Asi ve Alaz'ın yolu bu sefer bir sokakta değil, bir cinayetle kesişiyor.
Unutmayın ki herkes ilk tanıştığınızda sadece bir yabancıdır ve bir miktar yalancı.
selaam! yeni bölümümüzden selamlar, bol aksiyonlu ve yazarken inanılmaz keyif aldığım bir bölüm oldu. umarım seversiniz.
not: bölüm sonuna doğru yoğun cinsel içerik ve anlatım var...rahatsız olacaklar okumadan geçebilirler. 🚨
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
yabancı ve yalancı asi'si.
💨
neredeydim bilmiyordum. zafer bizi istanbul'a getirmişti, bildiğim tek şey oydu. o evden çıkar çıkmaz kendimi ormana atmış, uzaklaşana kadar yürümüştüm.
bir ağacın gövdesine yaslanış nefesimi düzeltmeye çalışırken duyduğum ayak sesleri irkilmeme sebep oldu. hiçbirinin peşimden geleceğini düşünmüyordum. çıt çıkarmadan sadece ayak seslerini dinledim. ayak sesleri git gide yaklaşıyordu.
"saklandığın yerden çık," dedi rüya'nın buz gibi sesi. "burada sadece ikimiz varız." ondan korkacağıma ölmeyi dilerdim. ağacın arkasından çıkıp tam karşısına dikildiğimde alaycı bakışlarının yerini merak aldı.
"ne istiyorsun?" ona doğru bir adım attım. "oynadığın film bitti rüya. jenerik akıyor."
"dinlemen gereken şeyler var." dediğinde elimi havaya kaldırıp susturdum. "onlara istediğin masalları anlatabilirsin. sana inanmak için hala küçük bir ışık arıyor olabilirler ama ben inanmam rüya, uğraşma."
"asi..." sesi yumuşak ama bir o kadar da mesafeliydi. "konuşmak zorundayız."
"seninle konuşacak bir şeyim yok," yanından geçip gidecektim ki beni durdurdu. "git kandıracak başka birisini bul."
"buraya sadece konuşmak için geldim."
bu beni güldürdü. "konuşmak mı? sen insanları sırtından bıçaklamak dışında bir şey yapıyor muydun?" rüya gözlerini yumup derin bir nefes aldı.
"dinle...geri dönüşü olmayan bir yola girecekler."
"kızım bela mısın sen?" omuzlarından tutup onu sertçe ittim. "def olup git benim başımdan. bıraktım ben sizin peşinizi, bitti. gidin kimi kurban seçecekseniz onu seçin."
tam bir şey söyleyecek gibi oldu ama onu susturdum. "ayrıca ne bu endişeli tavırlar? zehir içiyorsun diye kandırırken pek eğleniyordun? bu da yeni oyunun mu? yemezler, başka kapıya."
"hala alaz'ın karşısındayım, hala babam için çalışıyorum ama bu sefer başka. ne olursa olsun ölmesini istemiyorum asi, o benim kardeşim."
"sen ne iki yüzlü bir kızsın ya? elimden bir kaza çıkmadan git buradan."
"zafer alaz'dan hamle bekliyor, alaz hamle yapabilecek bir psikolojide değil şu an. ikisinden birisi gerçekten ölürse her şey biter asi. ikisi de yaşamak zorunda." yüzüne uzun uzun baktım. "zafer alaz'ı öldürürse çağlayı asla tutamam. alaz zafer'i öldürürse..." gözlerini kaçırdı. "babam kimseyi yaşatmaz."
