Artık düşman oldular. Ama bu şekilde mi bitecek? Meğerse bu her şeyin sadece başlangıcıymış.
Jennie, şirketini yönetiyormuş gibi görünür ama aslında Taehyung'u araştırıp takip etmek olan planını uygulamaya devam edecektir. Dünya gerçekten tersine dö...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Son Söz."
AlwaysForover- Cults
🫧
Kim Taehyung'un Bakış Açısından ...
"Taehyung!" Jennie koşup bana yaklaşırken nefesini tutuyordu. Terinin alnından boynuna doğru aktığını görebiliyordum. Bugün hava o kadar soğuk değil ve güneşli bir gün olduğundan, terine bakılırsa gerçekten yorgun olduğunu düşünüyordum.
Okulumuzun dinlenmeyi en sevdiğim yerindeyim, yani gizli bahçedeyim. O bana doğru gelene kadar yerde duran bir ağaç dalının üzerinde yatıyordum. Hemen ayağa kalktım. Çok korkmuş görünüyor. "Ne oluyor?"
Bileğimden tutup beni bahçenin karanlık bir yerine sürükledi. "Şşşt, gürültü yapma. Irene'in arkadaşları beni takip ediyor."
"Neden?" Söyledim. Ne söylediği hakkında hiçbir fikrim yok. "Irene... artık benimle arkadaş olmak istemiyor" diye üzgünce. Devam edene kadar kaşlarımı çattım. "Biliyor musun, eskiden arkadaştık değil mi? Ama şimdi artık benimle arkadaş olmak istemediğini söyledi. Ayrıca babamın kötü bir adam olduğunu da söyledi." Dedi jennie.
Bu kızın nesi var? "Şimdi ne yapacaksın?" Ona sordum. Omuzlarını silkti. "Belki de onlar beni bulmaktan vazgeçene kadar burada saklanmalıyım."
"NE?! Ama antrenmanın var değil mi?" O, bu okul yılında yapılacak olan 'Bayan Parvenu Yarışmasında' sınıfımızın 8. Sınıf temsilcisi. Irene ise kendi sınıfının temsilcisiydi. "Bence Irene o yarışmayı sen kazanacağın için seni kıskanıyor."
Bana gülümsedi. Her nasılsa yaklaşan yarışmaya olan güvenini artırarak kendimi harika hissettim. "Teşekkür ederim kardeşim" dedi ve kolunu omuzlarıma koydu. Bir şekilde bana sarıldı. "Hey, kızarıyor musun?" diye sordu ve ben sadece başımı salladım.
"İŞTE ORADA!" Bir kız, bir grup kızla birlikte karanlık bir bölgede saklandığımızı işaret etti. Bize doğru koşmaya başladılar. Gözlerim büyüdü ve kolunu sıkıca tuttum. Onu oradan dışarı sürükledim. Ve kilisiye doğru koştuk.
"KOŞ!"
...
"Evet! Kim Taehyung!" Jin'in sırtıma sertçe vurmasına şaşırdım. Neredeyse yere düşüyordum. "Ne düşünüyorsun kardeşim? Aptal gibi gülümsüyorsun!" O güldü. "Unuttun mu? Bugün senin düğünün!"
Aklım başıma geldi ve her yere baktım. Kilisenin gerçekten güzel avizeleri ve çok sayıda çiçek dekorasyonu var. Burada, Kore'de evlenmeye karar verdik çünkü her şeyin başladığı yer burasıydı. Hazırlanırken beyaz takım elbisemi düzelttim. Şu anda çok gerginim.
"Hyung, sağdıç olarak beni seçmediğine hâlâ inanamıyorum! Arkadaştık, değil mi?" Jungkook ağlıyormuş gibi yaptı. "Eh, çünkü çocukluğumdan beri Taehyung'la birlikteyim." Dedi övünerek Jin ve Junkook da gözlerini devirdi.
"Seninle çok gurur duyuyorum." Jimin neredeyse duygusallaşırken yanındaki Chaeyoung zaten ağlıyordu. "Vay be, tören daha başlamamıştı ama şimdiden ağlıyorum! Makyajım bozuldu!" ağladı.
"Sizlerin zaten evlendiğinize inanamıyorum! En son, sizlerin son çift olduğunuzu ve şimdi de ilk evlenen olduğunuzu hatırladım?" Lisa da duygusaldı.
"Kız kardeşime iyi bak..." Irene sırtıma dokundu. Irene, Lisa, Chaeyoung ve Nayeon nedimeler, Kai, Jungkook, Jimin ve Chanyeol ise sağdıçlardı. Jin benim en iyi adamım ve Jisoo da onun baş nedimesi.
