Artık düşman oldular. Ama bu şekilde mi bitecek? Meğerse bu her şeyin sadece başlangıcıymış.
Jennie, şirketini yönetiyormuş gibi görünür ama aslında Taehyung'u araştırıp takip etmek olan planını uygulamaya devam edecektir. Dünya gerçekten tersine dö...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Risk."
Oy vermeyi unutmayın 🐱
Alex, keskin nişancının bize ulaşmaması için elinden geldiğince hızlı sürdü ama yine de arabayı vurmayı başardı. "Jennie! Taehyung! Aşağı eğilin!" O bağırdı. Cam pencereyi kıran yüksek bir silah sesi duyduğumuzda hemen koltuğa çöktük.
Biz çoktan uzaklaştığımızda Taehyung, Alex'e "H-bizi nasıl buldun?" diye sordu.
"İkinizin çok hızlı koştuğunu gördüğümde eve gitmek üzereydim, bu yüzden bir binanın çatısında size işaret eden keskin nişancıyı görene kadar arabamla sizi takip ettim. Keskin nişancı Jennie'yi vurduğunda artık çok geçti. , ama yine de seni başka bir atıştan kurtardığım için rahatladım."
Ben neredeyse bayılacakken Taehyung elimi sıkıca tuttu. Silah sesinin kalçamdan geçtiğini hatırlıyorum. Mermi içimden geçerken etkisini kaybettiği için bir yüzeye vuruldu. Neyse ki kurşun geçti çünkü geçmeseydi şu anda ölmüş olurdum.
"Siktir..." diye küfrettim, acıyı biraz olsun hafifletmek için Taehyung'un elini sıkarken. Şu anda ağlayamam. Nedenini bilmiyorum ama o kadar acıyor ki ağlayamıyorum bile. Sonra her şey zifiri karanlık oldu.
Gözlerimi karanlık bir odada açtım. Şimdi Taehyung'un aşağıya bakarken elimi sıkıca tutmasıyla yatakta yatıyordum. Biraz hareket ettiğimde inleyerek derin bir nefes aldım. Yaramı saran bandajla uyluğumu gördüm.
Taehyung yukarı çıktı ve beni uyanık görünce şaşırdı. "Şimdi iyimisin?" Saçlarımı okşarken sordu. "Yaran şu anda Alex'in çağırdığı doktor tarafından tedavi edildi. Şu anda onun evindeyiz."
Yatakta doğrulmayı başardım. Burada biraz dinlensem hiçbir şey olmayacak. Yaram olsa bile yine de gidip Jisoo ve Jin'i bulmam gerekiyor. "Hadi gidelim Taehyung."
"Dur, ne? Gidemezsin! Hâlâ zayıfsın!" Sol uyluğum acırken titrerken, yürümeye çalıştığımda şimdi çıldırıyordu. Taehyung bana rehberlik ederken tüm acıyı çığlık attım. Beni odadaki koltuklardan birine oturttu. "Jennie, hâlâ yürüyemiyorsun."
"Alex daha sonra buraya gelecek ve bizi havaalanına götürecek. Başka bir ülkeye gitmemiz güvenli çünkü bizi orada takip edemezler." Dediği şey karşısında şaşkına dönmüştüm. "Bunu yapamayacağımızı biliyorsun. Onlar kaybolurken Jin ve Jisoo'yu öylece bırakamayız!"
Bu görüşe hemen katılmayacağımı bilse bile "Bırakın polis yapsın..." diye önerdi. "Polisin tüm bunlarla ilgilendiğini öğrendikleri anda onları öldüreceklerini biliyorsun."
