19/3/2020
"Anneeee" diye cırladı Dilhun. Üstünde tam olarak 50 dakikadır bulamadığı vişneli nemlendiricisini arıyor olmanın siniri vardı." Yine ne var dilhun" dedi Umay artık kızının bir şey sormasından bıkkın olduğunu belli eden bir sesle." Ya anne nerde bu nemlendiricilerim ya?". Bir süre sonra Dilhunun odasının kapısında Umay göründü." Çekil şuradan!" Diye kızını azarlayarak makyaj masasının önüne geldi. Masanın çekmecesinde bir şeylere baktıktan sonra elinde 3 tane vişneli nemlendirici ile kafasını çekmeceden kaldırmış bulunmaktaydı." Kızım sen kör müsün?" Diye ciddi ciddi sordu." Oha anne ama ya ben 50 dakikadır bunları arıyorum". "Anneye oha denmez valla çarpılırsın şuracıkta. Hem sen körsen ben napayım kızım?"
Umay,Kemal şehit olduktan sonra 1,5 ay boyunca kendine gelememişti. O mektuptan bu güne kadar Umay biraz daha yaşlanmış,omuzları dünya yükü ile çökmüş ve saçlarına bir kaç tel ak düşmüştü. Fakat gözleri artık çok değişmişti. Dilhun acı günden beri annesinin gözünde bir daha o elayı görememişti. Annesi küçükken Dilhunun babaannesi ile konuşurken " bu hayat benden 3 şey aldı. Birincisine zor olsa da alıştım fakat ikinci ve üçüncü olana kadar bir daha gözlerim bu dünyaya eskisi gibi bakmayacak anne" derken duymuştu, Dilhun. Bunu duyduğunda annesi şehitliğin etkisinden yeni yeni çıkıyordu.
Annesinin bu sözünü gizli gizli dinlerken duymuştu Dilhun. O günden beri her ne kadar geçmişin etkisinden çıksada bu sözü her gece uyumadan önce kolyesindeki babasına bakarak düşünürdü Dilhun. Bu nedenle geceleri hiç sevmezdi zaten. Gündüz ne kadar dikkatini bir şekilde dağıtsada gecenin sessizliğinde bütün geçmiş karabasan gibi üstüne çülleniyordu.
DİLHUN
" Gönöydun" esneyerek içeriye giren kişi- benim dilimde gerizekalı hödük- yani kardeşim Alperen'di." Önce ağzını kapat gerizekalı" diyerek sevgimi bütün şeffaflığı ile kardeşime sundum." Sanada gümaydın canım ablam" diyerek yanıma geldi. Salağa ne kadar söylensemde her ablam dediğinde dayanamayarak eriyordum." Günaydın oğlum" annem bize rağmen - daha doğrusu bana rağmen- bütün sakinliği ile cevapladı Alperen'i.Alperen tam olarak benim zıt karakterimdi. Ben ne kadar tembel,çalışmayı sevmeyen,agresif ve sinirli bir kişiliksem Alperen tam tersiydi. Hızlı,pratik,ne kadar salak desemde zeki,sakin ve etrafa neşe saçan bir karakterdi. Dışardan baktığında insan biraz korkardı çünkü kendisinin geniş omuzları,kalıplı bir bedeni ve sert bir çehresi vardı. Çoğu fiziksel özelliği babamdı,huylarıysa annem. Sadece tek bir özelliği babama çekmişti ve bu özelliğ, beni bıktırıyordu. Kıskançlık. Gözleri,boyu,posu herşeyi aynı babamdı ona baktığımda hep babamı görüyordum. Kendisi babamızı görememişti ama fotoğraflardan gördüğü kadarıyla o da babama çok benzediğinin farkındaydı. Zaten babama benzediği için hep baba özlemi duysam Alperenin yanına gidiyor, ona sarılarak bir süre öyle duruyordum. Kendiside babasızlığın ne olduğunu bildiği için hemen kollarıyla beni sarıp sarmalıyor ve baba sıcaklığını hissetmemi sağlıyordu.
Alperen gelip yatağımın üstüne,bavulumun hemen yanına oturmuştu. Çünkü odada tek yer orası vardı. Dışardan birisi görse bu oda da işkence yapılmış derdi çünkü oda bir birine girmiş durumdaydı. Dolabımın hepsi yerde,yatağım toplanmamış bir halde ve yetmezmiş gibi üstünde neredeyse boyum kadar bir bavul vardı. Bense bu odanın bu haline alışmış bir şekilde hâlimden gayet memnundum. Çünkü odam genellikle dağınık olurdu.Şimdi ise makyaj masamı karıştırmakla meşguldüm çünkü bu seferde maskaramı bulamıyordum. Fazla abartıyı sevmeyen bir insan olduğum için çok makyaj yapmazdım fakat vişneli nemlendiricim ve maskarasızda dışarıya çıkmazdım.
Yanımda odanın karmaşasasına yüzü tiksinti ile bakan anneme döndüm ve bu seferde " anne şimdide maskaram yooğğk" diye söylendim." OF DİLHUN" diyerek masama yaklaştı ve dejavu yaşarmışcasına yine çekmeceye eğildi. Elini çekmeceye daldırıp maskaramı çıkarması aynı saniyeler içinde yaşanmıştı." Ama bu sefer harbi çüşş" diyerek gayet sakin bir dille şaşkınlığımı dile getirdim." Kadın büyücü müsün? Müneccin misin neysin sen yaa" diyerek ben cırladım bu seferde." Tövbe yarabbi büyücü müyücü diyor yaa". Kendisinin büyücü olmasından bir şüphelenmedim değil şahsen." Annelik iç güdüsü bunlar. Anne olunca anlarsın". Vallahi ' anne/baba olunca anlarsın' ve ' vitamini kabuğunda' kelimelerşni kim bulduysa ALLAH CEZASINI VERSİNDİ. Çünkü biz bir annenin çocuğu olarak bu cümlelerden bıkmıştık,usanmıştık.
