bölüm 11: mandalina ve mahalle maçı
"Hadi be oğlum!" Sinirle ekrana basarken sonunda bir kill almıştım. "Oynayamıyorsan oynama sen de oğlum orman." Serkan'ın sesine daha çok sinirlerim bozuldu. "Benim sayemde kill alıp bana hava mı atıyorsunuz lan!"
"Sıkıldım ben destek olmaktan neden hep ben desteğim?" Anıl'ın bezmiş sesine göz devirdim. Mal sadece destek oynayabiliyordu. Herhangi başka bir konumda olduğu gibi oyunu karşı tarafa kendi ellerimizle teslim ediyorduk. "Biraz öğren ondan sonra en kralını oynarsın koçum."
Tekrar öldüğümde sohbet kısmında bana söven ortaya ana bacı girerken maçı sattım. "Ege yapma böyle oyna amına koyayım!" Adamlar hızlıca ilerleyip hem ejderi hem de kuleleri almıştı. "Bana ne madem oynayamıyorum oynamam ben de."
"Sikeyim zümrütten düşeceğim bu el giderse." Serkan'ın bana bağırışları ve küfürleri zerre umurumda olmadı. "Hadi kapatıyorum ben," diyerek aramadan çıktım.
Saniyesinde kulaklarım çınlamaya başlamıştı. Gülerken herkesin ölmesi ve benim yaşamam ama hiçbir şey yapmamam sonucu oyunu kaybettik. Ana menüye geldiğim gibi az önceki takım arkadaşlarından hepsi bana istek attı.
Tabii sövmek için olduğunu bildiğimden hepsini reddettim ve oyundan çıktım.
Yaklaşık iki saattir oyundaydım bu yüzden balkona çıkıp bir sigara yaktım. Eylül buraya bir kavanoz koymuştu külleri atabilmem için. Bilgisayarımı özlüyordum ama burada kafamı dağıtacak çok etken vardı. Mal mal otursam bile bu ev garip bir şekilde sıkıntıdan patlamamı sağlamıyordu. Keşfetmek güzeldi.
Biraz sosyal medyada dolanırken sigarayı bitirip içeri geçtim. Eylül bizim odaya girdiğinde bana bir bakış attı. Balkona ilerlerken ne yapacağına merak kesilmiştim. Altına siyah bir eşofman giyerken üstüne beyaz tişört giymiş saçlarını da at kuyruğu yapmıştı. Yanımdan geçerken parfümünün kokusunu hissettim. Bir yere gidiyordu sanırım.
Elinde kocaman tekerlekli şeyle çıktığında ona baktığımı anlamış gibi bana baktı. "Pazara gidiyorum gelmek ister misin?"
"Pazar mı?" Öğlen konuştuklarımızdan sonra evi temizlemek için işe girişmişti ve ben de oyun oynamıştım. Şimdi pazar işi nereden çıkmıştı? Gün bitmişti zaten.
"Evet her hafta gidilir hani, alışveriş yapılır." Açıklamasına göz devirdim. "Ne olduğunu biliyorum merak etme."
"Ee o zaman gelecek misin hem şu arabayı taşımamda yardım edersin." Elindeki araba mıydı amına koyayım? Onu gösteriyordu.
"Neyse sıkılmıştım zaten." dediğimde ayaklandım. Üstüme bir bakış attığımda şort ve beyaz tişörtle durduğumu görerek dolaba ilerleyip içinden açık gri bir eşofman altı çıkardım.
"Ben çıkayım hızlı gel bak." Onu onaylayınca çıktığı gibi üstümü değiştirip cüzdanımı ve telefonumu cebine attım ve peşinden gittim. Ayakkabıları giydiğimizde alt kata inip babaannemlerin kapısını tıklattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ben bazen eksilirim biraz
Teen FictionYiğit Ege sorunlu ve baş edilemez bir çocuktu.