Barış abinin gruba attığı mesaj ile hepimiz ilk kat merdiveninde buluştuk. Abim beni yanından ayırmıyordu, virüs kapan kişiler ise bahçedeydi. Neredeyse tüm okul virüs kapmıştı ve bizim ekip tek kalmıştı. Herhalde çok fazla film izlediğimizdendi.
11-12'lerin yöneticileri olan Necip Abi, Dorukhan Abi ve Mert (Günok) Abi hepimize uyarı yapıyorlardı. Mert Abi hepimize olayları düzgünce anlatıyordu.
"Arkadaşlar! Bakın öğretmenler bile virüs kaptılar, kapıları zar zor kapattık! Kurtuluşmuz zor! Kantinde ki yiyeceklerden beslenicez! Şimdi hepimiz bir sınıfa gireceğiz, ama en üst kattan! Eğer sınıfa kadar bu piçler gelirse, Allah ne verdiyse dalıcaz! Şimdi, sakince 12. Sınıfların olduğu kata gidicez ve bizim sınıfımıza, yani 12/C'ye saklanıcaz! Sıralarla kapıları vesaire kapatıcaz, anlaşıldı mı?"
Hepimiz Mert Abi'yi onayladıktan sonra 9'lar, 10'lar, 11'ler ve 12'ler şeklinde sırayla çıkmaya başladık. Doğrusu korkmuyor değildim, ama yanımda abim ve abim gibi hissettiren herkes olduğu sürece güvende hissediyordum kendimi.
12/C'ye gittiğimizde en alt kattan gelen kapı ve cam kırma sesleri ile daha da hızlandık. Sıraları kapının önüne koyup kapattık. Camların kenarlarında ki borularıda dikkatlice söktük, sanırım şuanlık güvendeydik.
Hepimiz suskun bir şekilde boş sınıfta yöneticilerin konuşmalarını dinliyorduk. Necip Abi ve Dorukhan Abi 10. Sınıf ve 11. Sınıfları kim yönetecek diye kavga ederken, Barış Abi ve Mert Abi anlaşmışlardı.
"Necip diyorum ki sen 11'leri al, onları yönetmesi daha kolay."
"Bende inandım zaten Doru."
Mert Abi dayanamaz hale girince Necip Abi'ye 10. Sınıfları, Dorukhan Abi'ye 11. Sınıfları verdi. Abim yan tarafta annem ile konuşuyordu ve annem şuanda ben size okula gitmeyin dedim diye söyleniyordu kesinlikle. Yanıma Ali geldi.
"Efe, beni çaldırsana. Telefon çantanın biryerine saklanmış, bulamıyorum."
"Tamam."
Ali'nin telefonunu çaldırdım, o çantasında telefonunu ararken bulamayınca bende yardım etmeye başladım. En sonunda bulunca ben yerime geri çekildim.
"Sağol."
"Birşey değil. Bu arada, yanında su var mı?"
"Yok."
Kendi çantamdan bir şişe su çıkarıp Ali'ye uzattım.
"Böyle bir anda düşmanlık diye birşey olamaz, bende var 2 şişe daha. Kantinden almıştım, al."
"Teşekkür ederim."
"Birşey değil."
Ali suyu aldıktan sonra tekrar Talha abinin yanına gitti. Abim yanıma geldi. Hemen sorumu sormayı ihmal etmedim tabiki.
"Ne dedi?"
"Kim?"
"Annem."
"Dün demiştim ben size gitmeyin diye dedi, ne zaman gelirsiniz dedi, bende Allah bilir dedim."
"Ya salak mısın abi, kadıncağız korkar şimdi, annem bize ne kadar düşkün biliyorsun zaten."
"Ama Allah bilir Efe."
"Of abi ya."
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zombiler Gerçek Değil ):( AlEf
Action"Zombiler gerçek değil Efe." "Bok değil orospu çocuğu, gerçekler bir kere, görürsün yarın virüs Türkiye'ye gelince."