Kızlar ne kadar yorum o kadar yenı bolum tamam?
Esmeray- unutma beni
Gülden karaböcek- sen evlisinMinho artık düşünmek istemiyordu, sürekli düşündüğü için bazen bebeği onu sancılar içinde bırakıyordu. Korkuyordu, iyi bir ebeveyn olamamaktan korkuyordu.
Ya jisung doğumdan sonra gelmezse diye düşünmeden edemiyordu, çok korkuyordu. Tek başına ikiz bebeklere bakamazdı, hem gücü hemde parası yoktu. Cidden kimsesizdi.
Buradan gitmek için birkaç gündür ev bakıyordu, Chan ne kadar ona kızsada burada kalmak yanlış gibi geliyordu. Sabahları kahvaltı yapmıyordu hatta bazen sadece meyve tüketiyordu. Diğerleri ona zorla bir şeyler yedirmeye çalışıyordu, bıkmıştı bu durumdan. Jisung'dan ve jisung'u hatırlatan her şeyden nefret ediyordu.
"İstemiyorum hyunjin! "
"Ama yemek yemen lazım. " neredeyse bir saattir büyüğünün ağzına bir lokma koyamamıştı hyunjin.
"Yemeyeceğim işte. "
Hyunjin en sonunda pes etti, yemezse yemesin diye geveledi. Minho, hyunjin'in ona kızmasıyla gözlerini doldurdu. Odadan çıkacakken gelen hıçkırık sesiyle geri döndü hyunjin.
"Ağlama hyung. " Minho bir şey demedi.
"Gel aşağı inelim, film izliyorlar-"
"Git hyunjin! " ağlarken insanların onu görmesini sevmiyordu ama hyunjin bunu bilmiyordu, yinede gitmedi.
"Gel biraz hava alalım, hem tatlı da alırız hyung. "
"İstemiyorum hyunjin. " dedi fakat istiyordu, biraz hava almak gerçekten iyi gelebilirdi.
"Peki iyi hissettiğinde aşağı gel, tek başına kalma hyung. " Minho kafa salladı, hyunjin odadan çıkınca üstünü giydi. Küçük bir çanta hazırladı, yanına su, ağrı kesici, midesi bulanınca geçirmesi için doktorun verdiği lolipop ve biraz para.
Yine arka bahçenin kapısından çıktı, akşam olduğu için etraf karanlıktı. Umursamamaya çalışarak ilerledi, biraz yürüdü. Hava çok güzeldi, ne soğuk ne de sıcaktı.
Biraz ilerleyince bir market gördü, içeri girip sevdiği bir kaç atıştırmalık ve kedi maması aldı, marketten çıkınca Han nehrinde bir banka oturdu. Üşümüş bir kedi kucağına yerleşti, hemen kedi mamasını açtı. Kokuyu alan kedi uyandı ve miyavlamaya başladı.
Minho yavaş yavaş ona mamayı yedirmeye başladı, o sırada telefonu çalıyordu fakat önemsemedi. Sessize aldı. Nehre baktı, bu nehirde neler yaşamıştı böyle? İlk kez burada birinden hoşlanmış, ilk kez burada çıkma teklifi almıştı, ilk kez burada öpüşmüştü. Burası onun için fazla özeldi, bazılarının hayatının bittiği yerde onun hayatı başlamıştı.
Burası ona jisung'u hatırlatıyordu, eski jisung'u... Onu üzmeyen jisung'u, onu mutlu eden jisung'u, onu güldüren jisung'u hatırlatıyordu. Her şeyin başladığı yerde artık hiçbir şeyi kalmamış bir Minho vardı, başlayan mutluluk aynı yerde bitmişti. Bir anlamı olmamalıydı bu aptal nehrin.
İleride bir beden gördü, saçları uzun ve dalgalıydı. Fazla yapılı değildi fakat onun kadar cılız da değildi, hakikaten birine benziyordu...
Jisung'a benziyordu.
Açıkçası bu beden sanki onu inceliyordu, ama neden?
"Hayır." diye fısıldadı, o an olaydan tamamen bağımsız kedi mama bitince tekrardan minho'nun kucağına yerleşti. Beden onu uzaktan inceliyordu, sadece bakıyordu. Kediyi biraz sevdi, bir süre sonra kedi gitti. Minho da kalktı, telefonuna baktı. Bir sürü mesaj gelmişti.
Hyunjin ve jeongin bir sürü mesaj atmıştı, aramışlardı. Eve gidecekti, yavaş yavaş ilerliyordu. Ara sokağa girdiğinde arkasından bir ses geldi, hemen arkasına döndü.
Yapılı beden ondan on metre kadar uzaktaydı, açıkçası korkmuştu. Önüne döndü ve hızlı hızlı ilerlemeye başladı. Daha doğrusu çalıştı çünkü bebeği buna izin vermemişti, biraz sonra karnına giren ağrıyla duvar dibine çöktü. Arkasından koşan bedeni duydu, bir anda çığlık atıp ağlamaya başladı.
"Git buradan! " yapılı beden yanına çöktü.
"Bana zarar verme, lütfen. " Ona dokunmaya çalışan kolları tutmaya çalıştı, karşısındaki beden maskesini indirdi.
"Minho, sakin ol. " gördüğü tanıdık gözler ile dondu, hayır. Gelmemeliydi, ona bunları yaşattıktan sonra gelmemeliydi.
"Neden geldin? "
"İyi misin? Karnın mı ağrıdı? Neden tek başına çıktın ki? " diyerek onu kaldırdı, ikili eve doğru yürümeye başladı.
"Jisung, sen neredeydin? "Jisung onu cevaplamadı.
"Cevap ver bir buçuk aydır neredeydin? "
Jisung iç çekti.
"Ailemin yanındaydım Minho. "
Jisung'un elinin karnında olduğunu fark etti ve elini itti.
"Dokunma bebeğime. " dedi sinirle.
"O benimde bebeğim Minho. "
"Korkaklık yapıp kaçmasaydın senin de bebeğin olabilirdi! " jisung sinirlendiğini hissetti.
"Kaçmadım."
"Neden gizli gizli geliyorsun o zaman? "
"Bilmiyorum ama kaçmadım. "
Evin kapısına geldiklerinde jisung geri adım attı, Minho kızgın bir şekilde ona baktı.
"Gelmeyecek misin? "
"Bilmiyorum." son olan olaylardan sonra geri dönmek korkutucu geliyordu, fakat Minho onun gitmesine izin vermedi.
"Geleceksin jisung. " diyerek kapıyı çaldı, içeriden gelen sesleri aldırış etmediler.
"Sonunda-" soka girdiği için yarım kalan hyunjin ve arkasından gelen Chris...
"Jisung? "
"Anlatacağım."
╞═════𖠁♡𖠁═════╡
Oy ve yorum!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♣︎house of ballons❦
FanficJisung ve minho'nun evi fazlasıyla mutlu bir evdi. İşkolik bir eş, sorumsuz korkak baba, tek başına kalmış bir anne, nefret dolu arkadaş grubu ve daha doğmamış bir çocuk... Minsung'un mutlu evine hoş geldiniz!