14.Bölüm

634 36 35
                                    

Duyuru:Öncelikle 2.05 bin okunma için sonsuz teşekkürler iyiki varsınız bu bölüm sadece binbaşının ağzından olacak.Bir önceki bölümde parantez içindeki şeyleri sırf sizi korkutmak için yazdımmm okurken bi Bismillahh dediyseniz görev başarılı lütfen bana kızmayınnnn.

"Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?"
"Dudaklar gülerken,insan ağlayamaz mı?"

Binbaşı Gölgeden (Görev öncesi,zamanı ve bitiş anları)...

Albayın beni çağırmasıyla albayın odasına gitmiştim.Albay postası albayın müsait olduğunu söylemişti bu yüzden açtığı kapıdan içeri girdim ve hemen tekmil verdim.

Binbaşı Ayaz Gölge Ankara/Emredin Komutanım!

Albay eliyle masasının yanındaki koltuğu işaret etti ne olduysa acil görünüyordu bende emri tekrar ettirmedim ve oturdum.Albay sıkıntılı bir nefes verip konuştu Ayaz görev var ama bireysel.Görev nedir diye sordum albaya albay ise gözlerini baktığı masasından kaldırarak gözlerime değdirdi.

Çok yüksek oranla esir alınacaksın seni kurtarmaya gelecekler ancak o zamana kadar teröristleri orada tutman ve gerçektende esir alınmış gibi davranman lazım.Başımı aşağı yukarı salladım ve albay devam etti.Asıl görevin teröristlerden bilgi almak ancak görev tehlikeli Ayaz yapabilecek misin?Albayın sadece formaliteden bu soruyu sorduğunu bilsemde cevap verdim.Kabul ediyorum Albayım ancak nasıl bir tehlike?.

Etrafta çokça terörist kampı olduğundan Şırnaktan Kuzgun timi ve Hakkariden ise Gölge timi birleşip operasyona katılacak.Bunlar kısa süre içinde toplanmış ama hemen dağlar arasında nam salmayı beçermiş timlerdi.Albay timdeki kişi isimlerinin ve gerekli bilgilerin olduğu dosyayı bana uzattı, alıp incelemeye başladığım sırada duyduğum cümle ile duraksadım.Bu görevde Ruh Ve Kızıl Kraliçe'de olacak çok meşhurlar bilirsin.Biliyordum adları geçtiği yerde Teröristler titriyor herşeyleri ötüyorlardı hatta bikere ruh adlı askerin bir bıçağı şarkı eşliğinde sallayarak bir teröristi korkuttuğunu duymuştum ne korku ama.Şaşırmış ifademi gizlemeyerek albaya baktım ve konuştum "Onur Duyarım."

Albayla birkaç şey daha konuşup odadan ayrıldım mühimmat odasında operasyon için hazırlandım ve helikopter pistine ilerledim timim bana mutlu bir ifadeyle bakıyordu bu ifadenin nedeni gurur değildi benden geçmişde benle alakasız yaşadıklarından dolayı nefret ediyorlardı bu mutluluk benim ölümle olan yakınlığımaydı.Albayla konuştuktan sonra helikoptere bindim ve dosyayı incelemeye devam ettim.

Baktığımda göre Timde bulunan Aren isimli kişi gelmiyecekti ama tim komutanı olduğu için onun ismide vardı.

Gölge timi(Okurlar da için bir hatırlatma)
Tim komutanı: Yüzbaşı Aren Kanlı
Kıdemli Üsteğmen Mert Savaşçı
Üsteğmen Halit Akal
Teğmen Gök Şahin
Astsubay Başçavuş Fatih Akay
Astsubay Kıdemli Üstçavuş Savaş Bekdik
Astsubay kıdemli Cavuş Dinç Coşkun
Astsubay Cavuş Demir Çavdar

Kuzgun tim
Tim komutanı: Kıdemli Üsteğmen Yiğit Bulut Kalan
Üsteğmen:Salih Kapan
Teğmen:Elif Bera Hak
Teğmen:İshak Kalmış
Astsubay Başçavuş:Kemal Dağcı
Astsubay Kıdemli Üstçavuş Kenan Kaya
Astsubay Cavuş: Yiğit Özgür (timde aynı isimden iki kişi olduğu için Bulut'un ikinci ismi var)

Ve bilinmeyenlerle dolu Ruh ve Kızıl Kraliçe...

Alana geldiğimizde görevim artık başlıyordu.Alana temkinli adımlarla yaklaştım.Tahmin ettiğim gibi etrafta çok fazla it vardı.Silahımıda alarak görünür bir alana geçtim itler maşhallah 2 saat görmediğinden kendimi mecbur bilerek göstererek içeri girmiştim.İtlerden bilgileri almak kolay olmuştu beyinsizler benim öleceğimi düşündüğü her şeyi anlatmışlardı.Biraz hırpalanmıştım ama pek sorun değildi.

Bir süre sonra dışarıdan silah sesleri gelmişti itlerde dışarı çıkmıştı bizimkiler gelmiş olmalıydı Ruh'un nasıl biri olduğunu merak ediyordum.
Bizimkilerin yanıma gelmesi uzun sürmüştü artık zorlanıyordum gözüm kararıyordu.Bir süre geçmişti ki yanıma siyah bir karaltı geldi gözleri çok güzeldi.Kahverengi'nin en güzel tonu olabilirdi.

İymisiniz binbaşım diye sordu sesi erkek gibiydi ama taktığı maskeden öyle çıkıyordu kadın olduğuna emindim.İyiyim diye yorgunca cevapladım onu kolumun altına girip birşeyler dedi pek dikkat etmemiştim açıkçası.Bişeyler daha konuşup timlerin olduğu yere geldik beni bir kayaya yasladı.Ruh olsada normalde timin sağlıkçısı olduğu belliydi çünkü başka birine dememişti.Çantasından ilk yardım çantasını çıkarıp içinden bir pamuk aldı yavaşça üzerine biseyler döküp yüzüme yaklaştırdı ve işini halletti.Daha deminki konuşmalara göre kızıl kraliçe olduğunu öğrendiğim kişi bir kayaya oturarak Ruh'a yaklaştı.Kulağına shipledim gitti demişti.Tahminim doğruydu Ruh bir kadındı inanılmazdı kendi ayakları üzerinde durabilen bu kadın inanılmaz biriydi.

Ruh'un yüzü maskeden zor görünsede ekşimişti utanmışmıydı yani bana karşı Bismillah.Gözleri bile bu kadar güzelken kim bilir yüzü ne kadar güzeldi.İçi zaten çok güzeldi altın gibi bir kalbi vardı ülkesine çok güzel yardım eden bir askerdi.Kızıl kraliçe yanımızdan ayrılmıştı.Sonra kalkıp bir timi kenara çekerek konuşmaya başladı dosyadan gördüğüme göre bunlar gölge timiydi komutanları başka görevdeydi o yüzden yoktu kadın bir komutandı komutanları.Konuşmaları bize geliyordu ve konuşmaları bir tık aşk içeriyordu sanki ahah.Ruh bir kayaya oturmuştu bende dinleniyordum ne kadar dinlenebilir sen artık.

Kızıl Kraliçe Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızımız ruhu oğlumuz binbaşı gölgeye istiyoruz demişti Ruh gözlerini kısmış sinirli sinirli kızıl kraliçe'ye bakıyordu.Dudağımın bir kenarı istemsizce yukarı kırılmıştı.Kendimi zorlayacak yavaş adımlarla Ruh'un yanındaki kayaya ilerleyip oturdum.Yavaşça kulağına eğildim Ya Hak.Kadın olduğunu bilmiyordum diye başladım söze.Hani Kızıl Kraliçe birşey demişti ya aldım kabul ettim öylede oldu dedim.Yanaklarının kızardığı maskeden belli oluyordu çünkü maske hafif kaymıştı ve yanağı ortaya çıkmıştı tabi kendi bunu kendi haberi olmadan düzeltmişti yüzümdeki sırıtma giderek büyümüştü..Kızıl Kraliçe tekrardan yanımıza geldi ve eğilerek böyle bir aşk görülmemiş dünyada ne geçmişte ne de bundan sonra diyerek gitti.Bir süre sonra kalktık gölge timinden Demir koluma girerek bana yardımcı oldu.Daha sonrası biraz karanlık çünkü yarı baygındım.Karargaha geldiğimizde albay tebriklerini sunduktan sonra bende revire doğru askerler eşliğinde yol almıştım.Bu geceyi burda geçirmiştim sabahta hastaneye gitmiş yaralarıma baktırmıştım çok önemli değildi tigaya dönüncede zaten albay çağırmıştı.

Yedek verilmiş üniformamı giyerek albayın odasına girdim.Albayın postası yerinde yoktu o yüzden kendim izin alıp girmiştim.Girer girmez tekmil verdim.

Binbaşı Ayaz Gölge Ankara/Emredin komutanım!

Albay rahat dedi ve tayinimin buraya çıktığını söylemişti ve inanılmaz olan gölge timine komutan olacaktım.3 gün timce izinliydik onlarla 3 gün sonra tanışacaktım.Albaydan izin alarak odadan çıktım ve bana verilen odaya girdim üzerime şimdilik satın aldığım rahat birşeyler giydikten sonra taksiyle askeri lojmana gittim artık orada yaşayacaktım.Eski tim komutanı lojmana yakın bir yerde oturuyormuş timde yakın yerlerdeymiş zaten.Lojmana gelince eve girdim,eşyalarım yarın gelecekti o yüzden üzerimi değiştirmeden yatağa girdim ve kendimi uykunun kollarına bıraktım sanırım imkansız birine aşık olmuştum.Olsun zoru başarırım imkansız sadece biraz zorlar beni.

Okuduğunuz için teşekkür ederim keyifli okumalar dilerimmm umarım bu bölümü beğenmişsinizdir.

Kod Adı:RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin