✘✘Bölüm 10; Rüya ya da Gerçek✘✘
-Medyadakini dinleyerek okumanız tavisyemdir-
Gumi'nin Ağzından~
"Gumii~" Birisi sesleniyordu.
"Gumii~" Ancak sesin geldiği yönü kestiremiyordum. Göz kapaklarımı araladım ve etrafıma bakındım.
Hala aynı yerdeydim; ranzanın üst katı. Yavaşça battaniyemi üzerimden attım ve ranzadan indim. Rin de altta sakince uyuyordu. Elimin onun saçlarına doğru gitmesine izin verdim.
Yumuşak saçlarıyla oynarken tekrar adımın seslenildiğini duydum. Halbuki sadece hayal ettiğimi düşünmüştüm. Ağır adımlarla odadan çıktım. Ses dışarıdan geliyordu.
Evin kapısını açtım ve hızla arkamdan kapanmasıyla kapıya bakakaldım. Esen rüzgar geceliğimin eteklerini uçuştururken esnedim. Yanıma anahtarımı da almamıştım. Kapının önüne oturdum ve ellerimi dizlerime koydum.
Lily ve Ryuto gideli bir hafta olmuştu ve biz Rin'le sarılıp öpüşmekten ileri gidememiştik. Bu beni az da olsa rahatsız ediyordu. Ancak Rin daha fazlasını istemediğini açıkça belli ediyordu. Elim tam tişörtünün içine kaydığında dudaklarımızı ayırıyor ve yeterli olduğunu söylüyordu. Onu bilemem ama bana yeterli olmadığı kesindi.
"G-gumi...?" Sesin geldiği yöne kafamı çevirdim ve sevgili kardeşimin şaşkın suratıyla karşılaştım.
"Gumiya?" Onun ses tonunu tekrar ettiğimde gelecek soruyu bekledim.
"Ne arıyorsun burada?" Yanıma gelirken sendeledi. Yamuk yürüyordu. Bir terslik mi vardı?
"Kapıda kaldım." Ona doğru konuştuğumda yanıma ulaşmıştı. Benim gibi yere çöktüğünde burnuma dolan ağır içki kokusuyla midemin bulandığını hissettim. İçmiş miydi?
"Sen içtin mi?" Şaşkın suratımı ona çevirdiğimde açık gökyüzüne baktığını fark ettim. Gumiya çok içmezdi. Hatta hiç içmez bile diyebilirdim. Neyin nesiydi bu şimdi? Fazla kurcalamama kararı aldım ve kafamı onun omzuna bıraktım.
Titriyordu. Hava rüzgarlı olsa bile soğuk sayılmazdı. Kafamı kaldırdığımda yaşlı gözlerini gördüm. Ağlıyor muydu şimdi de?
"Gumo, neyin var?" Yüzünü ellerimin arasına aldım ve gözyaşlarını sildim.
"Acıtıyor..." Sildiğim yerler kurumadan yeni damlalar eklenince silmekten vazgeçtim. Ağlamak rahatlatırdı belki de.
"Ne acıtıyor Gumo?" Elim hala yüzündeydi. O da ellerini kaldırmış ve kolumu kavramıştı. Elleri sıcacıktı.
Elimi tuttu ve yüzünden alıp göğsünün sol tarafına getirdi. Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki bir an onu söküp elime almış gibi hissettim.
"Acıtıyor Gumi... çok acıtıyor hem de." Gözyaşlarının bazısı yüzünden süzülüp koluma, bazısı da yere damlıyordu. Buruk gülümsemesini gördüğümde kötü hissettim. Bu durum can sıkıcı olmaya başlamıştı.
Birden kollarımı bıraktı ve sıkıca bana sarıldı. İlk başta ne olduğunu anlayamasam da kollarımı ona dolamam gecikmedi. Burnuma dolan tanıdık kokusuyla gülümsedim. Onu özlemiştim.
"Senin bu kadar sevimli olman acıtıyor. Kardeş olmamız acıtıyor. Yanındayken heyecanlanmam acıtıyor. Seni... seni kardeşten fazla sevmem acıtıyor..." Ağlaması şiddetlenip hıçkırıkları etrafımızı sararken dediklerini sindirmeye çalışıyordum.
Seni kardeşten fazla sevmem... Ne demek oluyordu bu?
"B-bu...?" Bir şeyler söylemeye çalıştım. Zaman ve mekan kelimeleri anlamını yitirmiş gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Together (Rin & Gumi FanFic)
Genç Kurgu''Rin? Neden bu kadar değerlisin?'' dedi yeşil, kısa saçlarını bağlarken genç kız. ''Bilemiyorum Gumi. Belki de o gördüğün kendi değerinin yansımasıdır...'' diye onu cevapladı sarışın kız. ---- Bir Vocaloid hikayesi ama bu defa olmaz, Len & Rin deği...