5.BÖLÜM: SON İZİN

51 3 0
                                    

"KALKIN TEMBELLER! "

Sandara uyku dolu gözlerle etrafa bakındı. Her sabah sokaktan bağıra bağıra geçen bu adamdan da bu koloniden de bıkmıştı.

Dedesi çoktan kalkmış morali de yerinde görünüyordu. Sanki uyumak ona dün olanları unutturmuş gibiydi.

Sandara yatağında doğrulurken terliklerinin ne kadar uzakta kaldığını fark etti. Çıplak ayakla yere basmaktan nefret ediyordu çünkü yer tozlu ve döşemedeki tahtalar kıymıklarla doluydu. Tam terlikler için kalkacakken dedesi terlikleri küçük bir tekme ile ona doğru gönderdi.

Nasihat havasına giren Kurt "Yeni bir ders torunum: Senin için kıymetli şeyleri daima kendine yakın tut. Aksi taktirde ona ulaşmak için tehlikeli yollar her daim seni bekleyecektir." dedi.

Sandara dedesine uykulu gözlerle bir bakış atarak ders havasında olmadığını gösterdikten sonra hızla hazırlandı. Akşamdan kalan yarım ekmeği yiyip sabah sayımı için meydana doğru yola koyuldular.

Sokak çamurları sabahın erken saatlerinde buz gibi oluyordu. Terliklerden ötürü Sandara'nın ayağının her yeri çamur içinde kalıyor ve donuyordu.

Kendi kendine "Sıcak bir şeyler içebilmek ne güzel olurdu." diye düşündü.

Koloni meydanına geldiklerinde her zamankinden daha fazla görevli olduğunu fark ettiler. Ceylan karşı taraftan Sandara'ya göz kırptı. Yanında Çakır ve Hara vardı. Sandara diğer ikisi ile pek samimi değildi ama Ceylan, onlarla da takılırdı. Gerçi bu kolonideki bir çok gençle takılıyodu.

Bu yüzden Sandara "Ya en iyi arkadaşımın en iyi arkadaşı ben değilsem?" diye düşünmeden edemedi.

O sırada somurtmuş koloni görevlisi, bağırarak kalabalığı susturdu. Bu adam diğer görevlilerden daha yaşlı ve statü olarak daha yukarıdaydı.
Diğer görevliler onun karşısında mum olurlardı resmen.

Yaşlı görevli gözlerini koloni halkının üzerinde gezdirdi ve " Dün göl civarında medeniyete kayıtlı olmayan bir enerjiden izler tespit edildi. O civarda birini gören yada orada bulunup gereksiz enerji harcayan kim varsa şimdi konuşsun çünkü kendisini bizim bulmamız halinde affedilmeyecektir." dedi.

Ceylan 'nın dehşet dolu gözler ile kendine baktığını fark ettiğinde Sandara'nın tedirginliği daha da artmıştı. Aynı zamanda kolonide de gerilim tırmanıyor sesler ve fısıltılar giderek artıyordu.

Sandara o enerji izlerinin kendine ait olmadığına emindi çünkü o arkasında bıraktığı izleri temizlemişti.

Kurt sakin gözlerle ona bakarak "O izler sana aitse bile seni bulamazlar çünkü sisteme su elementi ile kayıt oldun ama gölde kullandığın saf enerji. Tek yapman gereken enerjinin büyük bir bölümünü perdeleyip kalanını su elementi ile özdeşleştirmek. Bu şekilde inceleme sırasında sorun yaşamazsın." dedi.

Sandara kendinden emin bir şekilde "O izler benim değil. Zaten saf enerji izleri bulmuş olsalar burada daha fazla muhafız olurdu. O izleri ben de gördüm. Göl üzerinde dans eden ışık hüzmeleriydi. Sadece izledim." dedi.

Kurt emin olmak için "Yani sana ait değiller ." dedikten sonra aklına gölde gördüğü çalılar geldi. Kendi kendine " Bu olayla ilgili olabilir mi?" diye sordu.

Sandara dedesinin gözlerinin içine bakarak " Evet kesinlikle benim değiller." dedi.

Kurt ona güvenerek "Hadi herkes sıraya girdi bizde girelim. Görünen o ki bugün hem sayım hemde enerji taraması yapılacak." dedi.

Bu monoton koloni hayatında bugün ekstra olarak enerji taraması yapmaları Sandara' yı heyecanlandırmıştı. Çünkü tarama, Sartanı adı verilen bir bitki ile yapılıyordu ve Sandara bu bitkiyi kandırabilecek kadar güçlüydü. Üstelik herkes tedirgin bir şekilde sırasını beklerken Sandara enerjisini dedesinin söyledi gibi suya uyarlıyordu. Herkesin içinde enerji kullanmasına rağmen kimse fark etmiyordu. Saf enerji ona verilmiş inanılmaz bir armağandı.

GARDİYANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin