11. Bölüm

2.3K 67 25
                                    

iyi okumalar 💨

telefon numarasının çağla'ya ait olması aşırı derecede garip bir durumdu. alaz'ın sakin tavrı işin perde arkasında bambaşka bir şeyin olduğunu gösteriyor gibiydi.

"bundan kimseye bahsetmeyeceksin," dedi tehditkar bir sesle. "sadece ikimiz arasında kalacak. bir boklar dönüyor. eğer bunu herhangi birinden duyarsam..."

"merak etme alaz," dedi rüzgar. "yalnız sende dikkatli ol. çevrende bir sürü insan var. arkadaşım dediklerin, elini tuttukların..." son söylediğini üzerime alındığımda alaz'a baktım. sinirle gözlerini yummuştu.

"sana ne lan benim elini tuttuklarımdan? neyi ima ettiğini çok iyi anladım ben senin. o cümlenin devamını getirme." rüzgar benim hain olabileceğimi mi düşünüyordu?

"alaz öyle demek istemediğimi biliyorsun."

"çağla sağlıklı bir psikolojide değil, hiçbir zaman da olmadı. emin olduğum tek şey kardeşimin bu olayla alakasının olmadığı." alaz telefonu kapattığında denize doğru döndü. ne yapacağını düşünüyordu, onu artık tavırlarından anlayacak kadar çözmüştüm.

"eve dönelim, biraz uyuyalım. sabah bu meseleyi kurcalayacağım." dedi bana döndüğünde. anlayışla kafamı salladım. arabaya doğru yürürken ellerimiz birbirine kenetlenmişti bile.

"birinin kimlik bilgilerini kullanarak üzerinden hat açtırmanın bir çok yolu vardır," dedim. "çağla'yı şüpheli gibi gösterip kafanı karıştırmaya çalışıyorlar."

"farkındayım," deri gergin bir sesle. "eskişehirde yaptıklarım kulaklarına gitmiştir. iç meselelerle boğulup ana konudan uzaklaşmamı sağlamaya çalışıyorlar. bana kurnazlık öğretecek, dünkü çocuk."

bazen ses tonundaki karanlık onun henüz görmediğim acımasız tarafını düşünmeme sebep oluyordu. içindeki karanlığın bir gün onu tamamen ele geçirmesinden korkuyordum.

eve doğru harekete geçmiştik. "yarınki planın ne?"

"bu meseleden kimseye bahsetmeyeceğim. sabah bizimkilerle görüştükten sonra harekete geçeriz. aklımda birkaç şey var."

"cesur'a ya da rüya'ya da mı söylemeyeceksin?"

"saçmalama," dedi alaz gülerek. "cesur ve rüya gerekirse ölür ama bana ihanet etmez. kendimden çok güvenirim onlara."

*

eve geldikten sonra korkunç derecede yorgun olduğumuz için duş almaya bile üşenerek uyumak için direkt yatağa geçmiştik. alaz'ın yatağında uzanıyorduk.

alaz bir kolunu yastığın altından geçirmiş, bana dönük şekilde gözlerini kapatmıştı. esneyerek ona biraz sokulduğumda kendime boynunda bir yer buldum.

"bu gece..." dedi uykulu sesiyle. "canını yakmadım değil mi?"

kafamı kaldırıp ona baktığımda gözleri kapalıydı. "yakmadın, hem acıya dayanıklı olduğumu söylemiştim."

"bunu hatırlatmanın her defasında çıtayı yükseltmeme sebep olacağını biliyorsun değil mi?"

"beni kendinle tehdit etmeyi bırak alaz." dedim fısıldarken. kollarını belime sardı ve beni kendine bastırdı.

"şimdi uslu bir kız ol biraz uyumaya çalış, yarın yoğun bir gün olabilir." itiraz etmedim ve uykunun beni çekmesine izin verdim.

*
sabah uyandığımda yatakta yalnızdım. dağılmış saçlarımı toparladıktan sonra hızlı bir duş aldığımda alaz evde yoktu.

Yabancı ve Yalancı | AsLazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin