Keyifli okumalar....
Uzun bir süre daha ne Arya'nın belinde olan elimden gözlerini çekmemişti Eylül hoca. Bende haliyle neden olduğunu düşünerek kendimi yedim sürekli.
Kıskanmış olamazdı herhalde yani çok uçuk bir düşünceydi bu. Ben kendi için ne olabilirim de böyle kıskanabiliyor olabilir ki. Bence başka bir sebep vardır. Tam olarak benimde bilmediğim ya da başka bir şeye sinirlenmiş olabilir. Kendime yormamam gerek diye düşünüyorum. Ama yine de onun beni kıskanma düşüncesi bile güzel, lan ne toksik bir insanım ben amk.
"Başak, Başak iyi misin?" Arya bana seslendiğinde uzun zamandır arkanda önlüğünü bağlar pozisyonda arkasında dikildiğimden kız da ne yaptığımı anlamadı sanırsam hemen bağlayarak uzaklaştım.
Kolumu okşayarak teşekkür edip gülümsedi. İyi birisiydi ama şimdilik tabi ki. Gökçe ben ve Selim kendisine yapması gerekilenleri işten boşluklarımızda anlatıp onun işe hazır olmasını sağlıyorduk. Alışmış gibi gözüküyordu şimdiden.
Derin hanım masalarından çağırdığında gitmek istemesem bile etrafta kimse olmayınca mecburen gitmek zorunda kalmıştım. Hala ona olan tavrımı korumalıydım. Ona karşı kendimi koyvermemeliydim. Ne kadar ondan etkilensem dahi kendim için bunu yapmalıydım.
"Buyurun Derin Hanım."
"Başakcım bize 2 kahve getirebilir misin lütfen?Eylül tatlı felan ister misin taze geldi bugün tümü."
"Olabilir." demişti Eylül hoca
"Tamam ne istersin peki."
"Bilmem şu anda aklıma gelmedi pek, Başağa soralım bence o daha iyi bilir sonuçta buraya hakim olan o." dediğinde kafamı kaldırıp ona baktığımda gözümün içine bakıyordu cevap bekliyordu. Sorma bana işte kadın söyle sen ne yiyeceksen beni kendinle muhatap edipte daha da düşürme kendine."Karamelli cheesecake veya san sebastian cheesecake getirebilirim size ikisi de çok güzel hafif tatlılardır ve ev yapımıdır." basitçe açıklamıştım.
"Karamelli daha cazip geldi ben ondan alayım teşekkür ederim" dediğinde bişey demeyerek kafamı sallayarak siparişleri alarak masadan uzaklaştım.
Siparişleri iletip hazırlanmasını tekrardan götürmesi için Arya ya da Selim'i aradı gözlerim ama ikisi de masalarla ilgileniyordu. Hatta garibim Arya koşuşturuyordu bildiğin orta da. Mecburen yine ben götürecektim masalarına görmek zorunda kalacaktım.
Telefonuma mesaj sesini duyduğumda cebimden çıkardım ortak grubumuzdan mesaj gelmişti. Can yazmıştı.
"Pazar günü bir şeyler yapalım, Başak sakın itiraz etme sana da iyi gelecektir."
"Bence de Başak ilk defa Can'a hak veriyorum. Kafamız dağılır. İyi olur." Duru'nun mesajını gördüğümde bende bana iyi geleceğini düşündüm ama nereye gidecektik.
"Tamam.Nereye gideceğiz peki."
"Oha aq sen kabul ettin ben şu an şoktayım."
"Bende aynı şekilde. İlk kez bir planımıza tamam dedi."
"Çok abartmayın ikinizde isterseniz vazgeçeceğim şimdi."
"Tamam tamam, biliyorsun bizim arada ailemle haftasonları gittiğimiz bir bahçeli ev vardı. Oraya gidelim. Hem merkeze yakın hem de sosyal alanları var. Babamın aracını da alırım onunla gideriz." Can'ın ev diye bahsettiği şey bir villaydı arkadaşlar. Havuzlu, jakuzili ve daha bir sürü lüks şeyler işte. Kendisi alışkın olduğundan villaya bile ev diyordu piç.
"Tamam ayrıntıları konuşuruz." yazıp telefonu cebime koymuştum direkt. Siparişler hazırlanmıştı tepsiye tabakları alıp masalarına doğru ilerledim. Tabakları bırakıp sırayla önlerine doğru bırakıp afiyet olsun diyerek gideceğim anda Eylül hoca bana seslenmişti. Ona dönüp buyurun dercesine baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NE ALAKA HOCAM
Teen Fiction" İlk dersten uyuyorsan seninle çok işimiz var" diyen Eylül hocaya ne diyor bu der gibi bakıyorum. " Ne alaka hocam" dediğim gibi hocanın bakışlarının alev atacak şekilde olduğunu gördüğüm anda aha sıçtım diyorum. Küfür ve argoya hikaye de yer veril...