"Her iyi şeyin bir sonu vardır derler,peki bizim sonumuz ne zaman?"
Bazı şeyler netlik kazanmıştı ve ben artık anlamıştım.Aşk denilen şey nede garipti?Kendim kurtardığım komutanım aynı zamanda aşık olduğum kişiydi.Gözümde herkesin değeri artarken tek korkum onlara bişey olmasıydı.En ufak üzülmelerin de sanki yaşadıkları kötü şey benim başıma gelmiş gibi hissediyordum.Ailem denen kişilere gelirsek sanırım onlarla olan işim daha bitmedi...
Karargaha döndükten sonra kendimi biraz toparlamıştım ya da öyle görünmüştüm.Kahverengi gözlerim kararmaya başlarken Ayaz'ın gözleri ise parlıyordu sanki.Ne duygular var içinde bilemiyorum ama artık onu sevdiğim kesin.Bunu kendime anca kabul ettirebildim,bu biraz garip.Birini sevmek ne demek bilmezken onu nasıl seveceğim?Ona aşık olduğumu anlamam pek de zor olmadı insanların bahsettiği hislerden yola çıkarak bir sonuca vardım.Derin bir nefes alarak kendimi sorgu odasının içine bıraktım ve sorguya başlamak için sert ifademi takındım yani o sert ifade miydi yoksa gerçek Ruh muydu onu ben bile bilemiyorum.
*Binbaşı Ayaz Gölgeden*
Görevden döndükten sonra aklımı kurcalayan çok şey olmuştu.Aren'in yüz ifadesi ne kadar sert olsada gözlerinden anlıyordum herşeyi.Ona yardım edemediğim her an için kendimi suçlamaya başladım.Onun kadar iyi bir insan bu kadar acıyı haketmiyordu.Aren sorgu odasına girdikten sonra ardından ben girdim ancak kapıyı kapatacakken aradan Albay görününce Aren ile hemen esas duruşa geçip selam verdik.
-Albay:Artık vakti geldi Yüzbaşım veya binbaşım mı demeliyim?
Bu nasıl oluyordu Aren daha kıdem almamışken binbaşı olması mümkünmüydü?
-Albay:Ruh olarak çıktığın görevlerde oldukça vakit geçti.Bu vakitler esnasında kıdem alman gerekirken özel görevlerde olduğun için kıdemini veremedik.Ancak yeterli süre geçti.Aren Kanlı artık Yüzbaşı değil Binbaşısın.
Aren'in apoletinde'ki yüzbaşı rütbesini söküp yerine binbaşı rütbesini taktı.Aren'in gözleri bunun mutluluğuyla parlarken birkaç konuşmadan sonra Aren artık binbaşıydı.Buda demek oluyor ki artık belirli şeylerde ona emir veremem.Hızlı yükseliyordu uygun bir vakitte başarısı için onu tebrik etmek istiyordum.Aren sert bakışlarıyla bir sandalye çekti ve ters bir biçimde döndürerek oturdu.
Aren:Eee Cengiz bey hiç hoş gelmediniz.Hakkınızdaki herşey net olsada imzalı ifadeniz olmadan maalesef sizi hapse tıkamıyorum.
Cengiz:Peki ifade vereceğimi nereden çıkardın?
Aren:Vermeme gibi bir şansın var mı?
Cengiz: İstediğimi yaparım.
Aren:Ee bende.
Cengiz: Yani?
Aren:Seni burada öldüresiye dövebilir,sen ölmedikçe üzerinde her türlü işkenceyi uygulayabilirim istermisin?
Aslında bu kısmen doğruydu onu öldürmesse çoğu şeyi yapabilirdi.Ama bir yandanda manipüle ediyordu bu kadın herkesten ayrı bir seviyedeydi.
Onu anlamak zordu,ne yapacağını kestirmek ise imkansızdı.İleri düzeyde manipülasyon yetenekleri vardı ancak o istihbaratçı bile değildi bunları nereden öğrenmişti?Şimdi bunları düşünmenin zamanı değildi ilk kez onunla bir sorguya giriyordum ve Ruh'un sorguları Kızıl Kraliçe'nin sorguları gibi çok acımasızdı.Cengiz başını sağa sola sallıyordu onun neler yapabileceğine inanmıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/368683663-288-k387263.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kod Adı:Ruh
Jugendliteratur'VATAN SAĞOLSUN" X-Herşeyimsin Ötüken gülüşlüm. Artık sonsuza kadar benim ruhum seninde ruhundur. Hayırrr!!!!" Hayır,hayır,hayır!!! Demirleri ne kadar çekiştirsem de artık gücüm kalmamıştı,7 yıldır bana arkadaşlık daha doğrusu yoldaşlık ve kardeşlik...