-Merhaba Bayan Lee ben Jisung'un artık bende kalacağını söylemek için aradım.
-Peki hocam öyle diyorsanız.
Telefonu kapatıp önümüzde ki sehpaya koydu ve bana döndü.
-Ne o, niye o kadar şaşırdın?
-Sence? Birden pat diye arayıp söyledin.
-Kötü mü yapmışım? Ha yoksa kalmak istemiyor musun?
-Yani.. İstiyorum aslında ama ani oldu.
Hafifçe gülerek elini omzuma attı.
-Ah şaka yapıyorum. Neyse acıktın mı?
-Sayılır.
Ayağa kalkıp elini bana uzattı.
-Hadi öyleyse, yemek yapalım.
-Ben yemek yapmayı pek beceremem.
-Öğretirim öyleyse.
-Peki hyung.
Uzattığı elini tutup ayağa kalktım ve birlikte mutfağa gittik.
-Makarna yapmayı düşündüm, sence?
-Fark etmez bana naparsan yerim.
-Tamam o zaman makarna.
Eğilip tencere-tavaların olduğu dolaptan bir tencere çıkarıp ocağın üzerine koydu.
Kettleye suyu doldurup suyu kaynatmaya başlattı.
-Makarna var mı yanında ki rafta bakar mısın?
Dediği ile yanımdaki rafı açıp baktım.
-Hayır, kalmamış.
-Ben alıp geliyim sen bekle.
-Bende geliyim mi?
-Neden?
-Evde tek başıma kalmak istemiyorum.
-Dışarıda biri bizi görürse ya?
-Doğru...
Yanıma yaklaşıp kolunu boynuma attı ve beni kendine çekti.
-Noldu suratın düştü?
-Hiç..
Ellerini yanaklarımın iki yanına koyarak kafamı kaldırdı ve alnımdan öptü.
-Uzun sürmez tamam mı?
-Söz ver.
Gülümseyerek cevap verdi.
-Söz, küçük bebişim.
-Tamam o halde koş markete!
-Hay hay efendim.
Beni bırakıp mutfaktan çıktı.
Bende ardından çıkıp salona geçtim.
Kapının yanında ki askılıktan anahtarını aldı sonra geri koydu.
-Evde senin olduğunu unuttum.
-Varlığımı unutturmam o zaman hyung.
-Neden olmasın. Neyse ben 10 dakikaya gelirim.
-Bak sayaç tutarım. Hatta başladı vaktin.
Aceleyle evden çıktı. Çıkarken dikkatli olmamı tembihledi.
O gittikten sonra telefonumu alıp Felix'ten gelen mesajları okumaya başladım.
Lixie 🐣X Jisung
ŞİMDİ OKUDUĞUN
seni özledim hyung - minsung
Fiksi Penggemar"Birbirimize birer söz verdik hyung, sen tutamadın fakat ben tutacağım. Orada bana yer ayırdıysan iyi olur..."