ölüm

251 28 73
                                    

Bol bol yorum yapın tamam mı

Oy atmayanların gece evıne gelırım😾

══✿══╡°˖✧✿✧˖°╞══✿══

"Ne yapacaksın? "

"Şimdi bunları konuşmanın zamanı değil. " jisung içeri geçip koltuğa oturdu, Minho da onun yan tarafındaki tekli koltuğa oturdu.

"Ne için geldin o zaman? "Sesinde öfke yoktu, kırgınlık vardı.

"Seni, sizi görmeye geldim. "

Minho derin bir nefes çekti, tamam sakindi.

"İyi gördün hadi, git. " jisung ayağa kalktı ve hamile olanın üstüne eğildi.

"Gideyim öyle mi? Farkındaysan dönüp dolaşıp geleceğim yer sensin."

Minho kaşlarını çattı ve

"Sen evli bir adamsın Han Jisung! Şuan karına ihanet ediyorsun. "Dedi.

"İkimiz de onu sevmediğimi biliyoruz Minho. "

"Neden evlendin o zaman?! " Minho'nun gözlerindeki kırgınlığı görebiliyordu jisung, Minho onu üstünden itti. Bir anda yumuşadı.

"Jisung biliyorum ona karşı gelemiyorsun, ne kadar zorlandığının farkındayım. Ne hissetiğini anlıyorum ama her şeyi düzeltene kadar benimle bu şekilde konuşma. "

Minho jisung'un dolu gözlerini gördü, bu süreçte kimse ona destek olmamıştı. Herkes 'annene hayır diyemiyor musun? Koskaca adamsın, cidden annenin sözlerine uyuyor musun? 'Gibi tepkiler alıyordu ama kimse aç bırakılan, soğuktan donarak uyuyan ve en kötüsü gözleri önünde abisi öldürülen çocuğun yaşadıklarını bilmiyordu.

Jisung'un geçmişi çok karanlıktı bu yüzden genelde konuşmaz, yakın olduklarına da üzüntüsü belli etmezdi. Çünkü belli edecek olursa başına ne geleceğini biliyordu.

Bu yüzden asla çıkmamıştı annesinin sözünden.

Minho ise ölen abisini bilmiyordu, o sadece annesi ve jisung arasındaydı.

"Anne, hayır! "

"Kes sesini, onu görüyor musun? Biraz daha konuşursan onun yerinde olacaksın! " jisung karşısında eli kolu bağlı, ağlamaktan harap olmuş abisine baktı. Abisi 13, jisung ise 5 yaşındaydı.

Tüm vücudu kan olmuştu, daha bir saat önce koşup oynuyorlardı nasıl bu hale gelmişlerdi? Ve en önemlisi neden bu hale gelmişlerdi?

Jisung olanları düşündü, abisi okula gidiyordu ama jisung daha başlamamıştı. Abisi okulda çok sevilirdi, peki bunu hak edecek ne yapmıştı?

Kardeşini korumuştu.

Jisung evde koştuğu için o gece bahçede kalacaktı aslında, abisi buna karşı çıkmıştı ve sonucunda annesine tokat atmıştı. Şuanda da gözleri önünde ölüyordu.

Adamlar ağzı yüzü kan olmuş çocuğu yere bıraktı, hepsi karanlık bodrumdan çıkarken jisung orada kalmıştı.

"Sen bu gece burada kalacaksın! " diyerek büyük ve ağır kapıyı kapattı annesi, jisung ölü bedenin yanına ilerledi.

"Aniki, kalk hadi. " jisung'un annesi daha önce bir evlilik daha yapmıştı, bu yüzden abisi üvey ve Japondu.

"Aniki, kafanı öpeyim mi? Geçer belki. " diyerek abisinin kanlar içinde olan alnını öptü ama abisi uyanmadı.

O gece jisung yanında abisinin cesediyle uyudu, sabah abisinin cesediyle uyandı. Oradan çıktığında annesi onu tehtid etti, küçük beden o günden beri bunu saklıyordu.

"Jisung? İyi misin? "

Jisung bir anda daldığı parıltılı gözlerden kendine geldi, kafasını salladı hafifçe.

"Boşanacağım, benimle evlenmek istemesen bile boşanacağım. Yanında olacağım, itsen bile. İyi bir baba olacağım. " Minho onun bu çocuksu tavrına karşı gülümsedi.

"Olacaksın." jisung'u göğsüne doğru yatırdı, hamileliği göğüslerini dolgunlaştırmıştı. Neden olduğunu bilmiyordu ama vücudu eskiye nazaran fazla dolgun olmuştu.

Tişörtünün içine sızan göz yaşları ile göğsündeki bedenin saçlarını okşamaya başladı.

"Buradayım jisung, her şeyi beraber atlatacağız. "

.
.
.

"Ne? Ne demek çıktı gitti? "

"Baya çıktı gitti işte, dediğin hiçbir şey olduğu gibi gitmiyor! "

Hyejin, jisung evden çıkar çıkmaz Bayan Han'ı aramıştı

"Siktiğimin ibnesi neredeyse bul onu! " diye bağırdı, jisung'un onu sevmemesi onu oldukça sinirlendiriyordu.

Hyejin babası, jisung'la evlenmesi için Bayan Han'a trilyonlar yatırmıştı. Bunun karşılığında hyejin aşık olduğu adamla evlenecekti, tabiki kimse jisung'a fikrini sormamıştı.

"Siktiğimin ibnesi. " diye fısıldadı, jisung her minho'nun yanına gittiğinde çıldırıyordu. Aşkı -takıntısı-  gittikçe büyüyordu.

Ve bu son bulacak gibi değildi.

.
.
.

"Daha fazla baskılanmak istemiyorum. "Dedi göz yaşları içinde, kafası hala aşık olduğu adamın göğsündeydi.

"İstemediğim şeyleri yapmak istemiyorum. "

Jisung hala ağlarken Minho onu kafasını ittirdi, jisung anında elleriyle onun tişörtünü tutmuş üst vücudunu hamile olana yapıştırmıştı.

"Sakin ol Sung, sadece uzanmak için yaptım. " Minho ayağa kalkıp L koltuğa geçti, jisung da peşinden ilerledi.

"Gek buraya. "Minho uzanınca tekrar yapıştı ona.

"Seni seviyorum. "

"Bende seni seviyorum Sung. "

Jisung o gece minho'nun göğsünde uyudu, neredeyse bir buçuk yıl sonra tekrar böyle uyumuşlardı. Minho onu bebeği gibi sevmiş, uyutmuştu. Ona asla görmediği anne şefkatini göstermişti, eskisi gibi...

✩*⢄⢁✧ --------- ✧⡈⡠*✩

Bu sefer baya bok ettim geri donusumuz yok kızlar

Bu arada aniki Japonca da abi demek ama baya kaba bir anlamı var tabi burda kotu anlamda kullanılmıyor bılın dıye soyledım

♣︎house of ballons❦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin