Yemek | 2'

474 21 27
                                    

Doğa'yla birlikte resepsiyona gittik.

"Andrea, babam nerde?"

"Futbol takımının işleriyle ilgileniyor sanırım."

Kafa salladım ve Doğa'yla yürümeye başladık.

"Abin ne zaman gelecekmiş?"

"Bilmiyorum ki, konuşmadım onunla da. Yazacaktım vakit olmadı. Aramam lazım."

"Bilmiyor mu?"

"Biliyordur ama ben yine de arayayım. Belki gelir bizi alır?"

Doğa güldü.

"Sanmıyorum."

Güldüm. Babamı gördüm ve koşarak yanına gittim. Hakan Çalhanoğlu'yla konuşuyordu. Uzaktan duyduğum kadarıyla, İtalyanca konuşuyorlardı. Nedense artık. Hakan abi türkçe biliyordu.

Onlara ayak uydurup İtalyanca konuştum.

"Baba yemek saati geldi. İnmeyecek misiniz?"

"İneceksiniz."

"İneceksiniz? Sen nereye?"

"Birkaç işim var."

Kolunda ki saate baktı.

"Hatta, şimdi gitmem lazım. Sen ilgilenebilir misin?"

Etrafa göz gezdirdim. Kalabalıklardı.

Hakan abi güldüğünde, babam da güldü.

"Niye öyle baktın? Biraz kalabalığız sanırım, değil mi?"

Güldüm.

"Yok canım, ne alaka?"

Üçümüz birlikte güldük.

"Alin, sana güveniyorum. Tamam mı? İlgilen hadi. Benim gitmem lazım. Tarık'la toplantımız var. Girişte kağıtları da imzala. Hepsinin adına, bilekliklere gerek kalmasın."

Kafa salladım ve babam gitti.

"Yardım ister misin?"

"Fena olmaz."

Hakan abi güldü. Doğa'ya elimle gel işareti yaptım.

"Hakan abi siz inin, ben geliyorum. Olur mu?"

"Tabii."

Hakan abi gidip birkaç kişiye bir şey söyledi. Yavaş yavaş aşağı inmeye başladılar.

Ben de indim. Hemen girişte ki görevli masasına ilerledim. Orda ki görevli İspanyol olduğu için, İspanyolca konuştum.

"Babam bir yere gitti. Ben imzalayacağım."

Kafa salladı ve kağıtlara baktı. Beklerken kapıya baktım ve Semih, Arda, Kenan üçlüsünün içeri girdiğini gördüm.

Kağıdı imzaladım ve başımı kaldırıp onlara baktım. Kenan bana bakıyordu. Arda'yla Semih'te aralarında bir şeyler konuşuyorlardı.

Hafif bir tebessüm yerleştirdim yüzüme. Kenan, benim tebessümümü görünce yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. Gözlerinin içi parlıyordu resmen.

Bir insan ancak bu kadar yakışıklı olabilirdi.

Kağıdı imzaladıktan sonra içeri girdim. Koşarak Hakan abinin yanına gittim.

"Hakan abi!"

Hakan abi, Merih Demiral'la konuşuyordu. Seslenişimi duyduğunda, başını kaldırıp bana baktı.

Hotel, Kenan Yıldız.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin