bölüm 1: mavi

3.2K 235 55
                                    

12 Haziran 2024

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

12 Haziran 2024

bölüm 1: mavi

Kütüphanede elime aldığım bir şiir kitabını kuytu köşeye geçip okurken dünyadan soyutlanmış gibiydim.

"rakı doldur," dedim. "eksilmesin!"
ben bazen eksilirim biraz
aslında hepimiz eksilirmişiz biraz
bunu sonradan öğrendim.

Her ne kadar çok kitap okuyan biri olmasam da bazı şiir kitapları beni kendine çekiyordu. Kendi kendime düşüncelere dalmışken yanımdaki hareketlilikle irkildim.

"Sen kitap mı okuyorsun lan!" diyerek yanımda anırmamak için kendini zor tutan gereksizi fark ettiğimde hızlıca kitabı kapatmıştım.

"Sıkıntıdan patladım oğlum." Ayağa kalktığımda kitabı yerine bıraktım hızlıca. "İşiniz bittiyse gidelim artık."

Bana inanmaz gözlerle bakıp yüzündeki sırıtışı silmeden başını salladı. "İçinden bir edebiyatçı çıktı senin de. Tipine bakan serseri sanar." Ona gözlerimi devirdim ve cevapsız bıraktım.

Kütüphaneye sessizce göz gezdirdiğimde herkesin harıl harıl ders çalıştığını görmek benim bile bunalmamı sağlamıştı. Hayatta oturup da ders kapağı açamazdım. Bana yakışmazdı hem.

"Yürü hadi, bulmuş proje ödevini Serkan." Anıl önümden yürüyerek kütüphaneden çıktığında ben de peşindeydim. Soğuk hava yüzüme vurduğu gibi bir sigara çıkartıp yaktım.

"Ne yapacağız şimdi?" Sorumla birlikte Serkan, Anıl'a baktı. "Kanka söylemedin mi?"

"Ne söyleyecekti oğlum?" Serkan boğazını temizleyip hafifçe bana yanaştığında yüzündeki ifadeden bir şey isteyeceğini anlamıştım.

"Kanka şimdi şöyle.. Benim kız burada ders çalışıyor. Ben de düşündüm ki proje ödevini burada sizinle yapayım. Hem onu da görürüm."

"Benimle ne alakası var bunun? Git gör işte." diyerek sigarayı çöp kutusunun üzerinde söndürüp içine attım.

"Oğlum siz olmazsanız olmaz." diyerek yakındı. Götle don gibiydik anasını satayım. Ayrılamıyorduk. "Hem size de test kitabı getirdim. Oturup bir iki soru çözersiniz. Sınav senemiz lan bu sene!"

"Bunu sen mi diyorsun," diyerek güldü Anıl. "Bir kitaba ömründe açıp bakmamışsındır gelmişsin bir kız için ne diyorsun."

"Playstationa gidelim," diyerek elimi ağzıma kapatıp esnedim. Sabaha kadar oyun oynadığım için uyuyamamıştım.

"Abi kırmayın beni," diyerek yalvardı bize. "Gelirseniz yüzer lira ateşlerim, yanına zurna."

Bu fikir bir tık cazip gelmeye başlamıştı. Anıl ile göz göze geldiğimizde aynı anda "İki yüz," dedik. Babası para sıçtığı için her bir şey istemesinde nakitle geliyordu bize. Oflaya puflaya kabul edince içeri geçmiştik tekrar.

ben bazen eksilirim birazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin