11.Bölüm🦋

3.1K 240 64
                                    

Nilsu

Sarp'ın dudakları halen yanağımdayken adım sesleri uzaklaştı. Dizimle karnına vurdum. Geri çekilip yüzünü buruşturdu ve kenara çekilince bende yerden destek alıp oturdum. "Geri zekalı. Aptal. Öküz. 2 dakika rahat duramıyor musun ?" Fısıldamıştım ama sesim sert çıkmıştı. Göz devirdi. "Ayağım kaydı. Seni öpmeye meraklı değilim. " diye söylendi.

"Şimdi ne olacak? Çıkalım mı ?" Korkuyordum. Mardin'e geleli kaç gün oldu ama başım beladan kurtulmuyor. Çağla Hanım'ın aramalarına da geri dönemedim.

Gözlerime bakıp "Nereye ?" deyince ayağım ile bacağına vurdum. "Kafanı mı vurdun ? Hayır bu kadar salakça konuşulmaz." Yavaşça ayağa kalkıp bana ters bakışlarını yolladı.  "Hakaret etmeden duramıyor musun? Neyse bekle burada. Ben bakıp geliyorum." dedi ve sessiz adımlara uzaklaştı. Çantamdan telefonumu çıkardım. Çağla Hanım'dan , Toprak'tan bir sürü arama vardı. Kahretsin ! Ne diyeceğim onlara ?

Sarp tekrar yanıma gelip aceleyle konuştu. "Dışarısı temiz ama acele etmemiz lazım. "Ayağa kalkıp üstümdeki tozları silkeledim. "Onlar kim ? Senden ne istiyor ? " diye sordum. "Gökmen'in bulaştığı kişiler. Bende içlerinden birini dövmüş olabilirim."

Dışarıya çıkınca "Aferin size. Eli silahlı adamlara bulaşmak ne ? Sizin yaşınız kaç? Niyetiniz ölmek falan mı ?" dedim sinirle. Hızlı adımlarla yürümeye başlamıştı. Peşinden giderken "Çok konuşuyorsun turuncu kafa. " dedi. Göz devirip Çağla Hanım'ı aradım. Anında açmıştı.

"Kızım...Nerdesin ? Ne kadar merak ettik haberin var mı ? " Endişeli sesi ile yutkundum. Ona cevap vercekken Toprak'ın telefonu istediğini işittim. Sarp bana bakıp tekrar önüne döndü. "Bende bilmiyorum. Sarp ile gel-" Sözümü kesen Toprak'ın bağırmasıydı.

"Biz burada meraktan ölelim. Sen Sarp ile mi geziyorsun? Madem geziyorsun haber verseydin. Bu kadar da bencil olunmaz." Sesi sinirli çıkıyordu. İlk defa benimle böyle konuştu. Bilip bilmeden beni suçlaması...Kırıcı. Gözlerim dolmuştu , adımlarım yavaşlamıştı.

"Keşke açıklamama izin verseydin. En azından pişman olacağın sözler söylemezdin." dedim. Sesimin titrememesi için kısık sesle konuşmuştum. Kimsenin beni dinlemeden yargılamasına alışsam da Toprak'ın böyle yapması canımı yakmıştı.

"Ne sa-" Silah sesi duymam ile irkildim. Telefon elimden düşünce Sarp elimden tutup kenara çekmişti. "Vay vay vay. Kaçakları sonunda bulduk." Sağa dönünce iki adam gördüm. Ellerinde silahlar vardı ve bize doğrultmuşlardı. Hayır...hayır...sakin olmalıyım. Şimdi olmaz. Burada olmaz. Başımı eğip silaha bakmamaya çalıştım.

"Sizin derdiniz ben ve Gökmenle. Kızı rahat bırakın." Adamın kahkahası ile ellerimlw kulağımı kapattım. Sarp ve o adam bağırarak konuşuyordu ama ben anlamıyordum. Sesler birbirine girmişti. Birinin telefonu çalınca kapattığım gözlerimi açtım. Adam karşı tarafı dinledikten sonra diğerine döndü.

"Abi patron diyor geri gelin." Sarp'a bağıran adam sinirle Sarp'a yumruk attı. Sarp dengesini kaybedip düşünce bu sefer karnına vurdu. Ben ise tepki veremeyip öylece duruyordum.

"Tekrar karşılaşacağız." Son kez karnına vurup koşar adım yanımızdan ayrıldı. Nefes alamayınca elimle göğsüme baskı yapıyordum. Gözlerim dolmuştu. Sarp acıyla öksürüp yanıma geldi. Ni...Nilsu iyi misin ?" Nefesim kesiliyordu. Başımı iki yana salladım. "Ne...Nefes alamıyorum." Ayağa kalkınca tekrar dizlerimin üstüne düştüm.

"Nilsu bana bak. Sakin ol. İlaç kullanıyor musun ?" Hayır anlamında kafamı salladım. Öksürmeye başlamıştım. Sarp önüme düşen saçları çekti. Gözümden yaş düşünce hemen sildim. "Tamam sakin ol. Sakin ol ben buradayım. Gel sırtını duvara yaşla ve derin nefesler al." Sarp elimden tutup beni duvara yasladı. Gözlerimi kapatırken biraz daha sakinleşmiştim. "Çağla Hanım'a haber verir misin ?" diye mırıldandım.

Üçüzlerim ile Yeni Hayat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin