Abelard'ın Ablatımıyla,
Buluşacağımız yere geldiğim de gözüm onu arasada görememiştim, telefonumu açıp numarasını ararken banka oturdum ve açmasını bekledim. Telefonu açtığında önce o 'Efendim' demişti.
"Ben geldim, sen neredesin diye sormak için aramıştım."
"Otobüsteyim bende, biraz geç geldi de, on dakikaya gelirim oraya."
"Hmm tamam bekliyorum."
"Ayakta kalma, benim yüzümden yorulma."
"Oturuyorum bankta merak etme, hadi bekliyorum."
"Kapatıyorum görüşürüz."
"Görüşürüz." dedim ve telefonu kapattı. Ayakta kalmamamı istemişti yani bu ne demekti? Beni düşünüyor ve endişe ediyor demekti. Hoşuma gitmişti ve kendi kendime sırıtmaya başlamıştım. Bana iyi gelen bir yanı vardı bu kızın, bir yandan onunla tanışma fırsatım olduda tanıştım diye sevinirken bir yandan da bu kızı neden geç fark ettim diye acızlanıyordum. Aramızda bir bağ oluştuğu için ve onu kaybetmek istemediğim için onu bırakmaya niyetim yoktu.
Müzik dinlerken gözlerim de onun o güzelim yüzünü arıyordu. Geldiğinde neler yapabiliriz diye düşünüyordum, öncelikle kafeye gidip içecek ısmarlamaktı niyetim yanına da tatlı bir şeyler alabilirdik. Hangi tatlıyı tercih ettiğini, hangi içeceği seçtiğini bilmek onu tanımanın bir başka tarafıydı. Fırsatlar önüme serilmişken fırsatları değerlendirmem lazımdı.
Karşımda gördüğüm beden bana doğru yaklaşırken gözlerimiz birbirine kenetlenmişti, gözlerimi ondan ayırmak istesem bile ayıramıyordum. Gözlerinin içinde kendimi görüyordum ve gözlerinde kaybolmayı istiyordum. Beni çok çabuk etkileyen tek kişiydi.
"Selam." dedi.
"Selam, hoş geldin." dedim ve ayağa kalktım.
"Hoş buldum."
Sarılasım gelmişti ama ister miydi ya da tepkisi ne olurdu bilmediğimden sarılmadım. Onun yerine gülümsedim ve elimle gel işareti yaptım.
"Önce kafeye gidelim, siparişimizi alıp burada oturalım ne dersin?" dedim.
"Bana uyar. Bu park alanı da çok güzelmiş zaten."
"Bencede, bu yüzden burayı seçtim."
"Burayı seçtiğin için teşekkürler. Her yer güzeldir ama burası bambaşka hissettirdi tek bakışta bunu fark ettim. Şu renk renk güllere ve çiçeklere bak, çok güzeller." diyerek gülümsedi ,eğilip pembe gülü avucuna aldı ve kokladı. Bir çiçeğin onu ne kadar mutlu ettiğine kendi gözlerimle şahit oluyordum ve dayanamıyordum, çok güzeldi ve hoşuma gitmeye devam ediyordu bu kız.
"Rica ederim. Çok mu seversin çiçekleri?" dedim.
"Severim ama aşırı aşırı değil."
"Bende öyle." dedim.
Gülü nazikçe bıraktı ve doğrulup tam önümde durdu. Birbirimize fazla yakındık, nefesinin yüzüme çarptığını hissedebiliyordum. Bunu fark edip bir iki adım geriye gitti ve "Pardon bu kadar yakınlaşacağımızı bilmiyordum." dedi.
"Problem değil. Ee hadi gel kafeye girelim." dedim kafasını karıştırmamak için.
Başını salladı ve kafeye doğru yürümeye başladık. Yüzünün yarısını gördüğüm kadarıyla düşüncelere dalmış gözüküyordu. Onu düşünmeye iten şey neydi bilmiyordum öğrenmek istiyordum ya da en azından kafasındaki düşünceyi dağıtmayı istiyordum.
"Ee daldın gittin öyle." dedim.
"Hmm evet gözüm daldı da."
"Bir sorun mu var yoksa?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abelard ve Heloise (gxg)
RomanceKumsal hiç beklenmedik bir zamanda karşılaşır Aryayla ve hiç beklenmedik duygular beslemeye başlar bu duygular ona o kadar farklı gelir ki bir büyü içindeymiş gibi gelir kumsala ve aryayı da o büyünün içine çekebilmek için elinden geleni sunar geriy...