16.bölüm : "Sıran gelmek üzere."

86 12 13
                                    

İki haftalık tatilimizin sonuna gelmiştik. Bu tatil bana çok iyi gelmişti. Kafamı toparlayabilmiştim ve daha iyi hissediyordum. Ne kadar dayanabileceğimi merak ediyorum.

Amasya'ya döndüğümüzde havaalanında arkadaşlarım bekliyordu. Yanlarına gittim ve sarıldım. Yolculuk beni yormuştu. Fazla oyalanmadan eve gittim. Yatağa yatar yatmaz uyumuştum.

Ertesi gün arkadaşlarımı akşam için çağırdım. Okulda birkaç dersi kaçırmıştım fakat pek umurumda değildi. Sınav haftası yaklaşıyordu. İlk sınavlardan iyi not almıştım. Bu sefer iyi not alacağımdan emin değilim. Derslere hiç odaklanmıyor ve umursamıyorum. Kafamı sadece katile yormakla meşgulüm.

Arkadaşlarımı özlemiştim. Bu yüzden onlar için harika şeyler hazırlayacağım. Bu akşam eğlencenin dibine vuracağım. Çünkü yarından itibaren böyle şeyler için vaktim olmayacak. Son günlerimi iyi geçirmek istiyorum.

Annemle birlikte kek yaptım. Ondan yardım alıyordum çünkü keki sihirli gibiydi. Her seferinde muhteşem olmayı başarıyordu. Annem aşçı değil ama harika yemek yapıyor. Bazen aşçılık geçmişi olduğunu düşünüyorum. Belki ben doğmadan önce aşçılık yapmıştır.

Arkadaşlarım gelene kadar kedimle ilgilendim. Bu iki haftada onu çok özlemiştim.

Hava kararmadan önce arkadaşlarım geldi. İlk Ahu geldi. Ardından Egemen ve Arda birlikte geldi. Annem kek yaptıktan sonra teyzemin yanına gitmişti. Bu yüzden evde tektik.

Önce karnımızı doyurduk. Daha sonra oturma odasına geçtik. Diğerleri masaya geçerken ben UNO kartlarını aldım. Sandalyelerden birine geçip kartları dağıtmaya başladım. Herkese yedi tane verdikten sonra kalan kartları ortaya koyup bir kartı açtım ve ortaya koydum.

İlk kartı ben attım. Oldukça iyi ilerliyordum. UNO bile yapmıştım ama arkadaşlarım buna izin vermeyerek on beş kart yedirdiler. Aralarında elbette artılar vardı ama diğerlerine yetişmem mümkün değildi. Öyle de oldu, Egemen kazandı.

Bir sonraki el intikam alarak kazandım. Bu oyunda iyi olduğumu söylemiş miydim?

Söylemiştim.

Arkadaşlarımın yanından kısa süreliğine ayrılarak içecek bir şeyler getirdim. Oyunu bitirdikten sonra sohbet etmeye başladık. Az önce oynadığımız oyun hakkında konuşuyorduk. Arda, "Nasıl her seferinde birinci olabilirsin?" dedi meraklı ve isyankâr bir tavırla. Hafifçe güldüm. "Tamamen şans."

Egemen sohbete katılarak, "Oyunu iyi bir ustadan öğrendi," dedi. Bakışları gururlu ve alaycıydı. Egemen'e bakarak, "Ustamı yenecek kadar geliştim," dedim sırıtarak. Egemen halinden ödün vermeden, "Bilerek yeniliyorum canım, üzülme diye," dedi. Büyük bir kahkaha patlattım. Arda'ya yaklaşarak, "Çaktırma ama gerçekten ondan öğrendim," diye fısıldadım. Arda göz kırparak kafa salladı. Egemen ise bize meraklı bakışlar attı.

Ahu ellerini kaldırarak, "Ben bu konuya yorum yapmayacağım," dedi. Oyunda ya sonuncu ya üçüncü oluyordu. Genelde birinci ben, ikinci Egemen oluyordu. Ahu böyle oyunlarda hep şanssızdı.

Yakınırcasına, "İnsan ya aşkta ya da kumarda şanslı olurmuş. Ben ikisinde de değilim," dedi. Egemen ve Arda'yla bakıştıktan sonra gülmeye başladık.

Aramızda sevgilisi olan tek kişiydim. Egemen ve Arda bu konularla ilgilenmiyordu. Ahu'nun konuştuğu kişiler vardı elbette ama hiçbiriyle iyi anlaşamıyordu. Kendine göre birini bulamadığını ve bu gidişle böyle ölüp gideceğini söylerdi hep. Ben ise her seferinde ne kadar güzel olduğundan ve bir gün birini bulacağından bahsederdim. Güzel kızdı ama zor beğeniyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 07 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SESSİZ ÇOCUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin