💐💐
Koşmayı öğrenene kadar yeryüzünün topraklarına bu kadar kibirle bastığımı bilmiyordum.
"Affedersiniz!" Az önce peşinden koştuğum otobüsün kapıları açılırken nefes nefese kalmıştım. Güçlükle basamakları çıkarak içeri girdiğimde peşinden koşturmaktan. Dudaklarımın arasından boğucu çıkan sesler eşliğinde aceleyle basamaklardan çıktığımda o yorgun ifademle bile güçlükle gülümsedim ve şoföre minnettar ifademle bakıp kafamı salladım.
Bunu bazen yetişemediğin otobüsün ardından küfrederken anlarsın.
Bazen de o otobüse yetişemeyecek kadar büyük bir kibre sahipken.
Acele etmek, başkalarını bekletmemek. Şaka değil, birçoğumuz için lütuf değil mi?
Ben daha önemliyim. Daha kıymetliyim. Özel biriyim. Ben onlara istediğim her şeyi yapabilirim ancak onlar bana asla yapamazlar. Ben dokunulmazım, eşsiz bir mücevherim.
Hayır. Bu seni belki kıracak ancak, inan bana diğerlerinden fazlası değilsin.
Bu sana kötü hissettirdiyse diğer insanları içten içe aşağıladığın içindir. Eğer aşağılamasaydın hepinizin ne kadar eşsiz ve farklı, ayrı ayrı özel olduğunu görürdün. Aynı olan tek şey değeriniz, kıymetiniz. Bu yüzden yetişmekten geri kalma.
Ve inan bana daha kılını kıpırdatmaya mecali olmayan bu kibir abideleri değil de koşmayı bilenler, hayalleri için cesaret edip de nefes nefese kalanlar ebediyen mutlu olacak.
Akbilimi bastıktan sonra geçip cam kenarına oturduğumda arkamdan gelen gülüşme seslerini işitince huzursuzlanarak omzumun üzerinden geriye baktım.
Karşılıklı duran dörtlü koltukta bizim okulun üniformasını giyen kızlar oturuyordu, suratlarının oldukça yabancı ve küçük gelmesinden daha birinci sınıf olduklarını anlayabiliyordum.
Bana bakarak aralarında bir şeyler söylediler ve gülüştüler.
Huzursuz, aynı zamanda da mutsuz olarak geri önüme döndüğümde içim sıkılmıştı. Her zamanki gibi olumsuz, beni mutsuz eden bir durumu daha görmezden gelerek içime attım ve bugün yapacaklarımı düşünmeye başladım.
Otobüsten inip de okula girdim. Bugün ilk derse yetişemediğim için oldukça geç kalmıştım. İçeri girdiğimde giriş birazdan yanından geçeceğim pencerenin önündeki oğlanlar dışında oldukça boştu. Onlar Emirgan lisesinin serseri sporcu tayfasındandı. Onlar da genelde istedikleri zaman dersten kaytarabiliyorlardı.
Ben içeri girince az önce aralarında döndürdükleri dalga dolu muhabbeti durdurdular ve kafalarını çevirip bana baktılar. Bunu onlara dönmesem bile görebiliyordum.
Ben, insanlara bakmadan onları zihnimden izleyebiliyordum.
Evet, bu yeteneğimi de özellikle Emirgan lisesinde geliştirmiştim. İlk başladığım günden bu yana öyle çok ilgi çekiyordum ki onlara malzeme vermemek için artık göz göze bile gelmemeye gayret ediyordum.
"Fame gelmiş!"
"Oo fame!"
Evet sizi geri zekâlılar. Ben geldim ve bu söyledikleriniz hiç de ilgimi çekmiyor, yalnızca rahatsız ediyorsunuz.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peçete ve Bekçi Köpeği
ChickLitKendisi hariç yakın çevresinin acılarını yüreğinde tutan Maya'nın yaralı kalbini ve hayal kırıklıklarını iyileştirme yolculuğu...