Hotel, Kenan Yıldız.

Eğlence | 7'

"Doğa, ne demek gelemiyorum ya?"

"Ya, babamın işleri işte."

"Babamın yanına gidiyorum, halletsin şunu her neyse."

"Yok, gitme."

"Ne?"

"Sinirleniyor sonra, onunla uğraşamam."

"Sensiz gidemem."

"Gideceksin."

"İstemiyorum."

"Benim için gidemez misin, Alin?"

"Doğa."

"Alin?"

"Off, ama ya! Cidden, Tarık amca planlarımızı batırmada bir numara. Kenan'lara söyledin mi?"

"Hayır."

"Söyle, haberleri olsun."

"Tamamdır. Ama bak, söz ver eğleneceksin."

Derin bir nefes aldım.

"Alin?"

"Alin sözü."

"Heh şöyle! Hadi bebeğim, kapatıyorum ben. Sen hazırlan, konuşuruz yine."

"Tamamdır, aşkım."

"Görüşürüzzz."

"Görüşürüzz."

Telefonu kapattım ve yatağın üzerine attım. Oflayarak saçlarımı arkaya doğru attım.

Kapı tıklandı. Kaşlarımı çattım. Gidip kapıyı açtım.

Karşımda Arda'yı gördüğüme, gülümsedim.

"Oo, Arda bey? Hangi rüzgar attı sizi buraya?"

"Alin rüzgarı?"

Güldüm.

"Gelsene."

Kapıyı biraz daha açıp geri çekildim. Arda içeri girdi.

"Otur istediğin yere."

Arda gidip koltuğa oturdu.

"Ne yapıyorsun?"

"Elbise seçiyorum."

"Akşam için mi?"

"Evett."

Arda güldü.

"Hangi renk giyeceksin?"

"Siyah planlıyordum."

Ellerimle dolabı karıştırmaya devam ettim.

"Siyah mı?"

"Evet, kötü mü?"

"Tabii ki, hayır."

"O zaman?"

"Ben de siyah giyeceğim."

"Vaayy, desene uyumluyuz."

"Evett."

Elbiseyi seçtim ve çıkartıp yatağın üzerine koydum.

"Öylesine geldin, değil mi?"

"Evet."

"Bir şey söyleyecekmişsin gibi hissediyorum."

"Yoo, ne söyleyebilirim ki?"

"Bilemiyorum."

Sorumu es geçip bana bir soru yönetti.

"Doğa geliyor mu?"

Derin bir nefes aldım ve kafamı iki yana salladım.

"Ne? Neden?"

"Klasik Tarık amca. Planlarımızı sabote etmekte bir numara."