epilog

1.5K 113 12
                                    


"Hoşuna gitti bakıyorum.." diye mırıldandı Asi. Alaz'ın göğsünde uzanıyordu. Çıplak bedenleri birbirine sarılı, bacakları dolanmış, saçları dağılmıştı. Üzerine uzandığı sağ kolu uyuşmak üzereydi.

Alaz parmakları kızın dövmesi üzerinde dolaşırken keyifle gülümsedi. "Senin gitmedi mi?"

Ece'nin doğumunun üzerinden neredeyse altı ay geçmişti. Onları korkutsa da anne ve babasının yanında kalmaya kararlıydı küçük kız, yoğun bakıma girmemişti.

Önlem amaçlı hastanede dört gün kalmış yakından takip etmişlerdi durumunu. Alaz'a kalsa hastaneyi yatak odalarına taşımaya kararlıydı. Ece için hazırladıkları bir oda vardı, ismini taşıdığı halasının odasını vermişlerdi ona. O odada kalmayı başka kimse hak etmiyordu.

Yine de henüz erken diyerek fazlasıyla büyük olan yatak odalarına minik, taşınabilir bir beşik yerleştirmişlerdi. Televizyonun önü bebek bezi, ıslak mendil gibi malzemelerle doluydu. Komodinin üzerinde fotoğraflar vardı, Çağla ve Rüya'nın ikizlerin ilk kez kutladıkları doğum gününde hediye ettikleri Alaz'ın dövmesinin minik bir biblo hali, koltuğun üzerinde duran Alaz'ın hala karısına mı yoksa kızına mı aldığı belli olmayan Asi Kızlara Uykudan Önce Hikayeler kitabı, duvara yaslı akustik gitar..

O soğuk ruhsuz oda ev gibiydi artık.

Üstelik tıpkı Ece gibi bebeklere has o kokuyla doluydu.

Normalin aksine dağınıktı sadece, kapının girişinden itibaren her yere saçılmış kıyafetler vardı. Alaz'ın sabah okula giderken giydiği gömleği Ece'nin beşiğinin ucundan sarkıyordu.

Son final sınavına da girip döndüğünde evi boş bulmayı beklemiyordu. Evde mutlaka birileri olurdu ama kapıda Osman'ı da görememişti. Bomboş evde hızla odasına çıkarken kafasında kurmaya başlamıştı bile.

"Asi?" diye sormuştu merdivenleri tırmanırken. Üniversite sınavı bir sonraki haftaydı ve son zamanlarda çalışmanın dozunu abartmıştı kız. Resmen aynı odanın içinde hasret kalmıştı karısına. Kendi finalleri de başladığı için o da ayrı bir telaş içindeydi, kalan zamanlarda da Ece'yle ilgileniyorlardı zaten.

Güneş gibi doğmuştu resmen tüm karanlığına Ece. Alaz onu bu kadar sevebileceğini hayal bile edemezdi. Bir yanı dokunmaya kıyamazken diğer yani sıkıca sarmak, göğüs kafesinin içinde saklamak istiyordu.

Korkuyordu bu kadar sevgiden. Asi'ye ya da kızına bir şey olacağı düşüncesi bile nefesini kesiyordu. Bebeğinin hapşırmasına sebep olduğu için güneş ışığıyla bile kavgalıydı.

Panikle açmıştı odanın kapısını da. Asi süre tutup deneme sınavları çözüyordu son haftalarda, konuları bitirmişti. Kütüphaneye bebeği götürmediği için evde çalışıyordu ama genelde salonda ya da yemek odasında olurdu. Yatak odaları Alaz'da evde olduğunda sığındıkları köşeleriydi. Şimdi her zaman etrafta olan Feride bile yoktu görünürlerde.

İçeri girdiğinde rahatlaması gerekirken kalp atışları daha da hızlanmıştı.

Asi..

Saçları baya uzamıştı kızın, Çağla "hamileyken saç kestirilmez" dediği için ellememiş doğumdan sonra da uzatmaya devam etmişti. Omuzlarını geçmiş kürek kemiklerine değiyordu bukleleri. Ders çalışırken kafasının tepesinde dağınık bir topuz yapıyordu, Alaz tokadan fırlayan saçlarına parmaklarını dolamayı alışkanlık haline getirmişti.

İçeride gördüğü Asi ise son zamanlar görmeye alışık olduğu Asi'den çok farklıydı. Bir o kadar da tanıdık..

Saçlarını kestirmişti. Uzayan bukleler gitmiş, boynu açığa çıkmıştı. Saçlarının sağ tarafı örülü, aralarında ince metal halkalar vardı. Tanıştıkları zamanki gibi görünüyordu aynı.

Belki Ben Bir Ailem Olsun İstiyorumdur | aslazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin