bu fotoğraf o kadar fazla bizim evrenin alaz'ı ki. görür görmez işte bu dediğim bir fotoğraf oldu.gözlerimi açtığımda esneyerek gözlerimi ovaladım. güneş doğmuştu. üzerimde alaz'ın siyah ceketi vardı. "günaydın." dedi alaz bana bakarak. elinde bir kahve bardağı tutuyordu. "sana da aldım ayılmana yardımcı olur." arabanın arka kısmındaki bardağa uzandı ve alıp elime tutuşturdu.
siyah güneş gözlükleriyle yola bakmayı sürdürürken güneş kumral saçlarına vuruyordu. alaz keyifli duruyordu. kahveden bir yudum aldığımda etrafa bakındım. "neredeyiz?"
"tam zamanında uyandın. şehre girmek üzereyiz." kaç saattir araba kullanıyordu? yorulmuş olmalıydı.
"önce bir otele mi gitsek? yoruldun sen de biraz dinlenirsin." kahvesinden bir yudum aldı ve camı açarak dudakları arasına bir sigara yerleştirdi.
"seni otele bırakacağım." sigarayı yaktı ve derin bir nefes çekerek camdan dışarı üfledi. "benim görüşmem gereken birisi var."
"beni neden götürmüyorsun?"
"çünkü," kahvesini bitirip karton poşetin içine bıraktı. "senlik bir ortam değil. yani seni yanımda götüremem."
"bir şeyler saklıyorsun yine." dedim sağa doğru dönerek. yoldaki tabelalara bakmaya başladım. bir elini bacağıma koyarak sıktı. "saklamıyorum. sadece orada ne ile karşılaşacağımı bilmiyorum."
"cesur'un söylediği adrese bu akşam mı gideceğiz?" kafasını salladı ve sigarayı arabanın kül tablasına attı. "sabahki işlerimi hallettikten sonra yanına gelirim. beraber gideriz."
yaklaşık 10 dakika sonra büyük bir otelin önündeydik. alaz arabayı valeye bıraktığında elimi tuttu. "böyle bir otele gerek var mıydı?" dedim etrafa garip garip bakarken. "her zaman şov peşindesin."
güldü. "en yakın otel burasıydı. sadece bir gece kalacağız asi."
otelden içeri girdik. resepsiyondaki kız alaz'ın kimliğini aldıktan sonra bana dönmüştü ki alaz engel oldu. "asi soysalan. kendisi karım olur, biraz rahatsız. o yüzden hemen odaya geçersek çok iyi olur."
kız itiraz etmeden gümüş renkteki anahtarı alaz'a verdi. teşekkür ettikten sonra asansöre bindik ve 7. kata çıkmaya başladık. asansördeyken konuşmadık. aynadaki yansımamıza baktım sadece. bence birbirimize çok yakışıyorduk.
707 numaralı odanın önüne geldiğimizde alaz kapıyı açtı ve geçmem için bekledi. "sen gelmiyor musun? hemen mi gideceksin? biraz dinlenseydin." karton poşeti elime tutuşturduktan sonra gülümsedi. "hemen halledip geleceğim. poşetin içerisinde ihtiyacın olabilecek şeyler var. ben gelene kadar dinlen, odadan çıkma." bana öpücük atarak koridorda ilerlediğinde arkasından kapıyı kapattım.
poşetin içerisinde diş fırçası gibi kişisel malzemeler vardı. hızlı bir duş aldım ve geniş yatağa uzandım. şimdiden canım sıkılmıştı. yaman'ı aramam gerektiğini düşünüp telefonumu çıkardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yabancı ve Yalancı | AsLaz
Genç KurguAsi ve Alaz'ın yolu bu sefer bir sokakta değil, bir cinayetle kesişiyor. Unutmayın ki herkes ilk tanıştığınızda sadece bir yabancıdır ve bir miktar yalancı.