"Ah! Şimdi başlıyor!" Jin ve ben sunakta kalırken, giriş için kilisenin dışına çıktıklarında Jungkook bağırdı. Neredeyse küfrediyordum, "Hyung, bayılırsam lütfen beni yakala, tamam mı? O odaya girdiğinde ölecekmişim gibi hissediyorum."
Jin bana güldü. "Kapa çeneni. Bu çok normal." Zil sesini duyduğumuzda sırtımızı dikleştirdik; bu, her şeyin başladığının işaretiydi.
Nedimeler ve sağdıçlar yürümeye başladılar. Bana gülümsediler, bu da kalbimin daha hızlı atmasına neden oldu. Gerçekten daha hızlı mı atıyor yoksa nefes almayı mı durdurdu bilmiyorum. Sadece derin bir nefes aldım.
"O burada..." diye kilisenin kapıları açıldığında Jin bana hatırlattı.
O zarif beyaz topuklusuyla yürümeye başladığında gözlerim parladı ve dudaklarım yavaşça kıvrıldı.
Saçları topuz halindeydi, üstünde küçük bir taç vardı ve Jisoo'nun tuttuğu yere bir duvak uzanıyordu.
Onunla her şey mükemmel. Elbisesinden, ayakkabısına, saçından ve yüzünden. Ve gülümsemesi onu daha da mükemmel kılıyordu. Yaklaştıkça görebildiğim tek şey o. Bana bakıyor ve gülümsüyor.
Öne geldiğinde elini tuttum ve ikimiz de sunağa doğru yürüdük. Evlilik yeminlerimizi söylemeye başladık. Elini sıkı tuttum.
"Jennie, seni seviyorum. Ne olursa olsun senin yanında olacağım. Her şeyi riske atmak zorunda kalsam bile bunu senin için yapacağım çünkü sen benim için çok önemlisin. Acı veren geçmişimiz, bize acı çektirdi ve bizi ağlattı her zaman aramızda unutamayacağım bir anı olarak kalacak, şimdilik bunu unutalım ve şimdiki zamanı düşündüğümüz gibi değerlendirelim." Dedim.
"Seni sonsuza kadar seveceğime söz veriyorum, saçlarım beyazlasa bile, ayaklarım artık yürüyemese bile ve bir gün adımı unutup bana her gün sorsan bile. Hepinizle birlikte olacağıma söz veriyorum. Her zaman sana ve senin için her şeyi umut edeceğim ve her şeye inanacağım, gözlerinizi sürekli olarak bize birbirimizi verene çevireceğim," diye devam ettim.
"Seni, sonsuza dek hayatımı paylaşacağım kocam olarak kabul ediyorum" diye başladı. "Sevgilin, yoldaşın ve arkadaşın olarak yanında olacağım. Ebeveynlikteki ortağın, anlaşmazlıklardaki müttefikin, en büyük hayranın ve en zorlu düşmanın. Geçmişimiz, sonsuza kadar birlikte besleyeceğimiz bir anı olarak hizmet etsin. Tüm sorunlarda her zaman arkanı kollayacağıma ve bu sorunlarla birlikte yüzleşeceğimize söz veriyorum seni seveceğim, destekleyeceğim ve hayatımın sonuna kadar seninle şefkatle ilgileneceğim.
Rahip, "Artık öpebilirsin." Dediğinde elini sıkıca tuttum ve ikimizde bir birimize bakarak gülümsedik. Ardında dudaklarımı dudaklarına büyük bir tutkuyla birleştirdim.
🎶"Bebeğim sırılsıklam düşüyorum sana nasıl hissettiğimi anlatmanın yollarını arıyorum Keşke seni yanımda tutsaydım Hiçbir şeyi değiştirmezdim çünkü sonunda bu gerçek."🎶
🎶"Kendimi tutmaya çalışıyorum, bilmelisin ki aklımda olan sensin Çok hızlı aşık oluyorum Renklerindeki büyüyü buluyorum🎶
🎶"Sen doğru zamanda doğru zamandasın Sen güneş ışığısın, kalbimin atmasını sağlıyorsun. Ah, biliyorum seninleyken, kendimi düşmekten alamıyorum Doğru zamanda doğru zamanda Bu sensin Sen, o sensin Sen, sensin"🎶
En iyi arkadaşlardan düşmanlara ve sevgililere. Kader bize çok acımasız davranmıştı ama artık ayrılamayız. Nihayet o benim.
Ve burada bitiyor.
🌪️🐻
Herkese tekrardan teşekkür ediyorum bir sonraki projemde görüşelim<3
