✨8.bölüm✨

41 16 79
                                    

Açığa çıkmasını beklediğimiz sırlar gün olur ansızın açığa çıkar...
Çıkar ama sonradan sırların tekrar sır olarak kalmasının açığa çıkmasından daha az, acı verici olduğunu geç de olsa fark ederiz★

*İlahi bakış açısıyla*
(Droxney krallığı)...

Rayne, kuzgunlar onu rahat bıraktıktan sonra sarayın arka bahçesindeki yaşlı bir ağaca sırtını yaslayarak etrafa bakındı. Kimsecikler yoktu. Neyse ki öğle yemeği vakti olduğu için woyiler sarayın kocaman odasında yemeklerini yemek ile meşgul olduklarından Rayne rahatça sarayın arka bahçesinde rahatsız edilmeden oturabiliyordu.

Rayne ne zaman canı sıkılsa gökyüzüne bakardı ve şuanda da gökyüzüne bakmak için kafasını gözleri kapalı bir şekilde yukarı kaldırdı ardından dudaklarında hafif bir tebessüm belirdi kısa bir süre sonra gözlerini yavaşça açtı açmasına ama gündüz olmasına rağmen gökyüzünün kasvetli, gri bulutları mutlu olmaya çalışan Rayne'nin dudaklarındaki tebessümü silerek onu huzursuz etti.

gökyüzüne bakan Rayne bulutların dahi bu krallığa kızgın ve küskün olduğunu düşünmeden edemedi büyük bir yenilgiyle gökyüzüne bakmayı bırakıp yerdeki çimenleri, havada süzülen kuşları, etrafta uçuşan kelebekleri ve de ağacın üzerinde duran neşeli tatlı hayvanları görüp bir nebze de olsa mutlu olmak istedi ancak etrafına bakındığında gördüğü şeyler onu hiçte mutlu etmemiş aksine daha da huzursuz olmasına sebebiyet vermişti çünkü etrafta çimenler solgunluğundan ötürü canlılığını, rengini kaybetmiş, gökyüzüne ise beyaz güvercinler yerine kuzgunlar hakim olmuş, etraftı rengarenk kelebekler yerine kapkara kelebekler kaplamış, ağaçlara ise tatlı sincaplar yerine yırtıcı baykuşlar konmuştu...

Daha fazla burada kalmak istemeyen Rayne sarayın bahçesini turladıktan sonra çaresizce gezinmeye devam etti. Çok dalgın ve üzgündü bu yüzden ne ara kuzgun tepesine gelmişti hiç anlayamadı doğrusu.

Kuzgun tepesinde bulunan yaşlı ağacın önüne oturup sessizce ağladı. Saraya girdiği ilk gün buradan geçerken ne kadar da korktuğunu hatırladı üstelik hâlâ bu sarayda kaldığı süre içinde yaşadıkları, duydukları ve öğrendikleri onu mahvediyor ayrıca derdini anlatacak kimsesi olmaması onu daha da üzüyordu. Etrafına bakıp biraz da olsun huzur bulmak isteyen Rayne hayal kırıklığı ile oturduğu yerde kendi kendine bakındı.

Bıkkınlıkla nefes verirken birden sağ cebinden sarkmış olan madalyon kolyenin zincirini görmesiyle beraber şaşkınlık barındıran bir sesle "AAaa ben bunu nasıl unuttum!?"elinde biraz çevirip inceledikten sonra sözlerine ekleyerek "acaba bu madalyon kolye kime ait?"dedi.

Rayne madalyon kolyeyi incelemek için nihayet güzel bir fırsat bulmuştu. Vakit kaybetmeden madalyon kolyenin oval kısmının kapağını yavaşça araladı içinde ne olduğunu çok merak ediyordu ki Kapağı tam açmadan şaşkınlıkla
İçinde yazan yazıyı okuyup donakaldı.

 Vakit kaybetmeden madalyon kolyenin oval kısmının kapağını yavaşça araladı içinde ne olduğunu çok merak ediyordu ki Kapağı tam açmadan şaşkınlıkla İçinde yazan yazıyı okuyup donakaldı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ÇAPRAŞIK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin