beni rezil ediyorsun

273 45 11
                                    

Gece boyu uyumamış Minho, evdeki herkesin uyanmasına rağmen odasından çıkmamıştı. Elindeki fotoğrafa bakıyor sadece düşünüyordu, tüm gece düşünmüştü artık başı çatlıyordu. Alt kata indi ve mutfağa girdi, içeride kahvaltı yapan çocukları gördüğünde cidden kötü hissetmişti. Onu çağırmamışlar mıydı?

Bir şey demeden ağrı kesici ve bir bardak su aldı.

"Minho, ah seni unuttuk. Hadi otur. " sadece baktı, bir de onu masaya mı davet ediyorlardı? Bir şey söylemeden tekrar üst kata çıktı. Gözleri şimdiden dolmuştu, odasına girip kapıyı kilitledi.

Yatağa girip telefonunu aldı, misafir odası fazla kullanılmadığı için soğuktu. Bu yüzden yataktan çıkmıyordu.

Bir süre sonra jisung kapıyı tıkladı, Minho kalkıp kilidi açtı. Jisung içeri girip kapıyı kapattı.

"Minho neden böyle yapıyorsun? Ne kadar üzüldüler haberin var mı? Tamam hastasın ama en azından günaydın deseydın. Beni arkadaşlarıma rezil ediyorsun. " son duyduğuyla dolan gözlerinden yaşlar fışkırdı, hıçkıra hıçkıra ağlayan Minho'yla ne yapacağını şaşırmıştı jisung.

"Hey neden ağlıyorsun? "

"Git jisung. " dedi belli belirsiz, jisung ona sarılmaya çalıştı.

"Git sarılma bana, istemiyorum. "

"Minho, ağlama. " Minho ona karşı koyamadı, arasına girdiği sıcak kollar onu iyi hissetirmişti.

"Neden ağlıyorsun? Bunu daha önce konuştuk. "

"Jisung kahvaltı bitmiş bana otursana diyorsunuz, birde yüzsüz gibi yanıma gelip beni rezil ediyorsun diyorsun. Hangimiz rezil belli oluyor. " hıçkırıkları arasında konuştu.

"Tamam tamam, bir daha olmayacak. "

"Benim gönlümü alman gereken yerde seni rezil ettiğimi söylüyorsun, o zaman neden seni rezil eden biriyle evli kalmayı istiyorsun? "

Kollarını birbirine bağlayıp ona arkasını döndü, normalde asla böyle bir şey yapacak biri değildi. Bu bebek neler yaptırıyordu ona?

"Ama bende üzülüyorum. Akşam yanımda bile yatmadın, sabah da hepimizi görmezden geldin. "

Minho omuz silkti.

"Minho çocukluk yapma. " ama çocuk olmak minho'nun en sevdiği şeydi... Tekrar ağlamaya başladı.

Minho böyle şeylere ağlamadığı için jisung şaşırmıştı, kaba mı davranıyordu? Hayır, her zaman ki gibiydi. Yoksa her zaman mı kabaydı? Bilmiyordu.

"Git buradan, istemiyorum seni. " jisung gitti.

Minho tekrar yatağa oturdu, üstünü güzelce örttü. Karnına baktı, bu yüzden kilo aldım diye düşündü. Nefret ederdi kilo almaktan.

Birkaç saat odasından çıkmadı, kimse de onu görmeye gelmedi. Bir anda canı çilek çeken Minho, heyecanla alt kata indi. İçeri de bir tek jeongin vardı, dolabı açıp çilekleri çıkardı. Jeongin'e döndü.

"Sende yiyecek misin? " jeongin olumsuz anlamda kafa salladı, Minho yiyeceği kadar çileği yıkayıp bir kaba koydu. Üst kata çıkarken gelen sessiz durdu.

"Bugün kimin fotoğrafına bakıyordun hyung? " Minho duyduğu soruyla durdu.

"Ne alaka şimdi? "

"Bilmiyorum, birden boşanmak isteyince garip geldi. " Minho sinirle cevap verdi.

"Ne ima etmeye çalışıyorsun sen?"Jeongin gözlerini büyüterek ellerini salladı.

"Hayır hayır hyung, o anlamda demek istemedim. "

"Ne anlamda demek istedin o zaman? " hala sert bakıyordu, sinirleri bozulmuştu.

"Yani garip geldi birden ayrılmak istemen. "

"Senin de bu soruların bana garip geliyor Jeongin, bir daha bana böyle bir ima yapma. "

"Hyung cidden öyle demek istemedim. " üst kata çıkıyordu fakat bu velet peşinden geliyordu.

"Hyung özür dilerim. " Minho odaya girip kapıyı çarptı, arkadan gelen hyunjin çatık kaşlarıyla jeongin'in omzuna dokundu.

"Ne oldu jeong? " hyunjin en başından beri Minho'ya ısınamamıştı, hiçbir zaman onu jisung'la yakıştırmamıştı ve bunu da tüm gruba yaymıştı. Bu yüzden minho'dan pek hoşlanmıyorlardı.

"Ben biraz kırdım onu. "

"Elbet haklısındır bebek ekmek, üzülme. "

"Ama o üzüldü. "

"Boşver, hadi aşağı gel. Film izleyeceğiz. " hyunjin aşağı inerken jeongin içeriden gelen burun çekme seslerini dinliyordu, birden gelen cesaretle içeri girdi. Tabi minho'yu elinde ultrason fotoğrafıyla beklemiyordu.

"HYUNG SEN-" Minho onun ağzını kapattı.

"Sus, yok öyle bir şey. " dedi sinirle.

"Ama o fotoğraf-"

"Sadece ultrason fotoğrafı, yanlış anlama. "

"Anladım bile. " dedi yarım ağız sırıtarak.

"Bunu kimseye söylemeyeceksin. "

"Ama bilmeye hakkı var. " ikisi de kimden bahsettiğini biliyordu.

"Eğer söylersen aldırırım, sonunda ortada bir bebek kalmaz. "

Jeongin duyduklarıyla gözlerini büyüttü.

"Onu aldırmayacaksın, değil mi? "

"Bilmiyorum, boşanmanın eşiğindeyiz. Aldırsam iyi olacak. "

Jeongin bir şey diyemeyeceğini biliyordu, büyüğü her zaman bir bebek istemişti. Şimdi hayalinden vazgeçemezdi, geçmemeliydi.

"Ama sen hep bir bebek istemiştin. "

"O istemiyor. " diye kestirip attı.

"Ne zamandır? "

"Bir buçuk aylık. " ağzındaki çileği yutup devam etti.

"Uzun zamandır böyleydim fakat korktuğum için doktora gitmemiştir, korktuğum başıma geldi işte. "

Jeongin minho'nun yanına oturdu ve ona sarıldı, Minho onu itmeye çalıştı ama jeongin ayrılmadı.

"Jisung en sonunda anlayacak hyung, karnın büyüyecek sonuçta. "

"Burada kalmayı düşünmüyorum. "

"NE?! " jeongin kendine engel olamayıp bağırmıştı.

"Bağırma jeongin! "

"Ne demek burada kalmayacağım? Nerede kalacaksın hyung? "

"Zaten boşanacağız, bankadaki paramla küçük bir ev kiralarım. "

"Ama hamilesin, tek yaşayamazsın. "

Minho gülümsedi, birinin onu düşünmesi hoşuna gitmişti.

"Sen merak etme, ben başımın çaresine bakarım. "

"Ben seni bırakmayacağım hyung! "

"Bırakacaksın jeongin. "

"Hayır! " hyunguna daha da sarıldı.

"İllaki ziyarete gelirim, hatta hepimiz geliriz!"

"Boşandıktan sonra kimseyle görüşmeyi düşünmüyorum. " jeongin'in yüzü düşmüştü.

"Ama neden? "

"Benden pek hoşlanmıyorsunuz, yani görüşmemek daha iyi olur hepimiz için. "

Jeongin buna karşı çıkmadı, grupdakiler genelde minho'dan hoşlanmıyordu.

"Ama ben seni çok seviyorum hyung."

"Teşekkür ederim jeongin. " jeongin kapıya ilerledi ve odadan çıktı, jisung'a söylemesi mi gerekirdi yoksa söylememesi daha mı iyiydi?

✩.・*:。≻───── ⋆♡⋆ ─────.•*:。✩

Slm oy ve yorum atmayı unutmayın

♣︎house of ballons❦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin