Üzerime giydiğim Kenan formamla kendime baktım aynada.
Güzel olmuştum. Onunla daha da iyi..
Uzun saçlarımı arkaya doğru attım, omzumun üzerinden.
Yaklaşık iki saat uğraşmıştım, göz makyajım için. Doğa bile küfür ediyordu artık. O da kırmızı - beyaz yapmıştı. Ama o, o kadar özenip saatlerce uğraşmamıştı.
"Bir şey diyeyim mi, Alin değdi galiba.."
"Ne?"
"Göz makyajına diyorum, saatlerce uğraşmak."
Güldüm.
"Bence de, güzel oldu gibi."
"Gibi değil, çok güzel oldu. Yakıp geçeceksin stadyumu."
Güldüm.
"Biraz daha gitmezsek, Kenan'lar da bizi yakıp geçecek."
Doğa güldü.
"Onlarda beklesinler canım biraz. İşimiz gücümüz var sonuçta."
"Maç günü iş olmaz."
Doğa güldü.
"Oluyormuş demek ki."
Güldüm.
-
Elimde ki kutuyla stresli bir şekilde oynamaya devam ettim. Acaba gerçekten beğenecek miydi..
"Alin, iyi misin?"
"Ne? Evet, evet. İyiyim. Neden?"
"Hiç, değişik duruyorsun da."
Hafifçe elimde ki kutuyu kaldırdım.
"Beğeneceğine eminim."
"Öyle mi dersin?"
"Evet, kesinlikle öyle derim. Günlerdir bu bilekliğe bakıyorsun ya hani.."
Hafifçe güldüm ve başımı salladım.
Tam o sırada, koridorun ortasında ki odanın kapısı açıldı.
Kafamı kaldırıp bakmadan, Doğa elini koluma koydu.
"Hadi bebeğim, bol şans. Beğeneceğine eminim. Hayatımda daha güzel bir bileklik görmedim ben."
Güldüm ve Doğa yanağıma öpücük kondurup yan tarafımızda olan merdivenlere ilerleyip aşağı inmeye başladı.
Sonunda kafamı çevirip baktığımda, Kenan'ın yolu yarılamış olduğunu gördüm.
Son kalan adımlarını da hızlı, ama yavaş bir şekilde atıp yanıma yaklaştı.
"Hey.."
Gülümsedim.
"Merhaba."
O da gülümseyerek karşılık verdi. Ve kafa salladı.
"Nasılsın?"
"İyi olmaya çalışıyorum, sen?"
"İyi olursan, iyiyim."
Sadece gülümseyerek ve çok güzel bir şekilde doğrudan gözlerime bakıyordu.
Hatta öyle ki, elimde kutuyu fark edip etmediğinden emin bile değildim
"Pekala, ben iyi olacağım. Sen de iyi ol."
"Peki."
Başını eğip güldü.
En sonunda cesaretimi toplayıp, derin bir nefes aldım.
"Kenan.."
Başını kaldırıp bana baktı.
"Efendim?"
Yavaşça elimde ki kutuyu uzattım. Dudaklarında ki gülümsemeyle beraber, merakla kaşlarının çatıldığını gördüm.
"Senin verdiğinin yanında bir şey değil. Ama almak istedim. Belki şans getirir sana diye düşündüm."
Kenan, konuşmamı dinlerken yavaşça kutuyu açmaya başlamıştı.
Tam tarzını bilmediğimden dolayı, bulmakta biraz zorlanmıştım. Ama gördüğüm üzere, deri ve gümüş takmayı seviyordu.
Aslında gümüş alacaktım. Ama sonradan maçta onun için zor olabileceğini düşündüm ve almaktan vazgeçtim.
Onun yerine deri bir bileklik aldım.
"Alin, bu.."
"Kötü mü? Beğenmediysen değiştirebilirim."
Kafasını iki yana salladı.
"Hayatımda gördüğüm en güzel bileklik."
Duyduğum şeyle, içimde ki gerginlik bir ateşin suyla söndüğü gibi söndü. Tuttuğum nefesimi bıraktım.
"Gerçekten mi?"
"Kesinlikle.. Çok güzel bu, Alin. Yani, ne desem bilemiyorum."
"Beğendiysen, ne mutlu bana."
"Çok, çok beğendim."
Güldüm.
"Şans getirsin."
"Getireceğinden şüphem yok."
Gülümsedim.
"Gerçekten, çok teşekkür ederim.."
Kafa salladım ve ona baktım. Aklıma gelen şeyle, gözlerim kocaman açıldı. Arka cebimden telefonumu çıkartıp saate baktım.
"Kenan, geç kalacaksın."
"Ne?"
"Maça çıkıyorsunuz, birazdan."
"Siktir!"
Söylediği şey üzerine, derin bir nefes bıraktı.
"Özür dilerim. Gitsem iyi olacak. Çok, çok teşekkür ederim tekrardan."
"Rica ederim."
"Görüşürüz!"
"Görüşürüz, Kenan.."
Kenan koşarak gittiğinde, arkasından öylece baktım. Güldüm ve arkamı dönüp ben de tribünde ki yerime ilerledim.
-
Kaybedecektik, dahası yoktu. Emindim.
Kenan girmişti 79. dakika da. Gergin miydi, yoksa morali mi bozuktu bilmiyordum. Ama çok iyi değildi.
Umarım ciddi bir şeyi yoktur, iyidir.
"Daha çeviremeyiz, gitti bu maç."
Tarık amcanın söylediği şeyle derin bir nefes bıraktım.
"Galiba öyle olacak."
Doğa'da onu onayladı. Vip tribünde beşimiz beraber oturuyorduk.
Abim, babam, Tarık amca, Doğa ve ben.
O yüzden tam bir şey de diyemiyordum. Diyecek çok şeyim vardı aslında, Doğa'ya.
Kenan'ın değişik olduğunu fark etmiş mi diye sormak istiyordum.
Sadece bu da değil. Kenan'la konuştuklarımızı da anlatamamıştım. Her şey şu an çok kötüydü.
Daha birkaç gün önce, her şey çok güzelken şu an nasıl böyle olduğunu düşündüm.
Gerçekten kötü hissediyordum her açıdan.
-
Bir sonra ki bölüm daha uzun olacak🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hotel, Kenan Yıldız.
Fanfiction"Sen hediye misin bana?" "Beni bilmem ama, sen hediyesin bana." - "Meşhur, Alin Bozkurt?"