14.BÖLÜM:ZİNCİRLER

43 2 0
                                    

Havai fişeklerin gökyüzündeki eşsiz parıltısını heyecanla izlemiştiler bulundukları çatıdan. Arenaya gelmelerine rağmen hala o şölen hepsinin zihninde tüm tazeliği ile duruyordu.

Siyanür ise havai fişekten ziyade birazdan çıkacağı müsabakayı düşünüyordu. Aslında içi içine sığmıyordu. Mavi gözlerinin ardında o sonsuz ateş enerjisi adeta kaynıyordu heyecandan.

Diğerleri ona iyi şanslar diledikten sonra Siyanür bekleme odasına doğru yola koyuldu.

Arma arenada bulduğu ilk yere otururken merakla " Sizce Siyanür kazanır mı?" diye sordu.

Gümüş, oradan uzaklaşan Siyanür'ün ardından uzun uzun baktı ve övgüyle "Onu hiçbir birinci sınıf yenemez." dedi.

Arma kollarını birleştirirken " Öyle olsa iyi olur çünkü ona bahiste büyük bir enerji yatırdım." dedi.

"Festivallerdeki müsabakalara enerji yatırarak kumar oynamamalısın. Bir çok kişi önceki festivallerden sonra bahiste kaybettiği enerjiden dolayı tükenime girdi ve evinde ölü bulundu." Poyraz bu sözleri söylerken sesi titremişti. Yüreği festival bahislerinden ölen babasının acısını tıpkı o günkü gibi tekrar hissetmişti.

Elindeki atıştırmalıklardan diğerlerine ikram eden Arma, Barlas ve Sandara' yı görmüştü. Şaşkın şaşkın diğerlerine onları gösterirken " Sizce bu bir randevu olabilir mi?" diye sordu.

Barlas' ın tedirgin bir şekilde oradan ayrıldığını görünce randevu olmadığını hepsi anlamıştı.
Gümüş merakla " Sizce neler oluyor?" diye sordu.

Sandara korkuyla etrafına bakıyordu. Arenada bir başına kalakalmıştı ama endişeli değildi çünkü Barlas'ın dediği gibi her yer muhafız kaynıyordu ve hemen yan tribün dört medeniyetin seçkin insanları ile doluydu. Burası gerçekten de kalabalık ve güvenliydi. O sırada müsabakaları başlatmak için sunucu konuşmaya başladı.

"SAYIN KONUKLAR HOŞ GELDİNİZ. BARIŞI PEKİŞTİRMEK AMACIYLA YAPILAN BU ETKİNLİKLER BİZİ BİR ARAYA..."

Sununcu konuşurken tribünlerde oturan Titan 'ın yanına bir muhafız geldi ve kulağına bir şey fısıldadı. Zaten keskin olan yüz hatları moralinin bozulması yüzünden daha da keskinleşmişti. Sinirden alnındaki damarlar belirginleşmeye başlamıştı.

Titan dişlerini sıkarak Zaman'a döndü ve "Kız kaçmış ve gelen bilgilere göre az önce buraya getirilmiş. Onu bu kalabalıkta yakalamamız imkansız." dedi.

Şaşkınlık içinde onu dinleyen Zaman " Nasıl kaçabilir?" diye sordu.
"Bana mı soruyorsun? Bir kızı zaptedemediniz. Diğer plana geçiyoruz. Madem onu alamıyoruz burada kalmasına da izin veremeyiz çünkü güçlü bir Şark Medeniyet'i tüm dengeleri bozar." dedi ve muhafızlarına işaret etti. İşareti gören muhafızlar hemen oradan ayrıldı.

"BARIŞ İÇİNDE NİCE YÜZYILLARA." diyerek sözünü bitiren sunucu, başlama komutunu verdikten sonra arenayı Siyanür ve rakibine bırakmıştı. Siyanür' ün rakibi koyu kahve gözlü bir erkekti.

Birbirlerine canavar görmüş gibi bakıyorlardı. Sanki müsabakalar barışı sürdürmekten ziyade kimin güçlü olduğunu göstermek için yapılıyordu.

Sandara, Siyanür ' ü görünce başındaki belayı unuttu. Ortamın neşe ve heyecan dolu olduğunu fark etti. Bir anda bu atmosfere kaptırdı kendini.

Arena çok kalabalıktı ama hava da bir o kadar serindi. Bu güzel ortama kapılıp heyecanla Siyanür' ü izlemeye başladı. Siyanür rakibinin bakışlarına rağmen gayet rahat görüyordu.

Uyguladığı bütün tekniklerde kendinden ne kadar emin olduğunu herkese hissettiriyordu. Oluşturduğu teknikler etrafında enerji sarmalları oluşturuyor ve arenada bir görsel şölen oluşturuyordu. Bu yüzden uyguladığı saldırı ve savunma teknikleri gerçekten ilgi çekiciydi.

GARDİYANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin