Karşımda olan abime baktım. İki saattir birlikte benim kafemde oturuyorduk. Aslında abimi buraya, ona bir şey söylemek için çağırmıştım.
Daha doğrusu, Kenan'la sevgili olduğumu söylemek için.
Ama bir türlü cesaret edemiyordum. Dizlerimi sallamaktan, dizlerim yorulmuştu artık.
"Abi."
"Efendim?"
Abim telefondan başını kaldırıp bana baktı.
"Sana bir şey söyleyeceğim."
Abimin kaşları çatıldı.
"Korkmalı mıyım?"
"Hayır, hayır. Öyle bir şey değil. Sadece.."
Abim telefonunu kapatıp yanına koydu. Ellerini masanın üzerinde birleştirdi.
"Dinliyorum, söyle hadi."
"Abi, sevgilim var desem ne derdin?"
Birden sorduğum soruyla, abimin çatık kaşlarına bir de şaşkınlık ifadesi eklenmişti.
"Alin, bu nasıl soru abiciğim."
"Abi hadi, cevap ver."
Abim derin bir nefes bıraktı ve birkaç dakika gözlerime baktı.
"Kim olduğuna bağlı."
"Çok sevdiğin birisi. Bir de, gurur duyduğun. Yani, aslında.. Neyse işte. Öyle."
Abim güldü.
"Sen iyi misin güzelim?"
"Abi cevap ver, yoksa düşüp bayılacağım."
"Sen bir dökül bakalım, kim bu çok sevdiğim birisi."
Hadi bir cesaret..
"Kenan."
"Ne?"
Abimin bu hâlini görünce, dudaklarımı birbirine bastırdım. Çok âni söylemiştim sanırım..
"Sen.. Kenan'la.. Aranızda bir şeyler var? Siz, sevgili misiniz?"
"Dört gün önce, yemeğe çıkacağımız gün. Hatırlıyor musun? O gün işte, sabah ben Kenan'ın yanına gitmiştim. Gece görmedim çünkü onu. Moralinin bozuk olabileceğini düşündüm. Neyse işte o gün sabah yemekhaneye indim ben. Kenan tek başına orada oturuyordu. Yanına gittim, konuşmaya çalıştım ama tersledi biraz beni. Sorunun ne olduğunu, ona ne yaptığımı söyledim. O da bir hışımla bir şeyler söyledi." Hafifçe omuz silktim. "Ben de boş değildim ona karşı. Biraz tartışma gibi bir itiraf olduğu için, moralim bozulmuştu. O yüzden bütün gün moralim bozuktu işte."
Sözüm biter bitmez, raharlamışça derin bir nefes bıraktım.
Abimin kaşları hâlâ çatıktı. Bu da beni ister istemez geriyordu. Hem de fazlasıyla.
"Bir şey demeyecek misin?"
"Seviyor musun peki?"
Birkaç saniye baktım öylece abime. Sonra kafa salladım.
"Çok."
Abim hafifçe güldü.
"Sana Yaren'i ilk anlattığım günü hatırlıyor musun?"
Gülümseyerek kafa salladım.
"Ben de aynı senin gibiydim. Yani demem o ki, Alin. Her şey gönlünce, istediğin gibi olsun. Her zaman arkandayım, bunu bil. Hayatında ki en iyi damat adayını bize getiriyor olabilirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hotel, Kenan Yıldız.
Fiksi Penggemar"Sen hediye misin bana?" "Beni bilmem ama, sen hediyesin bana." - "Meşhur, Alin Bozkurt?"