Yayın odasına indikten sonra elime sert birşey aldım, daha sonra hızlıca bilgisayarı açtım. Bir yandan etrafı kontrol ederken, bir yandan da tüm hoparlör kablolarını kasaya bağlıyordum.
"Efe, herşey yolunda mı?"
Mert Abi'nin yukarı kattan gelen sesine cevap verdim.
"Evet!"
"Yanına birisini gönderelim mi?"
"Gerek yok, neredeyse tamamlandı!"
Hoparlör kablolarını bağladıktan sonra, bilgisayardan Youtube'ı açtım. Daha sonra önüme çıkan rastgele 10 saatlik bir şarkıyı açtım. Ama sesin full olduğunu unutmuştum.
"Ananı ama."
Sesi azalttıktan sonra dışarı baktım, işe yaramıştı.
"Oldu Efe, gel!"
"Tamam!"
Camın pervazına çıkmıştım, ama bir sorun vardı. Arkadaki kapı kilitliydi, evet, ama kolayca açılabilirdi. Kapının önüne birkaç ağır eşya koyup, tekrar pervaza çıktım.
Yukarı kata halata tutunarak çıktım sakince, pencereden sınıfa geri girdiğimde abim geldi yanıma ilk önce.
"İyisin lan, değil mi?"
"He iyiyim, abi sal beni amınakoyayım, gelene kadar götüm tutuştu zaten."
Sınıftaki herkes gülmüştü, Kaan Abi yanıma geldi.
"Helal aslanım."
"Birşey değildi ki abi, Yunus Abi'nin dediği gibi, şuanda herkes birbirine muhtaç."
Dorukhan Abi konuştu daha sonrasında.
"Hadi hızlıca çatı katına çıkalım."
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zombiler Gerçek Değil ):( AlEf
Action"Zombiler gerçek değil Efe." "Bok değil orospu çocuğu, gerçekler bir kere, görürsün yarın virüs Türkiye'ye gelince."