gerizekalı 4 büyük meleği mi say dedim? Adın ne?"

"İsmail."

"Efe not al."

Niye ben aq? Hayır tamam ekibin en küçüğüyüm tamam ama her boku da ben yapmam.

Lavabonun en köşesinde ki çantadan hepimiz bilgilerinin yazılı olduğu defteri alıp, boş bir sayfa açtım ve kalemi de alıp yazmaya başladım.

"İsmail'i yazdın mı Efe?"

"Evet."

"Soyadın ne İsmail?"

"Yüksek."

"O kadarda yüksekte olma, birinin altında ağlayınca görürüz kim yüksek?"

Barış abinin söyledikleri ile bizim çocuklar hafif kıkırdadığında, Barış abim bize dönüp susturmuştu bile.

"Kimin altında acaba?"

"İlerde görürsün, yaşın kaç?"

"15."

"10. Sınıf mısın sen?"

"Evet."

"Hassiktir ya, neyse. TC kimlik no?"

"Oha o kadarını da söyleyemem."

"Söylemek istemiyorsan Efe'den defteri al, kendin yaz. Sadece lazım olduğunda kullanıyoruz zaten o defteri."

İsmail bana geldiğinde, defteri ona verip beklemeye başladım. Herşeyi anladım da bu nasıl 10. Sınıf amk? En az 1.80 vardır.

Defteri geri aldığımda Ali belimden hafif dürtmüştü. Daha sonra kapattığım kapşonumdan hafif tutup kendisine çekti yüzümü. Fısıldayarak konuşmaya başladı.

"Çok fazla bakma, sonra bana olan aşkın azalır. Malum çocuk yakışıklı."

"Ali ben sana aşık falan değilim, kes sesini."

Ali'nin elinden itip, sessizce önüme döndüm. Ben deftere odaklanmışken, Ali'nin beni izlediğini de hissedebiliyordum. Barış abiden çıkan sesle tekrar deftere yazmaya başladım.

"Anne-baba adı?"

"Annemin adı Zehra, babamın adı Aras."

"Tamam, Efe yazdın mı?"

"Evet."

"Açabilirsiniz kapşonları."

Normalde grup yöneticileri Muslera Abi, İcardi Abi, Dzeko Abi ve Tadic Abi'ydi. Ama bugün 4'ü de gelmemişti. Grubun en büyüğü olarakta Mertens Abi vardı ama sınavı vardı şuan, bu yüzden Barış Abi yönetimdeydi.

Kapşonları açtıktan ve herkes dağıldıktan sonra İsmail abi yanıma geldi.

"Yanında ki çocuk sevgilin miydi?"

"Hayır kendisi öyle sanıyor, birazcık otistik."

Ali yanıma gelip omzuma kolunu attı, daha sonra kendine çekti. Ben ise Allah'tan sabır diliyordum.

"İsmail Abi, Efe benim sevgilimdi. Sonra kendisi ayrılmak istedi, hazır hissedemiyormuş. Belki daha sonra tekrar deneriz diyor. Bende tekrar denemek için çabalıyorum yani."

"Ondan ayrılmadık Ali, insanlara düzgün anlat."

"Ha şeyi unuttum, abisi kızıyor."

"Abisi kim?"

"Şurada ki çocuk, Hamza adı."

"Hmm, peki."

İsmail yanımızdan gittiğinde, Ali'nin kolunun altından çıkıp hafifçe ittirdim onu. 

"Neden insanlara gerçekleri söylemiyorsun? Neden hep benim kusurlarımı söylüyorsun? Senin kusurların olmadı mı hiç Ali?"

"Oldu, ama benim kusurlarım emin ol senin kusurlarından daha hafif."

"Siktir git Ali."

Ali gülümseyip yanımdan uzaklaştığında, emindim onun gülüşünün altında bir acı yattığından. Her zaman mutlu olan Ali, benim yanımdan her gidişinde mutsuz oluyordu. 

Yine benim yüzümden, başka birisi üzülüyordu.

.

.

.

Zombiler Gerçek Değil ):( AlEfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin