🐛14.Bölüm🦋

1.9K 411 228
                                    

🐛14

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🐛14.Bölüm🦋
______________________________________________________________________________________________________________________________________
Bursa kızı anasından belli, hamam yapmış saçlarını nemli, istemeye gelcez seni, Bursa kızı alcem seni, iflah olmam alcem seni!
_______________________________________________________________________________________________________________________________________

O gece Asya'yı hiç bir yere salmamıştı Huri Hala. Yine genç kızlığından kalma ak pak geceliklerinden birini vermiş, sonrada kendi yatağında yatırmıştı. Öyle ya, Asya artık bu konağın geliniydi. Hemde büyük geliniydi. Yakışıkalır mıydı düğün gününe dek konuk odasında yatması? Her an yola gönderilecekmiş gibi olur muydu hiç? Asya Huri Hala'nın odasında yatmış, yaşlı kadında üst katta Yıldırım'ın hemen yanındaki konuk odasına geçmişti. İyi de etmişti. Bu eşşoğlusunu başıboş bırakmaya gelmezdi. Nemelazım, kızcağızı kandırıp sokuluverirdi yamacına.

Halasının sevdiği kızı böyle kendi evladıymış gibi sarıp sarmalaması , hatta ondan bile evvel tutması pek hoşuna gitmişti bey oğlunun. Ertesi sabah emmisiyle tomruğa ve bahçeye giderken gözü arkada kalmamıştı. Nitekim Asya da o ve sonraki günlerde Huri Hala'nın odasından dışarı hiç çıkmamıştı. Bayrama dek hep beraber yemek yenmeyen konakta Şemsi kalfa yeni gelinin yemeklerini tepsiyle odasına götürmüş, böylesi hem genç kızı memnun etmişti hemde onu kabullenemeyen Hüsna Hanım'ı. Ona göre Asya konağa işlemeye gelip giderken Yıldırım'ın aklını çelmiş, kendini ona bir güzel yamamıştı. Yıldırım da onların nişan hazırlıkları sırasında başıboş kalınca kanıvermişti işte o köylü kızına. Hüsna Hanım tüm bunları artık onun tersliğinden bezip susmayı yeğleyen kocası ve kızına söylenirken onu içeri girmek üzere eşikte duyan Huri Hala  ise manidar manidar gülerek atmıştı adımını salona. Yerine keyifle kurulurken de dilini tutamayıp kardeşine dönerek Hüsna da seni böyle kandırdı zar Yahya, baksana pek eyi bilir diye taşı gediğine koyuvermişti. Hüsna Hanım'a ise hırslı soluklar çekerek kendini dışarı atmak kalmıştı.

Günler tozu dumana katılmış ortalığın sakinleşmesiyle hızlıca geçivermiş, nihayetinde Kurban Bayramı arefesi gelip çatmıştı. Haskan Konağı'nda her zamanki gibi erkenden uyanılmış, Yahya Bey bugün işine yalnızca oğlu Şefik ile gitmişti. Çünkü bugün Yıldırım'ın başka işleri vardı. Düğün neredeyse gelip çatmıştı amma onlar allak bullak olmuş göller durgunlaşsın diye bekleşirken hazırlıkları son dakikaya bırakmak zorunda kalmışlardı. Neyse , para sıkıntısı olmasındı da , her bi'şey tek çıkışta hallediverilirdi evvelallah! Bey oğlu hem alacaklarının çokluğundan , hemde Huri Hala'nın minibüsle yorulacağından emmisinin otomobilini ödünç almıştı. Asya hayatında ilk kez otomobile binecekti. Öyle heyecanlanmıştı ki! Elbette ufaklığından beri Bursa'ya gittiklerinde minibüse binmişti. Ama böyle hususi otomobile binişi ilk olacaktı. Birazda korkmuştu tabii. Yıldırım bunu sürmeyi becerebilir miydi acep? Mazallah ilk binişinde bir otomobil kazası yaşamayı hiç istemezdi. Neyse ki bunu sesli söylediğinde genç adam gülerek dayımın otomobilini çok sürmüşüm İstanbullarda korkmayasın demişti de bir parça olsun rahatlamıştı.

K O Z A L I K I Z I K 🦋🐛Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin