7. Bölüm

1.8K 69 8
                                    

iyi okumalar 🖤

çağla'nın hastaneden çıkarılmasından sonra kimseyle tek kelime etmeden evime dönmüştüm. cesur beni eve bırakmayı teklif etse de reddetmiştim. otobüse binip oradan uzaklaşana kadar öfkeli alaz soysalan ela gözlerini benden ayırmamıştı.

evin olduğu sokakta sessizce yürürken evimin önündeki siyah büyük arabayı gördüm. önünde iki tane siyah takım elbiseli adam vardı. normalde olsa koşarak kaçabilirdim ama burası benim mahallemdi. bir çığlığıma tüm herkesi başıma toplardım.

minik adımlarla evimin kapısını önüne geldiğimde adamlar beni fark etti. tepki vermeden bakmaya başladılar. demir kapının açık olduğunu fark ettiğimde içerden bir ses duydum. "buradayım."

kapı önündeki eski koltuğuma oturmuş, siyah takım elbisesi kırışmasın diye put gibi beni bekleyen adam serhan demirhan'dan başkası değildi. gece olmasına rağmen yüzüne siyah bir gözlük takmıştı. demir kapıdan içeri girdiğimde yerinde doğruldu, gözlüklerini çıkardı.

"siz kimsiniz?" onu tanıdığımı düpedüz söylemek istememiştim. sorum onu keyiflendirdi ve küçük bir kahkaha attı. "birbirimize oyun oynayacaksak tüm taşların elimde olduğunu bilmeni isterim."

sertçe yutkundum. "gecenin köründe benim mahallemde olduğunuzu hatırlatmak isterim. elinizdeki taşlar işe yaramaz."

serhan'ın gülüşü soldu ve gözlerini kısarak bana baktı. bu çıkışımı beklemiyor olmalıydı. "ne istiyorsunuz?"

ayağa kalkıp üzerindeki oldukça pahalı duran ceketi düzeltti. "senden bir şey istemiyorum. sadece tanışmak istedim. kardeşime arabayla çarpıp kaçan ve oğlumun arkasını toparladığı kızı merak ettim sadece."

her şeyi nereden biliyordu? rüya haklı olabilir miydi? gerçekten serhan'a çalışan birisi mi vardı?

"her şeye hakimseniz kardeşinizin nasıl bir pislik olduğunu da biliyor olmalısınız," dedim dik başlılıkla. "gerçi ondan aşağı kalır yanınız yoktur kesin. hatta daha bile fazlasısınızdır."

avucunun tersiyle yanağıma dokunmaya yeltendiğinde bir adım geri attım ve eli havada kaldı. "bazı şeyleri biliyorsun ama eksik biliyorsun. zafer benim için sadece bir piyondu, bense oyunun kendisiyim."

kardeşinin ölümünden zerre etkilenmişe benzemiyordu. "senim sandığının aksine kardeşimin ölümü duygusal anlamda umrumda olmadı. onun ortadan kaldırılması işime bile gelir," dedi umursamazca etrafı incelerken. "keşke eliniz değmişken o vasıfsız oğlunu da gebertseydiniz."

"pislik herifin tekisin!" dedim tükürürcesine. "kendi ailene yaşattıkların yetmemiş gibi bir de başkalarının hayatlarını mahvediyorsun!"

sertçe kolumu kavradı. "beni kışkırtma, sınırını aşma. şu an hayattaysan benim sayemde. şu an dışarda özgürsen yine benim sayemde. hepiniz tek dudağımın ucundasınız."

"sen de benim bir dudağımın ucundasın. alaz kardeşi ve annesi yüzünden susuyor olabilir ama benim kaybedecek bir şeyim yok. kendimle beraber seni de yakabilirim." serhan'ın bakışları değişti. daha karanlık ve acımasız duruyordu.

"sen de ne bulduğunu görebiliyorum," dedi beni baştan aşağıya incelerken. "yalnız dikkatli ol. alaz'ın başını derde sokacak gibisin."

"sen deoğlunu çok düşünüyor gibisin."

"geleceği tahmin ediyorum diyelim," dedi serhan yanımdan geçip giderken. "alaz'ın sonu da benim gibi olacak."

büyük siyah arabaya binip gözden kaybolana kadar arkasından baktım. bu adam hepimiz için tehlikeliydi.

Yabancı ve Yalancı | AsLazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin