"Ben öyle diyorum."
"Sen öyle diyorsan.."
Güldüm ve imzaladım. Kalemi bıraktım.
"Kaç dil biliyorsun?"
Güldüm.
"Beş sanırım."
"Oha."
Kenan'ın bu tepkisine güldüm. Birlikte yürümeye başladık.
"Sen doğduğundan beri, farklı farklı diller mi öğreniyorsun?"
"Yani, 7 yaşından beri diyelim."
"Nasıl?"
"Özel ders, özel okullarla. Hallediliyor bir şekilde."
"Seviyor musun?"
"Evet, güzel bir şey bence. Bir yere gitsen, çok zor durumda kalma ihtimalin yok. Beş dilden birisiyle konuşurum."
Kenan güldü.
"Vay be!"
Kahkaha attım.
"Hangi dilleri biliyorsun?"
"İtalyanca, İspanyolca, İngilizce, Türkçe ve Almanca."
Kenan şaşkın gözlerle bakarken, gülmemek elde değildi. Hafifçe elimi Kenan'ın koluna koyup gülmeye devam ettim.
Benim bu kadar güldüğümü gören Kenan'da güldü.
"Sanki senin çok aşağı kalır yanın var da."
"Ben İspanyolca bilmiyorum bir kere, Türkçem de bal gibi değil. İtalyanca da aynı şekilde. Bir Almancam iyi. Bir de İngilizce."
Güldüm.
"Haksızlık ediyorsun, kendine. Türkçen iyi. Sadece ufak hataların var, konuşmada. Onlar da olur zaten."
"Sen bana öğretirsin artık."
"Neden olmasın?"
Birlikte içeri girdik. Çoğu kişi gelmişti. Babam da oradaydı.
"Bugün Doğa yok, artık yanımıza gelecek misin?"
Başımı öne eğip güldüm.
"Kaç gündür tanışmak için ciddili, senin masaya gelmeni bekliyorduk. Hakan abi düzgünce tanışmamızı istemişti. Tabii, bizim de isteğimiz vardı ama sen çok geri duruyorsun!"
Dudaklarımı birbirine bastırdıktan sonra güldüm.
"Ya, ne bileyim ben!"
İkimizde güldük.
"Sonuç olarak tanıştığımız için, sorun yok."
Kafa salladım. Birlikte ortaya kurulmuş masanın bir köşesine gittik.
İnanın bana, tek kız olmak kötü bir şey. Ama, sadece neredeyse 30 erkeğin arasında kız olmak kötü. Onların arasında değil.
O kadar cana yakın ve mükemmeller ki, hiçbir şey fark ettirmiyorlar.
"Oo, sen bu masaya gelir miydin ya?"
Ters ters Arda'ya baktım.
"Tamam, demedim bir şey!"
Ellerini kaldırıp gülerken konuştuğunda, ben de güldüm.
"Kimler gelmiş!"
Berat Ayberk Özdemir'e baktım. Çok samimi birisiydi. İlk otele girdiği anlarda beri, cidden ısındıklarımdandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hotel, Kenan Yıldız.
Fanfic"Sen hediye misin bana?" "Beni bilmem ama, sen hediyesin bana." - "Meşhur, Alin Bozkurt?"