gözlerimi açtığımda geçen gün alazla oturup sohbet ettiğimiz bankta uzanıyordum. doğrulduğumda ense kökümdeki ağrı yüzümü buruşturmama sebep oldu. birisinin beni bayılttığını ve sonra buraya bıraktığını tahmin etmek zor değildi. peki bu kimdi? bazı tahminlerim vardı. alaz'ın babasının bu işle bir alakasının olduğunu düşünüyordum ama neden beni öylesine buraya bırakırdı ki?
rüya'nın verdiği telefonun yanı başıma bırakıldığını fark ettiğimde hemen elime aldım. alaz'dan ve cesur'dan bir sürü arama vardı.
alaz'ı geri aradığımda birkaç çalıştan sonra hemen açtı. "sen neredesin!"
o kadar yüksek sesle bağırmıştı ki telefonu kulağımdan biraz uzaklaştırmak zorunda kalmıştım. "bağırma bana."
"neredeysen hemen konum at, geliyorum." cevabımı bile beklemeden telefonu suratıma kapattığında bu öfkesine anlam veremedim. bulunduğum yerin konumunu gönderdim.
bankta sessizce beklerken yaklaşık 15 dakika sonra alaz'ın arabası yol kenarında durdu. arabadan bir hışımla çıkıp bana doğru yürümeye başladı. yan koltuktan inen cesur da onun biraz arkasında ilerliyordu. alaz'ın yüzü kan içerisindeydi. kaşından ve dudağından kan akıyor, gözünün altındaki morluk oldukça büyük duruyordu.
gözlerinden adeta ateş çıkarken hızlıca bedenimde bir şey var mı diye kontrol ettikten sonra yüzüme baktı. "sen beni delirtmeye mi çalışıyorsun!"
"o sesini alçalt."
sesli bir nefes aldı. "saatlerdir seni arıyoruz her yerde. bakmadığımız delik kalmadı. hangi cehennemdeydin?"
mekanda neler yaşandığınının farkında mıydı? sanki dolaşmaya çıkmışım gibi davranıyordu. "benimle konuşurken sesinin tonuna dikkat edeceksin alaz. sence dolaşmaya çıkmış gibi mi görünüyorum? rüyayla oradan çıkmaya çalışırken bilincimi kaybettim. uyandığımda ise buradaydım." elimle oturduğum bankı işaret ettim.
ruhsuz bir gülüş attı. "dikkatli olmalıydın."
"alaz tamam," dedi cesur üzerime bir şal bırakırken. "kızı paketlemişler işte. bir şeyin yok di mi asi?"
"hayır yok gayet iyiyim. ensemden vurdular. ensem acıyor." alaz'ın çenesi kasılmıştı. "bunu kimin yaptığını biliyor musunuz?"
"tahminimiz var." dedi cesur. alaz bana bakmıyordu. daha çok sakinleşmeye çalışır gibi bir hali vardı. "galeri işi patladı. haberleri olmuş. kurşunlama olayı da tamamen dikkat dağıtmak, yaralanan yok."
"peki beni neden bayıltıp sonra hiçbir şey olmamış gibi buraya bıraktılar?"
alaz kaşlarını çatarak bana döndü. "neler yapabileceğini görmemizi istedi. seni yalnız bırakacağımı biliyordu."
üzerimdeki şala daha sıkı sarıldım. "bırakmasaydın o zaman." alazla aramızda gergin ve garip bir bakışma geçti.
"gençler siz negatif elektrikten alev almadan önce gitsek mi? çağla evde delirdi meraktan."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yabancı ve Yalancı | AsLaz
Teen FictionAsi ve Alaz'ın yolu bu sefer bir sokakta değil, bir cinayetle kesişiyor. Unutmayın ki herkes ilk tanıştığınızda sadece bir yabancıdır ve bir miktar yalancı.