🐛13.Bölüm🦋

1.9K 410 399
                                    

🐛13

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🐛13.Bölüm🦋
_____________________________________________________________________________________________
Kız saçların ne uzun, gören desin maşallah. Bizim evde gelin yok, sen olursun inşallah!
_____________________________________________________________________________________________

Tazecik bir köylü kızının yaşı geçkin bir tüccara varacağı sanılan düğün günü yaşanan hadiseler allak bullak etmişti Kozalıkızık'ı. Oğlan evinin gelin almaya gelip de gelini baba evinde bulamayışı kız evini mahcup etmişti. Herkes bir yana koşturup Asya'dan bir iz aramaya koyulurken Hüseyin Efendi kızının nereye gittiğini bilmese de kiminle gittiğini anlamıştı. Zaten o akşamdan beri her sabaha ve her akşama acaba Kurtulmuş'un oğlu bir delişmenlik eder mi diye uyanmamış mıydı? Tam gayrı kızından caydığını, sevdasından vazgeçtiğini sanmıştı ki olanlar ortadaydı. Hâl böyleyken tüccar Sabri Asya'nın kayboluşuyla ortalığı ayağa kaldırmış, Hüseyin Efendi'yi kızına sahip çıkamamakla itham etmişti. Ona göre Asya onunla evlenmeye gayet tabii razıydı. Onu kim kandırdıysa cebren götürmüş olmalıydı. Ve çok geçmeden dilden dile bir haber kazan gibi kaynayan kız evine gelmişti. Meğer ki Asya'yı Haskan'ların ufak oğlu Yıldırım kaçırmamış mıydı? Hatta öyle ki onları köyden çıkıp Kestel'e doğru giderken görenler bilem vardı. Muhtemelen bey oğlu kızcağızı tomruk işinden tanışları olan İnegöl'e kaçıracaktı.

Halil'in birkaç veletin avucuna bozukluk sıkıştırarak çıkarttığı dedikodu hakikatmiş gibi kısacık zamanda yayılmıştı tüm köye. Tüccar Sabri bunun üzerine yamacına akrabalarından delikanlılar alıp, omuzlarına tüfekler takarak düşmüştü İnegöl yoluna. Onların atla gideceğini tahmin ettiğinden hızlı olsun diye hususi otomobilini kullanmıştı. Ama gel gelelim İnegöl'ü talan etseler, Kestel'i ne kadar soruştursalar da onlardan bir iz dahi bulamamışlardı. Bu kez öfkeyle Kozalıkızık'a geri gelmiş, kız evine paldır küldür dalarak sinirini onlardan çıkartmak istemişti. Lakin Ahmed ve Emin babalarının kıyında koca dağlar gibi durduğunda sesini çıkarmaya çekinmişti. Nihayetinde Hüseyin Efendi getirip ilk günden beri aldığı ne varsa önüne yığmış, alıp gitmesini ve daha da bu köye ayak basmamasını söylemişti. Ve o çul çaputu toplayıp kuyruğunu kıstırarak giden tüccar Sabri'nin arkasından sünnet düğünü edilmemiş oğlan çocukları bile ne tırsak herifmiş diyerek kıs kıs gülmüşlerdi.

Tüccar Sabri belası savuşmuş, kız evi tenhalaşmış, Hüseyin Efendi'yle Eysan Hanım'ın gözleri belki geri getirir umuduyla kapıda kalakalmıştı. Asya'yı Yıldırım'ın kaçırdığı haberi Haskan'lar Konağı'na ise bir bombadan hallice düşmüştü. Yahya Bey duyduğu ile ayağa fırlarken Hesna Hanım elini kalbine yaslayarak fenalaşmış, Yıldız anasının bileklerini kolonya ile ovarken Şefik emmi oğlusunun ne ara bir kıza sevdalandığını düşünüp şaşırmadan edememişti. Tabii biraz da kıskanmamış değildi bu durumu. Ne güzel o birini sevmiş ve kaçırmıştı. Şefik ise anasının beğendiği huysuz bir bey kızı ile evlenmek için gün saymaktaydı. Onunda hakkı değil miydi sevmek? Niçin acele etmişti ki sanki?

K O Z A L I K I Z I K 🦋🐛Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin