3. Bölüm

729 36 25
                                    

Keyifli okumalar

Yoğun geçen bir okul gününün ardından tüm derslerin bitmesiyle soyunma odasında okul formamı değiştirdikten sonra gündelik kıyafetlerimi giyip çıktım.  Bahçeye çıktığımda bizimkiler beni bekliyordu. Yanlarına adımladığımda

" Eylül hoca sana bakıyor." diye söylenen  Can ile birlikte bende baktığı tarafa baktığımda Eylül hoca arabasının yanında bana bakıp üzerimi süzüyordu. Hayırdır yapramm çıplak mıyım? tabi ki içimden söyledim bunu.

"Yüksek ihtimalle herkes formalıyken senin sivil olmana bakmıştır bir de okul çıkışında olunca." Diyen Duru yu başımla onayladım.

"Aman ya klasik öğretmen disiplini okul çıkışında bile yapıyorlar." deyip umursamadan otobüs durağına doğru yürümeye başladık.

Can ve Durunun evleri okula yakındı bana kıyasla bende öyle olmasını çok isterdim her sabah okula otobüs ile gelmek veya yürümek aşırı derece büyük bir yük oluyor. Onlar ile  vedalaşıp ayrıldığımda iş yerime gidecek otobüsün kaç dakikası var ona baktım 5 dakika sonra geliyordu. İş yerim çok uzak olmasa da 20 dakikalık yürüyüş mesafesindeydi ama bugün kendimi yorgun hissediyorum bu yüzden otobüs ile gidecektim.

Otobüs bir süre sonra geldikten sonra binip boş bir yer olmadığından ayakta kalarak kulaklıkla müzik dinlemeye başladım. Derdoluğum üstümde olduğundan 'Duygu Kutlu- Dünya' şarkısını açıp sessizce içten içe  kendimce küçük Emrah moduna girdim.

Cafenin önüne yaklaştığımda kendimi direkt dışarıya attım. Amk otobüsündekilere artık deodorant kullanın diye bağıracaktım en sonunda burnumun direği sızladı be kokudan.

Kafeye girip iş arkadaşlarım Gökçe ve Selime selam vererek personel odasına adımladım. Çantamı dolaba koyup telefonumu yanıma alarak dışarı çıkıp önlüğümü bağlarken " napıyonuz lan " diyerek bizimkilere seslendiğimde kasa da yan yana gelmiş fısır fısır bişeyler konuşuyorlardı. Bunlarda var bişeyler ama hadi bakalım. Seslenmemle hemen birbirlerinden uzaklaştılar.

" Ödümü kopardın Başak. " diyen Gökçe'ye ne iş der gibi baktığımda sus işareti yaptı.

" Kasada bir sorun olmuş Gökçe ile onu hallediyorduk kanka " diyen Selimi başımla onayladım. Kendi işime odaklanıp kapıdan giren müşterilere hoşgeldiniz diyerek boş bir masaya buyur ettim.  Siparişlerini alarak tekrardan başka müşteriler ile ilgilenmeye başlamıştım.

Yoğun geçen birkaç saatin ardından saate baktığımda çıkmama daha 2 saatin olduğunu görüp üzülüyorum. Çalışınca hani vakit hızlı geçiriyordu. Kapıya gözüm kaydığında patronumuz Derin hanım gelmişti, görünce selam vererek arka tarafa doğru ilerledi. Patronumuz iyi ve disiplinliydi. Hak yemezdi diğer cafeler gibi düşük paraya çalıştırmayıp öğrenci olduğumuz için daha yüksek verirdi maaşımızı hep. Ama son derece disiplinli bir kadındı. Güzeldi de ama ben hiçbir zaman o gözle bakmadım. Yani galiba bakmadım. Bakmamışımdır.

Cam kenarındaki bir masa da bir kız grubunun bana bakıp gülüştüğünü görünce dikkatimi oraya verdim. Bitmezdi bu salaklar ailelerinin parasıyla buraya gelip üstten üstten davranışlar sergilerlerdi her zaman. Bu salaklarda bunlardan bir tanesi işte.

Bana el işareti yaptıklarında Selim' i bulup sen ilgilenir misin? Diyecektim şimdi onların tavırlarını çekemezdim ama arkamı dönüp Derin hanım ile göz göze geldiğimde gülümseyip tıpış tıpış masaya doğru ilerledim.

