BELA MIKNATISI

11 3 0
                                    

Yine bir sabah alarmı çalıyordu." Allahda artık senin belanı versin ya" diye söylenerek kalktım. Artık ezberlediğim rutini uygulayarak üzerimi değiştirdim. Altıma kot şortumu, üzerime ise beyaz badimi giydim ve çantamı alarak salona ilerledim. Kızlar kahvalıyı hazırlıyordu. Bende yardım ettim ve kahvaltıya oturduk.

Artık yürüyebiliyordum çünkü kazanın üstünden 6 gün geçmişti. Ara ara hâla baş dönmesi yaşıyordum ama eskisi kadar çok olmuyordu artık.

O gün Gökalp'e serum taktıktan sonra beraber sohbet etmiştik. Hayatımızda olmadığımız zamanlar neler olduğunu anlatmış ve sohbet etmiştik. Yan odamızda ise Ekin ve Özge konuşuyordu.

Ekin ve Özge bâya iyi anlaşmışlardı. Gökalp'in serumu bitmese Ekinle Özge'yi o masadan kaldıramayacaktık. Çıkmadan önce Ekin, Özge'ye "Birgün psikoloğa ihtiyacım olursa numarasını bildiğim hiç kimse yok" diyerek imada bulunmuştu. Özge ise hiç beklemeden vermişti numarasını. Bizse o sırada Gökalple, milleti ayıplayan yaşlı teyzeler gibi onlara bakıyorduk. Bir 'abboovv' demediğimiz kalmıştı.

Onlar gittikten sonra Melisa ile ben, Özge'nin başına geçmiştik. Melisa bütün bunlar olurken odasındaydı fakat ben herşeyi anlatmıştım kendisine. Özge'nin başına kalmışken Özge hiç bir söyleme itiraz etmiyor ve yanakları kızarmış, tebessimle televizyona bakıyordu. Abası yanıklar.

Kahvaltıyı yaptıktan sonra hızla evden çıktım. Çok ayakta kalmamam gerekiyordu fakat 5 dakikalık yolu yürüyebilirim diye düşünerek evden çıktım. Doğru da düşünmüştüm çünkü başıma bela çekmeden hastaneye ulaşmayı başarmıştım. Arada bir başım dönmüştü ama bir yere tutunarak biraz dinlenince geçmişti.

Hastaneden girince hızla odama ilerledim. Önlüğümü giyerek gelen hastalardan kontrole başladım. Genç bir kız gelmişti." Buyurun ben yardımcı olayım" dedim sıcak bir sesle." Dilhun doktor sensin?" Buradaki çoğu kişinin şivesi böyle olduğu için artık değişik karşılamıyorum." Evet benim" dedim gülümseyerek. Kız çok ürkekti. Süt gibi beyaz teni ve toprak rengi gözleri güzelliğine güzellik katıyordu. Aynı şekilde gözleriyle aynı renk ve hacimli saçlarıda güzelliğini destekliyordu. Fakat kızın kollarında mor izler vardı. Sanki bir yere çarpmış gibiydi ama izler büyüktü.

Kız,"Kolumda ağrı vardır doktor. Geçer diye gelmediydim ama 1 haftadır böyledir" doktor olarak bu izlerin öyle basit izler olmadığını anlıyordum. Kız sanki, sanki şiddet görüyor gibiydi. Hemen aklıma kötü şeyler getirmek istemediğim için belki benim gibi sakardır ve heryere çarpıyordur diyerek geçiştirdim." Tamam bir kontrol edelim. Otur şöyle sandalyeye" dedim ılımlı çıkarmaya çalıştığım bir sesle. Kız hemen geçip oturdu.

Kızın önünde ayakta dikiliyordum. Arkama dönüp eldivenimi aldım ve önüme döndüm. Eldivenimi takmak için elimi yukarı kaldırdığımda kız hemen elini yüzünü saklamıştı. Hassiktir. Bu normal bir insanın yapacağı davranışlar değildi. Kolundaki morluklarda puzzle parçaları tamamlanıyordu.

Kız hemen elini indirdi. Boğazını temizledikten sonra bakışlarını yere indirdi. Göz teması kuramıyordu. Eldivenimi taktıktan sonra kızla aynı denke inebilmek adına eğildim. Yavaşça kolunun morarmış yerine dokandığım an kızdan bir inleme sesi geldi. Kolu bâya bir zedelenmişti ama yinede tedbir almak adına röntgene göndermek istedim." İsmin ne?" Diye sordum. "İdil."dedi ince tırsak bir ses tonu. "İdil, şimdi röntgen çektirmelisin. Büyük ihtimalle zedelenmiştir ama yinede önlemimizi alalım."

Küçük adımlarla odadan çıktı. Bilgisayardan birkaç rapora baktıktan sonra kapı çaldı." Gel" dedim. İçeri giren İdil'di.  "Evet, İdil bakalım önemli bir durum varmıymış." Dedim ve bilgisayarıma gelen dosyayı açtım." Dediğim gibi önemli bir durum yokmuş. Sadece zedelenmiş. Sana bir krem vereceğim. Bir süre onu sürersen eğer 3 güne kalmaz geçer" dedim tebessüm ederek. Sormadan çekiniyordum ama merak daha baskın geldi ve "İdil eğer sakıncası yoksa birşey sormak istiyorum. Kolunu nasıl bu hâle getirdin?" Dedim. Gözlerini yere indirerek " Çarptım" dedi. Buna inanılması için mal olunması gerekiyordu. Daha fazla zorlamadan "Peki. Bundan sonra dikkat et. Birşey olduğunda hemen bana gel. Dilhun Hanımın özel hastasıyım dediğin anda hemen odama yönlendirileceksin" dedim tebessümle. Kafasını kaldırıp oda bana tebessüm etti ve " Teşekkürler" dedi o melodi gibi sesiyle.

CANHIRAŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin