Bölüm şarkıları;
Backstabber / Kesha
One dance / Drake
Daisy / AshnikkoKeyifli okumalar!
(Final) 16. Bölüm: Son Uyku
Hafif esen rüzgar omuzlarıma serinliği taşıyor, yürümemin de etkisi olarak kızıl saçlarım geriye doğru savruluyordu.
Açelya'nın ısrarına daha fazla dayanamamış ve özel olarak getirttikleri elbiseyi giymiştim. Ama ne kadar yalvarıp yakarsa da topuklu ayakkabı giymek yerine beyaz spor ayakkabıları tercih etmiştim.
Topuklu ayakkabı gitmeyi beceremiyorum ve yeterince rezil olduğumu düşünerek giymemiştim.
(Kombin tam olarak medyada. Ayrıyetten giydiği ayakkabı da aynı fotoğrafta. Geçebilirsinizz)
Toplu olarak partinin yapıldığı ve baya özenerek düzenlenen bahçeye girdiğimiz için tüm bakışlar bizdeydi. Yeni gelmemden veya beni ilk defa gördüklerinden mi kaynaklanıyor? bilmiyorum ama yarısından fazla insan bana bakıyordu.
Rahatsız olarak bakışlarımı onlardan çekerek yanımda yürüyen Yağız'a çevirdim. Gayet özgüvenli yürüyordu. Anlaşılan rahatsız olmamıştı bakışlardan.
"Özgüvenin ta kendisi benim." Gülümseyerek bakışlarımı ondan çektim. Gözlerim Kumru'yu aradığında onun doğrudan bir yere odaklanmış bir şekilde yürüyor olduğunu gördüm. Bakışlarını takip ederek odaklandığı yere bakınca bir teras olduğunu gördüm. Orada fazla ışıklandırma olmadığı için ne olduğu görünmüyordu fakat çok net gözüken bir şey vardı.
Parlayan boynuzlar!
Aklıma duyduğum o parti konuşması gelince hedefin Kumru olduğunu düşünmeye başlamıştı. Gözlerimi büyüterek tekrar Kumru'ya çevirdiğimde göz bebeklerindeki o korkuyu görmek iliklerime kadar ben de bir etki yaratmıştı.
Kurban Kumruydu.
"Kumru," Hafif fısıltı şeklinde seslenerek bakışlarının bana dönmesine neden oldum. Sırtımda hissettiğim bakışlardan diğerlerinin de bana döndüğünü anlamıştım.
Gözlerimle terası işaret edince göz bebeklerindeki korku büyüdü ve bu çok net bir şekilde gözlerine yansıdı.
Çok emindim. Kumru bu gecenin hedefiydi.
Çaktırmadan Kumruya yaklaşarak kulağına fısıldadım.
"Bu gece yanımdan ayrılma."
Onu koruyabilir miydim? Bilmiyorum fakat ne gerekirse yapacağımdan hiç şüphem yoktu.
Omuzumdan dürtüldüğümde geriye çekilerek o kişiye doğru döndüm. Yağız kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu.
"Ne oldu?" Endişenin tonunu hissederken içten gülümsemeye çalışarak, "Bir şey yok." diyerek mırıldandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bow Down
Teen FictionAğzımdan çıkan sözlerle birlikte belki de kaderim baştan yazılmıştı. "Neredeyim ben?" Gayet ideal bir soru sorarken aynı zamanda karşımdaki dört kişiye de sorgulayıcı bakışlarımı atmayı ihmal etmiyordum. Harbiden, ben neredeyim ve bunlar da kim? İçl...