Masaya vardığımda kızların isteklerini alıp bitirdiğimde tam gidecekken masadaki sarışın kızın tekrardan çağırmasıyla ona döndüm.

" arkadaşlarım ile sohbet ederken dikkatimi çektin ve merak ettim de boyun uzun bayağı, iddiaya girdik arkadaşlar ile boyun kaç acaba sorabilir miyim?" diye flörtöz şekilde konuştuğunda bende ters gitmeyerek gülümsedim. Sana kaç lazım demek istesemde;

" 1.78" diyerek cevap verdim. Kız sevinçle bana bakıp gülümsediğinde onun bilmiş olduğunu anlıyorum.

" oha tam bilmişim nerdeyse dedim size 1.75 ya da 1.76 falandır diye" deyip arkadaşlarına söylendi.

" Güzel incelemişsiniz beni o zaman" diyerek bende çapkınca gülümsedim. Kız yine aynı şekilde süzdüğünde başka bir istekleri olup olmadığını sorduktan sonra masadan uzaklaştım.

Ne salak insanlar vardı mk ya yani konuşacak konu bulamadınız benim boyumu konuşuyorsunuz. Tersleyemiyordum da patron bişey der diye . Gerçi boyumu soran sarışın kızda fena değildi de her neyse.

Demin muhabbet ettiğimiz kız grubunun ayaklanmasıyla dikkatimi oraya verdim. Hesabı ödedikten sonra benimle konuşan kız yanıma gelmişti.

Elime ufak bir kağıdı verdikten sonra "Evet doğru dedin güzel inceledim seni" deyip göz kırparak cafeden çıkmıştı. Kağıda baktığımda numarasının üzerine ismini yazıp bir kalp koymuştu. Kağıdı alıp cebime koyacakken Derin hanımın göz hapsine maruz kaldığımdan yırtıp çöpe attım. Aman neyse başka zamana artık. Cafe de ilk kez başıma gelmiyordu böyle durumlar. Sadece kızlar değil erkeklerde numaralarını veriyordu. Ama aralarında sadece ilgimi çeken birkaç kız ile kısa görüşmeşer ile takıldıktan sonra konuşmuyordum. Zaten onlarında istediği buydu.

Çıkış saatim yaklaştığında üstümü değiştirip çantamı alarak  otobüs durağına ilerledim. Yorulmuştum bugün, eve geçip daha ders çalışmam gerekiyordu.

Otobüs geldiğinde bindikten sonra anneme yolda olduğumun mesajını atarak şarkı dinlemeye başladım. Bir süre sonra eve yaklaştığımda durakta  inip eve doğru ilerledim. Anahtarı bulup kapıyı açtığımda annemin koltukta tv karşısında uyuyakaldığını gördüğümde gülümsemiştim. Hep beni beklerken böyle uyuyakalıyordu gündüz çalışırken yorulmasını hep göz ardı edip merak ettiğinden beklerdi hem beni hem abimi.

Annemi uyandırıp odasına geçmesini söyledikten sonra bende kendi odama geçiyorum. Tüm günün yorgunluğunu atmam için bir duş aldıktan sonra rahat bir pijama takımı giyip çalışma masama oturdum. Matematik dersine odaklanmam gerekiyordu bayağı gerideydim bu konu da soru çözmeye karar verip kitabı açıyorum.

Yaklaşık 2 saatin sonunda gözlerim kendiliğinden kapanmaya başladığında kendimi daha da zorlamamak için ders çalışmayı bitiriyorum. Verimli olmuştu aslında anlamadığım konuların çoğunu soru çözerek konuyla birlikte üstünden geçiyordum bu şekilde nerde hatam var görüp daha iyi anlamaya çalışmıştım.

Alarmımı kurup yatağa girdiğimde telefonu incelemiştim Duru ve Can' dan bir sürü mesaj vardı tümü de okuldaki dedikodulardı. Sonlara doğru Can Serdar hocaya olan aşkını haykırarak bir sürü mesaj atmasından sonra Duru onu gruptan atmıştı. Salak bunlar ya.

Telefonu bırakıp düşüncelere dalarak kendimi uykuya teslim etmiştim en sonunda. Ne kadar da edebi konuştum amk ya Mükemmelim.

NE ALAKA HOCAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin