0.9

2.9K 161 164
                                    

(görsel notu: aklımda kira vermeden yaşayan o parlak hışırtılı şişme mont..)

"Kenan teşekkür ederim gerisini ben halledebilirim" kapımın önüne vardığımızda sonunda aramızdaki tuhaf sessizliği bozabildim ve elimi onun elleri arasından çekingenlikle kurtardım.

Asansörün içinde el ele olmamızdan bahsedemiyorum bile. 7 kat sonunda bittiğinde ve kapı açıldığında göğüs kafesimden fırlayıp özgür kalmak isteyen kalbimin gümbürtüsü kulaklarımı uğuldatmıştı neredeyse. Sanki ben burdayım diye konuşmak yerine elimi sıkıca kavramıştı ve yalan söyleyemiyorum ki güvende hissetmiştim. Kızarmamak için de çok zor durmuştum ama içimdeki boşluk hissi ve korku şu an yeni yeni hissettiğim o tatlı hoşlantıyı gölgeliyordu.

Neredeyse kanlı bıçaklı huyzuzca geçirdiğimiz zamanların ardından şimdi böyle karşısında savunmasız bir şekilde durmak beni çok germeye başlamıştı. Belki de asıl beni geren şey itiraf etmeye çekinsem de ona güvenmek isteyen tarafımla içimde ettiğim münakaşaydı.

Düşünmeyi yok edemiyorsam basit düşünmeliyim o zaman. Onun sadece alt komşusuyum ve o da insani bir görev olarak bana yardım eli uzatıyor, hepsi bu. Kim olsa aynı senaryo yaşanacaktı şu an.

"Gözlerindeki korkuyu bir de benim tarafımdan görebilseydin kabul etmeyeceğimi bilirdin" Haklıydı. Deli gibi korkmuştum.

"Bu gece sana soru sorup canını sıkmayacağım ama yarın şikayet etmeye gidiyoruz" aldattığıyla kalır daha da taşkınlık yapıp hayatımı karıştırmaz sandığım birinin bu tavırlarını gördükten sonra bir de şikayet ederek başıma bela almak istemiyordum ama karşı çıkıp Kenan ile dalaşmak için halim yoktu o anda.

Olayları buraya getiren bu tatsız yalancı romeo hikayesine bakacak olursak Pietro ile hazırlık sınıfında tanışmıştık ve okuldan sonra çalışmak için benim İtalyanca eşim olmuştu. Öğleden sonraları kafeye gidip ders çalışıyorduk ve ben o anki şehre alışmaya çalışan savunmasız sevgiye aç halimle bu taktiği rutin haline getirmiş bu pisliğin tekine abayı yakmıştım işte. Bir süre sonra dersleri ekmeye başlamıştı ve benim de italyancada ilerlemem durmuştu. Bu sefer aynı kafeye tek başıma çalışmaya gittiğim zaman ise bana aşıkmış gibi baktığı aynı yerde başka bir kızla göz göze diz dize olduğunu görmüştüm. Belki en can alıcı kısmı karşısında yiyip bitirdiği kızın benim hazırlıktan en yakın arkadaşım dediğim Sara olmasıydı.

İlk kalp kırıklığım olarak her zaman üzerimde travmatik etkisi büyük olacak bir şeydi bu ama sorun artık bunların hiçbiri değildi. Aşmıştım ve zor da olsa önüme bakmaya çalışıyorum ama yine de yaşadığım hırpalanma tüm aklımı yerinden oynatmıştı sanki. Bir daha asla tek başıma markete gidemeyecek gibi hissediyordum. Bunu yaşamış ve yaşama ihtimali olabilecek milyonlarca kadın aklıma geldikçe yine gözlerimin dolması kaçınılmaz olmuştu.

İçimdeki sesler susmak bilmezken aklıma evden neden çıktığım gelince donakaldım.

"Eyvah!" ağzımdan küçük bir çığlık koptu birden. Hızla bez çantamın içinde anahtarı aramaya başladım. En olmayacak zamanlarda en dip köşeye kaçacaktı o anahtar zaten. Aldığım muzları ve çikolata barlarını Kenan'ın eline verirken o şaşkın şaşkın kaşlarını kaldırmış suratıma bakıyordu.

"Tut lütfen sütlaç içeride aç kaldı beni bekliyor" en son aldığım yaş kedi mamalarını da yiyecek cüzdan ve kolonya ile doldurduğum kollarına bırakırken anahtarı bulabildim.

"Neden bana demedin ki evimde her zaman kedi maması var oluyo sokaktaki kedileri besliyom ben" tatlı tatlı türkçe olarak dediği şeyle beraber eve adım atarken gözlerimi ona kitledim. Geçen gece onun hakkında düşündüğüm kedi beslese bile gözümde aklanmaz lafı geldi aklıma. Sanırım bu çocuk hakkında dediğim her lafı daha çok hatırlayacak ve yutacaktım ben.

upside down ♡| kenan yıldızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin