Bölüm şarkıları;
Believer / Imagine dragons
Power / Little mix
On my own / DarciKeyifli okumalar!
12. Bölüm: Sahtekar
Tek kelime ile şok olmuştum.
Ben tek şok olmamamıştım. Diğerleri de şok olmuştu. Onlar şok olması beni daha da şoka sokmuştu. Nasıl yani, Kumruyu tanıyorlar mıydı?
Şok üstüne şok yaşarken bir anda kendimi yerdeki suları temizlerken bulmuştum. Yanlış duymadınız bildiğin onlar karşımdaki koltukta oturuyor ve ben de elimde bezle yerdeki suları siliyorum. Islanan bezi de bana verdikleri kovada hıncımı çıkarmak istercesine sıkıyordum.
Hatta bir ara sıkarken Çınarın yutkunarak bana baktığını fark etmiştim. Pek umurumda olmamıştı gerçi. Benden sakladıkları gerçekler vardı ama şu an herkes susuyordu.
Yerleri silen bana bir de kendilerine bakıyorlardı. Dakikalardır aramızda geçen bakışma bu. Sonunda dayanamayarak bezi yere fırlattım.
Biraz sert bir biçimde.
"Benimle dalga mı geçiyorsunuz? Anlamıyorum ve siz de bana hiçbir şey anlatmıyorsunuz?"
Patlama noktasına gelmişim gibi gözlerim Kumru'ya döndü. Tahminim doğru muydu? Yoksa yanlış mıydı? Kumruyu ralelerin başı kaçırmamış mıydı? Öyleyse onun kaçtığı kişi kimdi?
"Sen Kumru, nasıl burayı buldun ve geldin? Hiçbir şey anlatmayacak mısın? O gün markette kimden kaçıyordun?" Sözlerime karşılık olarak yalnızca gözlerini kaçırdı.
Histerik bir gülüş belirdi dudaklarımda. Sinirlerim ciddi anlamda bozulmuştu. Ben boşuna mı o binaya girmiştim. Üstelik içinde bomba olduğunu bile bile kendimi tehlikeye atarak. Tehlike gerçek oldu, bomba patladı ve bunların hepsi boşunaydı.
Düşününce de gerçekten delirmemek elde değil.
Dizlerimin üzerine çökmekten kasıklarıma kadar ağrı girmişti ve daha da şiddetlenmeden ayağıya kalktım.
Önüme geçen birkaç tutam saçı geriye atarak gözlerimi hepsinde gezdirdim. Bakışlarım hemen önümde ki su dolu kovayı bulduğunda dilimi dişlerimde gezdirerek gülümsedim.
Birazdan yapacağım şeyi kafamca iyice tartarak yapmayı planlıyordum, lakin bir tarafım çok baskın geldi ve ben daha doğru düzgün düşünemeden ayağımla kovayı devirdim.
Yerler sırılsıklam olurken hiçbirine tekrardan bakmadım ve ıslanan çoraplarımı kâle almadan merdivenlere giden yolu hafif sendeleyerek gittim.
Gerçekten aşırı havalıyım! Yürümemi gözden geçirmesek tabii.
Kendi kendime göz devirerek sırtımda olan bakışları takmadan basamakları birer birer çıktım. Hızlı davranmaya çalışarak adımlarımı kaldığım odaya yönlendirdim.
En sonunda delirmiştim işte! Her insanın kendine has bir kişiliği vardır. Benim ki ise bana birşey anlatılmadığı zaman sinirlenmek. Hele ki içindeki konu bensem.
Elimle kapı kulpunu sıkıca tutarak aşağıya indirdim. Açılan kapıyla içeriye girerek kapıyı ardımdan kapattım.
Karanlık odaya göz gezdirmeden kendimi kapıya yasladım. Aşağıya doğru sürtünerek yere oturdum. Dizlerimi kendime çekerek kafamı dizlerimin arasına gömdüm ve gözlerimi kapattım. Elimi kalbime yaslayarak bekledim bir süre.
Belki de birkaç saat.
•••
"Bu bir tuzak"
"Evet, bu bir tuzak. Ama sıradan bir tuzak değil."
"Nasıl bir tuzak?"
"Bow down grubuna kurulmuş bir tuzak."
"Tuzağa kanacaklarını sanmam."
"Yeni gelen bir kız var. O en güçlüleri. Onu yanımıza çekersek ve ajan olarak kullanırsak diğerlerini tuzağa çekebiliriz."
"O kızın ajan olacağını sanmam."
"Sandıracağım. İki seçeneği var. Ölüm ve ajan."
"Ajanı seçeceği ne malum? Belki ölmeyi ajan olmaya yeğleyecek."
"İşte onu seçtiği an asıl cehennem onun için başlayacak. Sadece partiyi bekle."
"Sadece parti..."
Kulağımda cızırtı şeklinde yankılanan ses uğruna göz kapaklarım açılırken beni kapkaranlık bir oda karşıladı. Oturmaktan belim tutulmuş olsa gerek her yerim ağrıyordu. Yavaşça doğrularak ayağıya kalktığım an nasıl burada olduğumu sorgulamaya vakit kalmamıştı.
Kulağımdaki cızırtı kesilmişti. Kafamı geriye atarak kapıya yasladım ve bakışlarımı tavana diktim. Yine ne duymuştum?
Ne partisiydi bu? Benimle bir alakası olduğu kesindi ki yeni gelen kız diyordu. Kumru da olabilir.
"Of" İsyan çıkartarak kafamı iki elimin arasına aldım. "Hayat neden bu kadar zor?"
Binlerce kişinin sorduğu ama asla cevabını alamadığı o soru.
Sersem adımlarla yürüyerek kendimi yüz üstü yatağa bıraktım. Yumuşak yorgan şimdiden beni mayıştırırken duyduklarımı yeni yeni idrak ediyormuşum gibi bir anda gözlerim açıldı ve hemen yataktan kalktım.
Gözlerimi büyüterek ne yapabileceğimi düşündüm. Diğerlerine söylemek istesem de bir yanım bende sır olarak kalmasını istiyordu.
Herşeyi bir kenara bırakarak boğucu odadan kendimi attım ve direkt bahçeye adımlarımı yönlendirdim. Merdivenden teker teker inerken üzerimdeki ıslak giysilerin kurumuş olduğunu anlamıştım.
Işıklar sönüktü. Bu da demek oluyordu ki herkes çoktan yatmıştı. Kafamı kurcalayan asıl soru.
Kumru acaba burada mı kaldı?
Sanırım artık kabullenmem gereken bir şey vardı. Bow down üyesiydim. Boynuzlu bir yaratık düşmanımızdı ve asıl yemi bendim. Bir de şey var...
Parti.
Parti hakkında hiçbir fikrim olmaması dışında bir sorun yoktu. Son basamağı da inerek zeminle buluşturdum ayaklarımı. Soğuk zemin vücudumda bir etki bıraktı. İyi bir etki.
Uyuşuk uyuşuk bahçeye çıktığımda serin bir hava karşıladı beni. Saçlarım omzumdan geriye dökülürken yüzüme bir ferahlık gelmişti.
Soğuk hava bana iyi gelen tek şeydi sanırım.
Huzurlu bir tebessüm dudaklarımda yer etti. Ellerimi iki yanıma açarak çoraplı ayaklarımla çimen üzerinde yavaş yavaş ilerlemeye başladım.
Attığım her adımda huzuru daha da hissederken tüm öfkem ve kinim gitmiş gibi hissediyordum.
Ama yine de parti olayını kimseye anlatmama konusunda kararlıydım. Onlar bana hiçbir şey anlatmazken ben neden onlara anlatıyordum ki? Hem bir kere bu adaletsizdi.
Gözüm parlaklığını koruyan aya kaydı. Öyle güzel ışıldıyordu ki yıldızlar yanında sönük kalıyordu.
Ama sahte ışığıyla kendini ön plan tutuyordu. Güneş ise buna izin veriyordu.
Ay bir sahtekardı ve Güneş de ona kanan masum bir yıldızdı. Benim hayatım koca bir yalandı ve ben bu yalana kanan saf bir insan.
Dreamliili 💨
Bizimle kalın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bow Down
Teen FictionAğzımdan çıkan sözlerle birlikte belki de kaderim baştan yazılmıştı. "Neredeyim ben?" Gayet ideal bir soru sorarken aynı zamanda karşımdaki dört kişiye de sorgulayıcı bakışlarımı atmayı ihmal etmiyordum. Harbiden, ben neredeyim ve bunlar da kim? İçl...