Güney, basketbol takımına katıldı ve çok çabuk uyum sağladı. Ben ise Baran ile birlikte resim yapmaya gidiyorum.
Atölye gibi bir yere geldik. Baran davet edercesine elini uzattı. Teşekkür ettim ve içeri girdim. Etraf güzel görünüyordu. Benim resim odama benziyordu. Her yerde tuvaller vardı.
Baran temiz bir tuval açtı ve önüme koydu. Ardından palet ve fırça verdi. Kendi için de tuval çıkardı. Bana dönerek, “İçinden geldiği gibi çiz. Düşüncelerini ve duygularını resme dök. İyi geleceğine eminim,” dedi.
Söylediklerini yapmaya karar verdim. Gözlerimi kapatarak düşünmeye başladım. Duygularımı bir yerde topladım ve gözlerimi açtım. O sırada müzik çalmaya başladı.
The Weeknd, Kendrick Lamar – Pray For Me
Baran, “Müzik, duygularını yansıtmana yardımcı olacaktır,” dedi. Onaylayarak kafa salladım ve tuvale döndüm. Resmi çizmeye başladım.
Zaman hızlı geçti. Resmimi bitirdim ve geri çekildim. Bir süre resmi inceledim, gerçekten bilinçaltımı tuvale dökmüştüm.
Baran, resmi bitirdiğimi görünce yanıma geldi ve resme baktı. Onunla birlikte bir kez daha inceledim.
Resimde yüzü gözükmeyen siyah bir adam vardı. Bir elinde kanlı bir bıçak tutuyordu. Diğer elindeki telefonu kulağına tutuyordu. Yerde yatan bir sürü ölü vardı, hepsinin altı kan doluydu. Katilin suratında soru işareti vardı. Başının üstünde arkası dönük, kızıl saçlı bir kız vardı. Bu bendim.
Baran’ın tepkisini görmek için ona döndüm. Bakışları ciddi ve gergindi. Bana dönerek, “Kafanı çok yoruyorsun,” dedi. Elimdeki paleti bırakarak, “Başka ne yapabilirim?” dedim. Baran tekrar resme baktı. Kızıl saçlı kızı göstererek, “Bu sen misin?” dedi. Onaylayarak kafa salladım. Bu sefer gözlerini katil çizimine getirdi. “Neden soru işareti çizdin?” diye sordu. Resme bakarak, “Çünkü kim olduğunu bilmiyorum. Ama çok yakında bulacağım ve alabileceği en ağır cezayı almasını sağlayacağım. Hapislerde çürümesini sağlayacağım,” dedim. Son cümlemin her kelimesine vurgu yapmıştım. Sesim oldukça imalı çıkmıştı.
Baran, sesimdeki imayı anlamıştı. Ancak bir şey söylemedi. Sadece, “Resim yeteneğin çok gelişmiş,” dedi. Onun resmine bakmak için yana kaydım. Baran tedirgince engel olmaya çalıştı ama ben çoktan görmüştüm.
Dudaklarım hafifçe aralanırken aklımdan türlü türlü şey geçiyordu. Kafamdaki soru işaretleri kaybolurken yenileri ekleniyordu. Şüphelerim ise şu an da dehşet içindeydi. Neden mi?
Çünkü beni çizmişti.
Şaşkın gözlerle ona döndüm. Gözlerimde şüphe ve korku vardı. Baran hızla önüme geçerek, “Sürpriz yapacaktım,” dedi. Onu dinlemeden resme bakıyordum. Beni resim çizerken çizmişti ve çok gerçekçi gözüküyordu. Tıpkı o resimde olduğu gibi.
Kafamda bir şeyler yerine oturduğunda eşyalarımı aldım ve kapıya yöneldim. Baran şaşkınca yanıma koştu. “Nereye gidiyorsun?” diye sordu. Ona döndüm ve gözlerine baktım. Bir an önce oradan gitmek istiyordum.
“Gerçekten çok özür dilerim. Önemli bir işim olduğunu hatırladım. Acilen gitmeliyim,” dedim sahte gülümsemeyle. Baran ne diyeceğini bilemiyormuş gibiydi. En sonunda, “Önemli değil ama telafi edelim,” dedi. Kafa salladım ve oradan ayrıldım. Arkamdan bağırdığını duydum.
“Sonra görüşürüz.”
Koşarak gitmeye başladım. Uzaklaştığımda arkama döndüm ve kimsenin olmadığından emin oldum. Telefonu çıkararak Güney’i aradım. Açması uzun sürmedi. Ona fırsat vermeden konuşmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ ÇOCUK
Misterio / SuspensoHayatı boyunca her zaman iyi niyetli olan Lara, doğup büyüdüğü şehirde istediği üniversiteyi kazanır. Bunca zamandır olduğu gibi herkesle iyi anlaşacağını düşünür ancak okulunda işlenen cinayetten sonra hayatı mahvolur. Lara hiç beklemediği birinde...