20. Bölüm 🦋

1.3K 145 61
                                    


"Bu kolye." deyip onlara uzattım. Berk elimden alıp içini açtı. Ateş'te kolyeye bakarken ben duygu karmaşası yaşıyordum. Abim yaşıyordu. Bu kolyenin 3 yıl sonra karşıma çıkması tesadüf olamaz. O burada. Belki de şu an bizi izliyordur . Peki niye? Niye kendini ölü gösterdi. Bana bunu nasıl yapar? Beni hiç mi düşünmedi ?

"Tövbe bismillah. Bu kolye sizin. Ayaz abi ile aynı olan kolyeniz. Senin evde olduğuna göre o..."

"Yaşıyor." Ateş'in sözünü Berk tamamladı. "Çocuklar ne oldu?" Çağla Hanım yanımıza gelince kolyeyi alıp hırkamın cebine koydum. "Bir şey olmadı. Gidelim mi ? " Berk'i onaylayıp arabaya doğru yürümeye başladık .Arabaya binince Doğan Bey sürmeye başladı. Abiler ise Toprak'ın arabası ile gelecekti.

Yol boyunca düşündüğüm tek şey kolye ve abimdi. Ben 3 yıl boyunca günden güne ölürken o meğerse yaşıyormuş. Peki neden ? Neden böyle bir şey yaptı? Düşünüyorum ama buna bir cevap bulamıyorum. Eve gelince odama çıktım. Berk ve Ateş'te yanıma gelmişti. Dolabı açıp içinden küçük kutumu çıkardım.

Kutunun içinde abim ile olan eşyalarım vardı. İkimizin olduğu fotoğraf, bana aldığı hediyeler , beraber çizdiğimiz resim ve kolye.

Kolyeyi kutudan çıkardım. Cebimden de diğer kolyeyi çıkardım. İkisini yan yana koyup bakmaya başladım ."Yok ben kafayı yiyeceğim. Böyle bir şey nasıl olur ? O adam yaşıyor mu şimdi? Nasıl lan ? Nasıl ? " Ateş sinirle saçını çekiştirdi.

"Bu kafar tesadüf olamaz. Bu kolye 3 yıl sonra çıkıp Nilsu'nun kaldığı hastanenin bahçesinde çıkması tesadüf olamaz. Ayaz abi oradaydı. Belki de bizi gördü ama yanımıza gelmedi. Belki de..." Berk susunca ona baktım ."Bekli de ?" dedim yorgunca.

"Belki de o asker de onun işidir. Adamın dedikleri bana inandırıcı gelmedi. Orayı gördük. Issız bir yer. Kim ? Niye geçsin ? Seni kurtaran Ayaz abiydi ama karşına çıkmamak için böyle bir oyun yaptı." Berk'in dedikleri mantıklıydı ama ben tepki veremiyordum. Sanki bir anda duygularım alınmıştı.

Madem benim bu kadar acı çekmeme göz yumdu. Yangından niye kurtardı? Ben 3 yıl boyunca ölü gibiydim zaten. Kendi kolyemi kutuya geri koydum. Onun kolyesini de masama bıraktım. "Nilsu korkutuyorsun ?" Ateş koluma dokununca ona döndüm.

"İyiyim. Sadece bu gerçeği öğrenmek...bilmiyorum. Ben onun yüzünden neler çektim ama o beni kandırdı. Belki de gerçekten öldü ama bunca şeyin tesadüf olduğuna inanmıyorum. Dün gece yanıma gelip özür dileyen de oydu. Benim biraz kafamı toparlamam lazım. " İkisi bana sarılınca gözlerimi kapattım."Sen dinlen. Düşüneme bunları." Berk'e gülümsedikten sonra odadan çıktılar.

Bileklerimdeki sargı su geçirmez olduğu için kıyafetlerimi alıp banyoya geçtim. Sıcak su iyi gelebilirdi.

🦋

Duş aldıktan sonra saçlarımı kurutup ördüm. Sıcak su rahatlatmıştı. Berk düşünme diyordu ama aklımdan çıkmıyordu. Uyursam kabus göreceğimi bildiğim için resim malzemelerimi alıp balkona çıktım. Yere oturup temiz havayı içime çektim. Çizim kalemimi alıp resim çizmeye başladım.

Kaç dakika geçti bilmiyorum ama tek yaptığım çizdiğim portreyi karalamaktı. "Daha ne kadar işkence çektireceksin ?" Demir'in sesi ile irkilip arkamı döndüm.

"Korkuttum mu ? Özür dilerim." Yanıma oturup elimdeki kalemi aldı. "Neye sinirlendin de öfkeni resimden çıkarıyorsun?" Toprak ile İstanbul'a neden gittiklerimi biliyorlardı. Ölen abimin mezarını ziyaret edeceğimi söylemiştim. Üzülmeyeyim diye konusunu hiç açmıyorlardı. "Hayata öfkeliyim. " dedim sakince. Kaşlarını çattı.

Üçüzlerim ile Yeni Hayat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin