19.BÖLÜM: GÜRUH AĞACI

34 1 0
                                    

Kara eğitim biriminin balkonunda oturmuş avluda antrenman yapan öğrencileri izliyordu. Gençler birbilerine karşı savunma ve saldırı tekniklerini sınıyordu. Bu yüzden avlu rengarenk ışıltılardan dolayı görsel bir şölene ev sahipliği yapıyordu ama Kara bu ortama gerektiği gibi kafasını veremiyordu çünkü en ilginç öğrencisini yılın bu zamanı karla kaplı ve soğuk bir dağa göndermişti. Bu dağ, Cenup Medeniyeti'ne çok yakın olan İntihar Tepesi'ydi. Sandara'yı orada aramak kimsenin aklına gelmez diye düşünüyordu ama bu tehlikeli ve soğuk tepeye dayanabilecek mi bilmiyordu.

Tüm bunları düşünürken gördüğü şeyden ötürü aniden ayağa kalktı. O an tüm bu düşünceler kafasından uçup gitmişti. Beklediği gibi Cenup Medeniyeti'nden muhafızlar gelmişti. Buraya Sandara için geldiklerine hiç süphe yoktu. Bu yüzden Kara, hemen oradan ayrıldı ve muhafızların peşinden merkeze doğru gitti.

Şifa, kendisi için dizayn edilmiş odasında masadaki dağ gibi evrakları izlerken bu yeni görevin altından nasıl kalkacağını düşünüyordu. Bu kadar şeyden sonra hayatı hala kolaylaşmıyor aksine giderek zorlaşıyordu. Radyan'ın ölümünden sonra oy birliği ile medeniyetin başına geçirilmişti. Hem de kimse ona fikrini bile sormamıştı. Oflayarak evraklardan bir kaçını incelerken bazılarında Radyan'ın imzalarını gördü. Kader  ona her şekilde Radyan'ı hatırlatan küçük işkenceler yapmaktan geri durmuyordu. Göz yaşlarını mendiline sildikten sonra eline aldığı başka bir evrak dikkatini bir hayli çekmişti. Bu evrakta Sandara'nın yüklü bir değer karşılığında  Cenup Medeniyeti'ne satıldığı yazıyordu. Üstelik Radyan bu evrağı da imzalamıştı.  Hemen Kara'ya haber vermek için yerinden kalktı.

Tam çantasını alacakken kapı çaldı ve içeriye bir grup Cenup Medeniyeti muhafızı girdi. O sandalyede Radyan yerine bir başkasını görmek onları da şaşırtmıştı.

Şifa çantasını bırakıp tekrar sandalyesine oturuken " Evet ne için gelmiştiniz?" diye sordu.

İçlerinden iri omuzlu ve kırklı yaşlardaki muhafız  " Ben üst düzey bir medeniyet muhafızı Zaman." diye kendini tanıttıktan sonra " İki sebepten ötürü buradayız. Birincisi belli bir değer karşılığında birini satın aldık ve diğer neden ise satın aldığımız bu kişi karanlığa çok yakından şahitlik etti. Bu yüzden kız çıldırmadan onu bize teslim etmelisiniz çünkü ona sağlayacağımız şartlar buradakinden çok daha fazla." dedi ve gıcık bir şekilde Şifa' ya gülümsedi.

O sırada kapı çalmış ve Kara içeriye girmişti. Şifa onu görünce çok rahatlamıştı çünkü bu adamlara karşı hiçbir planı yoktu. Kara, Şifa'nın yanına geldi ve "Neler oluyor?" diye sordu.

Şifa elindeki evrağı Kara'ya uzatarak okumasını istedi. Kara morali bozulmuş bir şekilde evrağı okudu ama bir planı vardı.

Evrağı masaya bırakırken " Bu anlaşma daha çok yeni. Radyan sizlerle bu anlaşmayı yaptığında hastalığının son evresini yaşıyordu. Hem enerjisi hemde zihni onunla oyunlar oynuyordu. Bu sebeple bu anlaşma geçersiz. Sandara için Radyan' a ödediğiniz bedel size iade edilecek." dedi.

Zaman cebinden çıkardığı başka bir kağıdın katını açarak "Birde şunu okuyun o zaman." dedi.

Kara büzülmüş ve yıpranmış kağıdı okuduğunda şok olmuştu. Tüm bunları ne ara yaptılar çok merak etmişti. Bu evrakta, diyarda bulunan tüm medeniyetlerin güvenliği için karanlığa çok yakından şahitlik eden Sandara'nın göz altına alınması ve incelenmesi gerektiği konusundaki içeriğe diğer tüm medeniyetlerin onayı vardı.

Zaman, Şifa'nın ofisini incelerken "Karanlığa şahitlik eden gözcümüz maalesef çıldırdı ve karanlığı arenada gören kıymetli öğrencimiz orada öldü." dedi. Son söyledigi sözler gözlerinin dolmasına sebep olmuştu.

GARDİYANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin