bölüm 20: acınası değilim
Yiğit beş yaşındayken,
Yiğit arkasına bakıp evi kontrol ettiğinde annesinin uyanmadığına emin olmaya çalışarak, sessizce evden çıkmıştı. Elindeki saralleli ekmekleri bir yere bulaştırmamaya çalışarak ayağına terliklerini geçirip koşturarak karşı kaldırımdaki Polat'ın yanına gitti.
Annesiyle markete gittiğinde ona sadece bir tane şey alma hakkı tanımıştı ve o da çikolatayı çok özlediği için kocaman bir kavanoz almıştı.
Küçük poposunu kaldırıma koyup elindeki ekmeği arkadaşına uzattığında bunu başardığı için gururla gülümsüyordu. "Al senin için yaptım!"
Polat kocaman gülümseyerek ekmeği aldı. Yiğit ise pis ellerine bakıp dudak büzmüştü. Polat da görmüştü onları ve bir anlık utandı. "Şey.. ellerim biyaz pis. Çok ses çıktığı için yıkayamıyom. İğrendin mi?"
"Senden iğrenmem ben!" dedi Polat gülümseyerek. Ekmeğinden kocaman bir ısırıp alıp gözlerini kapatmıştı. "Mmmh, çok güzel olmuş."
"Büyüyünce sana makarna da yaparım." Polat'ın en sevdiği yemek makarna olduğundan Yiğit hemen lafa atlamıştı. "Yaparım dimi Poyat?"
"Birlikte yapar yeriz, her gün her saat yerim ben senin makarnanı." Polat normalde kimseye göstermediği yanlarını Yiğit'e gösteriyordu. Onun yaşadıklarının hiçbirini bilmemesine ve küçücük bedenine rağmen bir yerlerde hissediyor, ona göre davranıyordu.
Tıpkı şimdiki gibi Yiğit'in yüzündeki kocaman gülümsemeyi görünce o da seviniyordu. "Süpersin kanka! Büyüyünce böyle kocaman bir evimiz olsun, bir tane de köpüş alalım mı?"
"Alırız, havuzumuz da olsun sana yüzmeyi öğretirim." Polat annesinin zoruyla yüzme kursuna gittiğinden Yiğit ile kısıtlı görüşebiliyorlardı. Bu ikisinin de canını sıksa da Polat öğrenecek sonra da Yiğit'e öğretecekti.
"Olsun." Yiğit ekmeğinden kocaman bir ısırık aldıktan sonra hevesle Polat'a döndü. "Minnak napıyo, yine mi uyuyo?"
Bu soruyla Polat duraksarken ne diyeceğini biraz düşünmüştü. Dalgınlıkla yere bakarken Yiğit onun omzuna vurarak dikkatini üzerine çekti. "Ağlıyor."
"Niye ağlıyo ki?" Endişeyle yanındaki çocuğa bakarken dudakları istemsizce büzülmüştü. Polat'ın henüz dört aylık bir kardeşi vardı ve çok yaramaz bir kızdı. Yiğit onu şu ana kadar hiç görememişti ama çok sevdiğini kalbinde hissediyordu.
"Annem susturamıyor onu sonra annem de ağlıyor. Babam gelmedi ya ondan. Haber de alamıyoruz." Polat'ın yediği ekmek boğazına dizilirken çenesini Yiğit'in küçük omzuna yaslamıştı. "İşi vaydır. Benim babam gibi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ben bazen eksilirim biraz
Novela JuvenilYiğit Ege sorunlu ve baş edilemez bir çocuktu.