"Yani?"
Sorarak konuştum ve çatalımda ki salatalığı ağzıma attım.
"Yanisi yok, biraz daha burdayız. Hatta biraz daha değil, baya burdayız."
"Baba ama ya!"
"Milli Takım gelecek. Bizim oteli kullanacaklar."
"Kullansınlar, bizim bununla alakamız ne?"
"Milli Takım teknik direktörü Vincenzo. Biliyorsun, o benim arkadaşım. Onlar geliyorken gitmek saçma olur."
"Baba, Türkiye'de görüşürsünüz. İlla bizim burda kalmamız mı gerekiyor?"
"Türkiye'de nerede görüşeceğiz kızım?"
"Milli maçlarda işte."
"Alin, Milli maçlar burada olacak. Almanya'da. Euro 2024 bilmiyor musun?"
"Gören de deli gibi futbol takip ediyorum sanacak."
Babam güldüğünde, ben de güldüm.
"Baba, abim orda ben gitsem?"
"Seni tek başına İtalya'ya mı yollayacağım?"
"Evet."
"Sanki gidebileceksin de.."
Derince ofladım.
"Hem sen ne diye bu kadar dert ediyorsun ki? Doğa burda değil mi?"
"Doğa'da bizimle İtalya'ya gelecekti ya! O kadar uğraştık hatta, babasından izin almak için. Sen konuştun Tarık amcayla."
"Tamam kızım, zaten Tarık'ta burda. Hep birlikte kalırız işte. Hem, Milli takımda senin yaşıtın kişiler de var."
"Kim var ya?"
"Arda Güler, Kenan Yıldız, Semih Kılıçsoy."
"Onlarda gelir gelmez, 'Alin nerde?, Alin'le hemen tanışmak istiyoruz' falan diyecekler ya zaten."
"Seninle tanışmak isteyen bir sürü kişi var."
"Pardon?"
"Seni tanımayan mı var, Alin? Beni tanıyan herkes, yani nerdeyse tüm dünya, seni de tanıyor. Ayrıca sen içerik üreticiliği de yapıyorsun. Seni tanıyorlar yani. Vincenzo'da anlatmış seni birkaç kişiye."
Babam çok ünlü bir iş adamıydı. Dünya çapında. İtalya, Almanya, Türkiye, İspanya, İngiltere, Amerika ve birkaç ülke de daha otellerimiz vardı.
Yani, baya ileri gelen bir aileydik.
"Vincenzo beni neden anlatmış ki?"
"Alin, çok soru soruyorsun."
"Peki, tamam. Ne zaman geliyorlar?"
Bileğinde ki saate baktı.
"1 saat içinde burda olurlar."
Kafa salladım. Birlikte kahvaltı ettik ve kalktım. Odama gidip oturmaya başladım. Telefonumu alıp Doğa'yı aradım. İkinci çalışta açtı.
"Efendim balım?"
"Ne yapıyorsun, Doğa'm?"
"Oturuyorum öyle boş boş aşkım. Sen ne yapıyorsun?"
"Ben de oturuyorum da, yanıma gelsene. Cidden sıkıldım. Ve sana birkaç şey söylemem gerekiyor."
"Korkmalı mıyım?"
"Hayır ama, biraz kötü bir haber."
"Alin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hotel, Kenan Yıldız.
Fanfiction"Sen hediye misin bana?" "Beni bilmem ama, sen hediyesin bana." - "Meşhur, Alin Bozkurt?"